Siyasi rant elde etmek için yalanda birleştiler

Siyasi rant elde etmek için yalanda birleştiler

2019 yerel seçimlerinde PKK’nın siyasi kolu HDP ile ittifak kuran CHP, İP ve medyadaki tetikçileri, şimdi de deprem acıları üzerinden siyasi rant elde etmek için yalanda birleşti. Malum zihniyetin Başkan Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, AFAD, Kızılay ve Diyanet’i hedef alan iftiraları devlet ve ilgili kurumlarca bir bir çürütüldü.

İzmir'de meydana gelen 6,6 şiddetindeki deprem tüm Türkiye'yi kenetlerken felaket tellalları yine boş durmadı. Başını CHP, İP ve yandaş medyalarının çektiği iftiracılar, deprem bölgesinde canla başla çalışan AFAD ve Kızılay'ı hedef aldı, Başkan Erdoğan'la ilgili montajlı yalan üretti, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na “riskli bina raporunu görmezden geldiği” yönünde düzmece ithamlar yöneltti. İşte devlet ve millet birliğini yalan enkazının altında bırakmayı amaçlayan felaket tellallarının deprem yalanları:

Müzik yalanı
Deprem bölgesinde incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın aracında müzik çalındığını iddia eden Birgün gazetesi Yazarı Erk Acarer ve FETÖ'cü Kaç Saat Oldu hesabının müziği montajla yerleştirdiği ortaya çıktı. Başkan Erdoğan'ın otomobilinin görüntülerinde hiçbir müzik bulunmazken, Acarer iftirası sosyal medyada yayıldıktan sonra söz konusu paylaşımını sildi.

BÖKE'nin çadır yalanı
Yalan siyasetini ilke edinen CHP, AFAD'ı hedef aldı. CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, “AFAD çadırlarına girebilmek için evinizin hasarlı olduğunu belgelemeniz gerekiyor. Belediyelerimizin kurduğu çadırlara ise ‘Ben buradayım, ihtiyacım var' diyen herkes girebilir” dedi. Hem İzmir Valisi, hem AFAD Başkanı, böyle bir uygulamanın olmadığını açıkladı. İzmir Valisi İsmail Çataklı, “Böyle bir şey yok! AFAD 1040 çadır kurdu. 268'i boş, ihtiyacı olan istediği gibi gelir kalır” diyerek yalanı boşa çıkardı. AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu ise, “Enkazlarla mı uğraşalım, bu tür haberlerle mi bilmiyorum. Ne olur yük olmayın, yardımcı olun. İzmir Büyükşehir Belediyesinin de dahil olduğu koordinasyon ile ve eşit şartlarda yardımları ulaştırıyoruz. Hiç bir binaya hasarlı olduğuna dair henüz belge verilmedi” dedi.

İP'in derdi Kızılay
İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz, “Geçmişi başarılarla dolu Türk Kızılayı İzmir depreminin neresinde; gören, duyan, bilen var mı?” iftirasını attı. Kızılay'ın depremin ilk saatinden bu yana 249 personelle bölgede olduğu biliniyor. Günlük 60 bin kişiye sıcak aş ulaştırma kapasitesine sahip Kızılay, 17 farklı noktada 3 öğün sıcak yemek çıkarıyor. İP'in görmediği Kızılay şu ana kadar 31 bin 458 çorba, 10 bin 26 paketli gıda, 10 bin 257 adet su, 12 bin 604 adet sıcak/soğuk içecek, 2 bin 49 barınma çadırı, 51 genel maksat çadırı, 1.256 adet ısıtıcı, 16 bin 50 battaniye, 2 bin 657 mutfak seti, 6 bin 888 yatak, 5 mobil mutfak yardımı ulaştırırken; 5 ikram aracı ve 8 öncü haberleşme aracıyla 7/24 deprem nöbetinde.

‘Çürük' yalan
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ve Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, bölgedeki riskli binaları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bildirdiklerini ancak hiçbir adım atılmadığı yalanını ortaya attı. Sözcü gazetesi bu yalanı, “Bayraklı Belediyesi 208 binayı çürük diye bildirmiş ama bakanlık işlem yapmamış” başlığıyla manşete çekti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise yalancıların mumunu şu açıklamayla söndürdü: “Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ve İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne, Bayraklı Belediyesi'nden ilçedeki binaların çürük olduğuna dair herhangi bir rapor veya yazı gelmemiştir.”

Gürsel'in yalanı yıkıldı
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'in “Bayraklı'da Kaymakamlık binası ve Kızılay Kan Merkezi yıkıldı. Adalet Sarayı duvarları çatladığı için boşaltıldı. Kendi binalarının güvenliğini sağlayamayan devlet, vatandaşın canını nasıl koruyacak” şeklindeki paylaşımı infial uyandırdı ama o da yalan çıktı. Kızılay Başkanı Kerem Kınık “Kan Merkezimiz ayakta ve vatandaşımıza hizmet vermektedir” duyurusunu yaptı Kaymakamlık binası da sapasağlam ayakta.

Hem yalan hem din düşmanlığı
Depremden bile İslam düşmanlığı çıkarabilen CHP'nin Avukatı Celal Çelik ve yandaş Tele 1, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın 10 ay önceki hutbesinde yer alan “deprem kıyametin alıştırmasıdır” sözünü bağlamından kopararak yeni söylenmiş gibi hakaretlerle gündeme getirdi. “Allah belanı versin Erbaş” sözlerini sarf eden Çelik'in yalanıyla ilgili açıklama yapan Diyanet, suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.

Yalan yağması
Sözcü gazetesinin hasarlı yapıların yağmalandığı, önlem alınmadığı şeklindeki haberi de düzmece çıktı. Yalan haberinin adresi Sözcü, “Hasarlı yapılar yağmalanıyor! Yurttaşlar, hasarlı binalardaki hırsızlıkların önlenmesi için güvenlik güçlerinin önlem almasını istedi” başlıklı haber yayınladı. İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, hasarlı yapılar önünde polis ve bekçilerin 24 saat görev yaptığını vurguladığı açıklamasında şunları kaydetti: “Fitnenin Sözcülüğünü yapmaya devam ededurun. Kahramanlar hasarlı, riskli binaların önünde 7/24 bekliyor. İnsanlarımızı hırsızlardan, fitnecilerden korumaya kararlıyız”

Yozdil boş durmadı
M.Kemal kitabını 2 bin 500 TL'ye satan istismarcı Sözcü yazarı Yılmaz Özdil ise, “devletin depremin şiddetini küçük göstererek yardım yükünden kurtulmak istediği” şeklinde iğrenç bir iftira attı. Benzer iftirayı CNN Türk programcısı Cem Seymen de gündeme getirdi. İzmir'i afete maruz bölge ilan etmemek için depremin şiddetinin düşük gösterildiğini iddia eden Seymen, “Tüm Dünya medyasında deprem 7.0 olarak açıklandı. Bizde neden 6.6 ölçüldü bilen var mı? Amerika ve AB deprem enstitüleri de 7.0 diyor. Fark nereden kaynaklanıyor? Afet ilan etmek mi sorun acaba?” paylaşımı yaptı.

Benzer yalan Elazığ-Malatya Depreminde de atılırken, o dönem İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şu açıklamayı yapmıştı:

“Afet bölgesi ilan edilmesiyle ilgili bir tartışma var. Bizim kanunlarda ‘afet bölgesi' diye bir kanun yok, ‘afete maruz bölge' var. Eğer bir bölgede yaşama imkanı tamamıyla ortadan kalkmışsa bu afete maruz bölge olarak ilan edilir. Bu, şu demektir: Burada hiçbir şekilde yaşanılmayacak, devlet de bunu riskli alan ilan edecek, afete maruz bölgesi ilan eder. Ondan sonra orası boşaltılır, başka bir yere gidilir. Ama afet bölgesi denilen bir kavram söz konusu değil.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile