Sizler olmazsanız bu süreç eksik kalır

Başbakan Erdoğan, Demokratik Açılımı anlatmak ve görüşlerini almak için bu kez sinema ve şov dünyası ile bir araya geldi.

Başbakan Erdoğan'ın toplantıda yaptığı konuşma şöyle:

FİLLER TEPİŞİRKEN ÇİMENLER EZİLMESİN

Sinemamızın, tiyatromuzun ünlü simalarıyla beraber olmak, sizleri ağırlamak bizim için heyecan verici bir durum.

Tarih boyunca bir kitap okuyup hayatı değişen çok sayıda insan vardır. Ama kitabın yanında, tiyatro oyunlarının, filmlerin ne kadar katkı sağladığını, neler kattığını biliyoruz.

Açık hava sinemalarını unutamıyoruz. Bu atmosferi yaşadık. Filmi sadece seyretmeyen filmin içinde adeta kaybolan nice insanlar gördüm. Sinema salonlarından gözü yaşlı çıkan, 1 hafta kendine gelemeyen insanlar gördüm.

Türk filmlerinin gösterildiği geceler sokaklarının nasıl bomboş olduğunu, ailece nefessiz olarak seyrettiğimizi hatırlıyoruz. Şimdi bile insanların televizyon başına kilitlenmesi bu alandaki başarının kanıtıdır.

Başarılı dizilerimiz, oyunlarımız, artık sadece sınırlarımız içerisinde kalmıyor uluslararası ödüller kazanıyor, film ve dizi ihraç eden bir ülke konumuna geliyoruz. Ben bu kapsamda sahnenin ardındaki tüm emekçileri de kutluyor ülkem ve milletim adına sizlere şükranlarımı sunuyorum.

3 Hafta önce bu salonda ses sanatçılarımızla bir araya geldik. Son derece verimli bir toplantı yaptık. Ben o gün orada da ifade ettim. Sanatçı başkalarının söyleyemediklerini ifade edemediklerini gönül süzgecinden geçirip ortaya koyan kişidir. Sanatçı aynı zamanda başkalarının duyamadıklarını duyan, göremediklerini gören, hissedemediklerini hisseden kişidir. Sosyal olaylar tarihsel değişimler en çabuk karşılığını artık sinemada gösterilerde buluyor.

Bu salonda bulunamayan onlarca yönetmenimizin ortaya koydukları eserlerle Türkiye'yi nasıl değiştirdiklerini biliyoruz. Hollywood yapımı olan Kurtlarla Dans filmi tüm dünyanın Kızılderililere bakışını çok ciddi şekilde değiştirmeyi başardı. Balkan sinemasının en güzel ürünlerinden olan Çingeneler Zamanı filminin ardından Balkanlarda Türkiye'de ve tüm dünyada romanlara bakışında nasıl olumluya döndüğünü müşahede ettik.

ZEKİ MÜREN'İ BİLMEM AMA

Sanatçı başkalarını duyamadığını duyan hissedemediğini hissedendir. Sinemacılar çağının tanığıdır. Çağrı filmi tüm dünyanın İslama bakışını önemli ölçüde değiştirmeye yetmişti. 1964 yılında yapılmış olan "gurbet kuşları" filmi göç üzerine meseleyi en trajik biçimde ortaya koymuştur. Yılmaz Güney dilsiz ve çaresiz kimselerin umudu olmuştur.

Sinema ve tiyatro her zaman toplumun önünde olmuştur. Ortada sorun varsa üzerinin örtülmesi yetmiyor. Tam tersine cesaretle yüzleşmediğiniz takdirde kangren haline geliyor. Eğer bu ülkeni otoriteleri Yılmaz Güney'in filmlerine kulak verseydi bugün farklı bir yerde olurduk.

Sinema toplumun vicdanı ise bizler de vicdanımızın sesi olarak gördük. Filler tepişirken çimenler ezilmesin dedik. Vizontele filminde Cem Yılmaz Zeki Müren'de bizi görecek mi diyor ya Zeki Müren'i bilemem ama hükümet olarak biz sizi gördük. Bu ülkede yaşayan her vatandaş bizim 1. sınıf vatandaşımızdır. Vatandaşım Ermeniler ile ilgili olumsuz yaklaşım içinde bulunma söz konusu değildir.

HER ÜLKENİN KAÇAKLARA YAKLAŞIMLARI AYNIDIR

Her ülkenin kaçaklara yaklaşımı aynıdır. Mağdur insanlara karşı hoşgörü gösteriyoruz. Bilmedikleri konular hakkında ulu orta karar almasınlar. Biz buna rağmen iyi niyetle ele aldık. Birilerinin Türk insanın onurunu zedeleyecek girişimlere sessiz kalamayız.

Ermenistan diasporası çok güçlüdür ama Ermenistan sefalet içindedir. Bizzat bunu Sayın Putin'in ağzından dinledim. Putin bana her yıl 200-300 bin Ermeni'nin göç ettiğini söyledi. Açıklamalarımın tehcir ile yan yana görülmesini talihsizlik olarak görüyorum.

Roman vatandaşların artık çadırlarda yaşamasını istemiyoruz. Romanların göçebe yaşamasını istemiyoruz. Buna ilişkin projelerimizi geliştirdik. Bu toplantı asla bir yönlendirme değildir. Sizin önerileriniz eleştirileriniz bizim için hayatı derecede önem arz ediyor.

Bir tek film bile Güneydoğulu çocukların hayatını değiştirebilir. 50 metre arayla araçların durdurulup arandığı günler yaşadık. Artık okullarımızda çocuklarımız bilgisayar eğitimlerini alır hale geldi. Sorunlara baktığınızda birçoğunun incir kabuğunu doldurmadığını görüyorsunuz. OHAL kalktı ne oldu? Türkiye bölünmedi. Farklı dil ve lehçelerde yayın kıyamet koparmadı. Bu millet her zaman değişime açık olmuştur.

OHAL KALKTI NE OLDU? TÜRKİYE BÖLÜNMEDİ

Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamında yeni bir proje başlattık. Bu proje ile 400 bin çocuğumuzu ilk kez sinema ve tiyatro ile buluşmasını sağladık. 7 Mart'ta Şanlıurfa'ya gittim ve çocukların gözlerinde o pırıltıyı gördüm. Bir tek film bile o çocukları daha farklı noktalara getirebiliyor. Türkiye bundan 7,5 yıl önce konu edilemeyen bir çok konuyu rahatça konuşuyor, bir kısım eksikliklere rağmen kullanılmasına cesaret dahi edilemeyen kavramlar bugün son derece rahatça kullanılabiliyor. Elbette hala arzu ettiğimiz seviyede değiliz. Tarihi nitelikte adımlar attık. Olağanüstü hal bu dönemde sonlandırıldı. Bunların yeniden kurulmasını arzu etmiyoruz. Çevik kuvvet bu ülkeden gönderildi. Artık bir TRT6, eyvah on dakika yayın yapıldığında ne olur denilen Kürtçe yayın yapılıyor 24 saat. Bakın sadece Güneydoğu ve Doğu'ya yaptığımız yatırımlar doğrultusunda söylüyorum, eğer onlar yapılmayacak olsa o illerde eğitime sağlıkta adımlar atmamış olsak, o itilmişlik o diğerleri diye yaklaşım tarzı şuanda ortadan kalkmış en ücra köşede Pervari'sinde, Patnos'unda artık bilişim teknoloji sınıflarında çocuklarımız bilgisayar kullanır hale geldi. Batı da olan orada da olacak dedik.

SİZLER OLMAZSANIZ BU SÜREÇ EKSİK KALIR

Taleplere baktığınızda sorunlara baktığınızda birçoğunun incir kabuğunu doldurmadığını fark ediyorsunuz. Öyle korkulduğu gibi bir şey olmadı, Türkiye kötüye gitmedi daha da iyiye gitti. Türkiye bölünmedi, farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesinin önünü açtık ve kıyamet kopmadı. Bu millet değişime her zaman açık olmuştur. Farklılıklar bizim zenginliğimizdir ilkesinden hareket ettiğimiz sürece Türkiye her alanda daha da zenginleşecektir. Bunu en çok siz değerli sanatçılarımızın eserlerinde ve bu eserlerin milletçe gördüğü hüsnükabulde görüyorum.

Şu anda bizim yaptığımız tüm o kesimlerin sahne almasını sağlamaktır. Biz artık devlet ve hükümet olarak Türkiye'nin meselelerini geniş çekimle yakın planla ele alıyoruz. Yıllarca sizlerin kadrajına giren meseleler artık bizimde kadrajımıza girmiştir. İnanın eğer sizler olmazsanız bu süreç eksik kalır. Sürece omuz vereceğinize desteğinizi, katkınızı esirgemeyeceğinize yürekten inanıyorum.

Sektörün sorunlarının olduğunu çok iyi biliyorum. Gerek Turizm Bakanımız, Milli Eğitim Bakanımız bu konudaki çalışmalarını sürdürüyor. Örgütlenme, dernek vakıf birlik çatısı altında toplanma sorunların çözümünü daha da kolaylaştırıyor. Sorunlara sahip çıkmak çözümü de kolaylaştırıyor. Sinemanın sorunları ve çözümleri konusunda iki konferans düzenledik ve bu konferans sonrasında iki yasa düzenledik. 16 Yıl içinde 108 adet uzun metrajlı film desteklendi. 2003-2009 arasındaki 7 yılda ise 107 filme 19 milyon destek sağladık. 1990-2003 arasındaki sektöre verilen destek miktarı 6 milyon dolar. 2002 Yılına kadar yıllık vizyona giren film miktarı en fazla 17 olmuştu bizim dönemimizde her yıl ortalama 44 adet oldu. Sinema sayısının da çok ciddi oranda arttığını da görüyoruz. Sektör büyürken gelişirken başarılarımızda büyük ölçüde arttı bu konuda da uluslararası ödüllere layık görülen filmin yapımcılarından tüm oyuncularına kadar hepsine ayrıca teşekkür ediyorum.


Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile