Ülkenin önde gelen ressamlarından biri olan ve 1990'lı yıllarda dünyanın önemli galerilerinde sergiler açan Rama, "Fikir Sofrası" toplantısına katılmak için geldiği İstanbul'da, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Rama, Türkiye ile Arnavutluk arasındaki kardeşlik ve doğal dostluğa vurgu yaparak, "Normal olan birlikte daha pek çok şey yapmamızdır ve yapabiliriz" diye konuştu.
İki ülke arasındaki ticaretin artmasını istediklerini, bunun için de Türk yatırımcıları Arnavutluk'a çekmeye çalıştıklarını belirten Rama, Arnavutluk'un enerji, madencilik, tarım, imalat sanayi ve özellikle de turizm alanında önemli bir büyüme potansiyeline sahip olduğunun altını çizdi.
Sanat ile politikanın birbiriyle rekabet eden alanlar olmadığını aktaran Rama, "Sanat en azından benim için bireysel özgürlüğün, politika ise başkalarıyla çalışma iradesinin ifadesi. Sanat imkansıza açılan bir pencere, politika ise mümkün olan uğruna verilen bir mücadele" ifadesini kullandı.
Sanatçıların da eleştirileri kabul etmekte zorlukları olduğunu dile getiren Rama, "Ancak siyasetçi eleştiri aldığında karşısındakini kazanmasını bilmeli" diye konuştu.
Siyasete "demir perde" rejimlerinde yaşayan sanatçı, yazar ve entelektüellerin genellikle yaptığı gibi mevcut rejime itirazlarını dillendirerek başladığını anlatan Rama, şöyle devam etti:
"Siyasete rejim değişikliğinden sonra girdim. Bu, öngörmediğim bir hayattı. Siyaset, benim başıma gelen bir şey. Bu, sonsuza kadar sürdürmek istediğim bir hayat da değil. Çünkü zamanımızda siyasetçiler görev sürelerinin daha kısıtlı olduğunu, yönetme zamanlarının daha kısa olduğunu anlamalılar. Sanatçı olarak bir hayatım vardı, siyasetçi olarak ikinci bir hayata başladım. Umuyorum ki özgür bir insan olacağım üçüncü bir hayatım da olacak."
Rama, "özgür bir insan" olarak yaşayacağı üçüncü hayatta sanat ve belki de siyasetle ilgili daha fazla konuşma olanağı bulacağını kaydetti.
Bu arada Edi Rama, 1,5 yıldır düzenlenen "Fikir Sofrası" etkinliğine katılan ilk başbakan oldu.
- Rama'nın siyasi hayatı
Ülkenin önde gelen ressamlarından biri olan ve Arnavutluk'ta, milli basketbol takımında oynayacak kadar sporun içinde yer alan Rama, 1998'de ülkesinin Kültür, Spor ve Gençlik Bakanlığına getirildiğinde de bu iki kariyeri siyaset çatısı altında birleştirmiş oldu.
Rama, 2000 yılında, ülkesinin başkenti Tiran'ın belediye başkanlığına seçildi. Rama, spor ve sanattaki başarısını burada da sürdürerek 2004'te Londra merkezli Citymayors kuruluşunun açtığı yarışmada, "Dünya Belediye Başkanı unvanını" kazandı. Rama'nın belediye başkanlığı döneminde en çok ses getiren icraatından biri de Tiran'daki eski rejimden kalan kamu binalarının cephelerini resimlerle renklendirmesiydi.
Edi Rama, 2013'te, Sosyalist Parti Genel Başkanı olarak girdiği seçimde başbakan oldu.
'Siyasetçi Olarak İkinci Bir Hayata Başladım'
Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, siyasete girmenin planları arasında yer almadığını belirterek, "Sanatçı olarak bir hayatım vardı, siyasetçi olarak ikinci bir hayata başladım. Umuyorum ki özgür bir insan olacağım üçüncü bir hayatım da olacak" dedi.