Suriye'den Atılan Roket Üç Çocuğunu Elinden Aldı

Ülkelerindeki iç savaşta eşi Esed askerlerince tutuklanan dört çocuklu Fatma Cüneyt, yerleştiği Kilis'te Suriye'den atılan roket mermisinin isabet ettiği binada üç çocuğunu kaybetti Cüneyt: 'Çok şükür çocuklarım cennete gittiler. Ne ağladım ne de bağırdım. Sadece 'Hasbinallah' dedim'

İZZET MAZI - Kilis'te, Suriye'den ateşlenen roket mermisinin sığınmacıların kaldığı bir yetimhaneye isabet etmesi sonucu üç çocuğu yaşamını yitiren acılı annenin tek tesellisi geride kalan yaralı oğlu oldu.

İç savaşın başladığı dönemlerde eşi Azez doğumlu olduğu için Esed güçlerince tutuklanan, daha sonra 4 çocuğuyla Türkiye'ye sığınan Fatma Cüneyt, Kilis'te çocuklarıyla barındığı Fatih Sultan Mehmet Derneğine ait yetim evine isabet eden roket mermisi nedeniyle 3 çocuğunu birden kaybetti.

Yaşadığı büyük acıya rağmen metanetini koruyan Cüneyt, 9 yaşındaki oğlu Ahmed'le teselli buluyor.

Cüneyt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye'deki iç savaştan önce hayatlarının çok güzel olduğunu belirtti.

Hukuk fakültesini bitiren amcasının oğlu Bassam Heyro'yla 14 yıl önce aşık olarak evlendiğini anlatan Cüneyt, bu evlilikten Muhammed (13), Tesnim (13), Ahmed (9) ve Mutasım (6) adında 4 çocuğu olduğunu anlattı.

Eşinin savaştan önce kendi dikiş atölyelerinde perde diktiğini ifade eden Cüneyt, şöyle dedi:

'Evimiz kendi mülkümüzdü. Eşim çok dindar bir insandı. Esed güçleri ile ÖSO arasında başlayan çatışmalarının ardından Halep’e göç ettik. Eşim, Halep’e gittikten sonra sırf Azezli diye Esed askerleri tarafından tutuklandı. O günden bu yana ondan haberim yok. Hiçbir şey belli değil. Hayatımda bütün düzenim bozuldu. Muhalifler aldıktan sonra 2012 yılında tekrar Azez’e geri döndüm. Ramazan ayının ilk günüydü. Uçaklar Azez’i bombalayınca zeytinliklerin arasında yaşamaya başladık ve çok zor durumda kaldık. Kilis'teki bombardımanda hayatını kaybeden oğlum Mutasım o zaman 2.5 yaşındaydı. Annem Kilisli olduğu için 4 yıl önce Türkiye'ye sığındım ve burada yaşamaya başladık. Maddi olarak çok zor durumdaydık. Sonra Afet ve Acil Durum Başkanlığı (AFAD) tarafından Öncüpınar Konteyner Kente yerleştirildik. Daha sonra burada Kur'an kursuna gittim ve belge aldım.'

Konteyner kentte 2 yıl kaldıktan sonra Fatih Sultan Mehmet Derneğine başvurduğunu ve derneğin açtığı Kur'an kursunda öğretmenliğe başladığını aktaran Cüneyt, yetimhanede herkesin acısı aynı olduğu için birbirlerini çok iyi anladıklarını söyledi.

- 'Çocuklarım cennete gittiler'

Suriye'den atılan roket mermisi nedeniyle hayatlarının bir kez daha karardığını dile getiren Cüneyt, yetimhaneye roket mermisi düştüğü zaman bir sokak ilerideki Kur'an kursundan döndüğünü ve binanın önüne geldiği saatte patlama yaşandığını belirtti. Cüneyt, o anları ve sonrasında yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

'Kur'an kursundan dönüşte marketten ekmek ve yoğurt aldım. Binanın önüne geldiğim sırada patlama meydana geldi ve camlardan çocuklarımın kıyafetleri dışarıya saçıldı. Çocukların kıyafetlerinin binadan uçtuğunu gördüm ve binaya girmek istedim ancak bırakmadılar. Binanın girişinde büyük oğlumu gördüm. Kızımın saçları uzundu. Ambulanslar hastaneye ulaştığında sedyede onun saçlarını gördüm ve kızım olduğunu anladım. Daha sonra polisler beni çocuklarımı teşhis etmek için morga götürdüler. Üç çocuğumu morgda gördüğümde çok mutluluk hissettim. Çok şükür. Çocuklarım cennette gittiler. Ne ağladım ne de bağırdım. Sadece 'Hasbinallah' dedim.'

- Çocukları Azez'de toprağa verildi

Cüneyt, saldırıdan Ahmed'in yaralı olarak kurtulmasının tek tesellisi olduğunu diye getirdi.

Hayatını kaybeden çocuklarını anne ve babasının mezarlarının yanına, Azez'e defnettiğini söyleyen Cüneyt, 'Çok şükür ki bir oğlum kaldı. Sağ kalan çocuğuma baktığımda ailemden sadece o kaldı diye düşünüyorum. Yemek yapıldığında hepsi birlikte yemek yerlerdi, o aklıma geliyor. Çok şükür benim öğrencilerim var, oğlum var.' ifadelerini kullandı.

- Ahmed gözyaşlarını tutamadı

Roket mermisinin kaldıkları yetimhaneye düşmesi sonucu yaralanan Ahmed Heyro da olay sırasında banyoda olduğunu, banyo kapının üstüne düştüğünü belirtti. Dışarı çıktığında ablasıyla arkadaşının öldüğünü gördüğünü, ardından abisini bulduğunu anlatan Ahmed, karnından ve bacağın yaralanan abisinin kapıya kadar sürünerek yanına geldiğini ve kendisiyle konuştuğunu kaydetti. Heyro, 'Bana, 'Bir şeyin var mı, sana bir şey oldu mu?' diye sordu Kaldırdım kendisini bir tarafa koydum. Bizimle kalan teyzeyi çağırmaya gittim. Teyzeye dedim ki 'Kızlar öldü gel yardım et'. Daha sonra iki adam yardım etmeye geldi. Küçük kardeşimi en son buldular. Televizyon üzerine düşmüştü. Sonra hastaneye götürdüler.' dedi.

Gözyaşları içerisinde annesine sarılarak ağlayan Ahmed, babasını çok özlediğini ve yaşıyorsa onun dönmesini çok istediğini ifade etti.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile