Tan Sağtürk'ten 'Sanat Eğitimi' Çağrısı

Tan Sağtürk'ten 'Sanat Eğitimi' Çağrısı

Balet Tan Sağtürk: 'Milli Eğitim Bakanımızdan bir ricam var; meslek gruplarının tanıtımında sanat alanlarına da yer verilmeli. Bu alanların da tanıtımı yapılmalı' 'Bence çocuklar sanat eğitimini almak zorunda. Bundan kaçarı olmamalı' 'Diyarbakır'daki, Elbistan'daki, Kahramanmaraş'taki bale, dans okullarımızda daha çok erkek var. Nasıl oluyor bu iş, oradaki aileler baleye batıdakiler kadar niye tepki göstermiyor?' 'Yeni bir okul kurulsun, bu okulda da gerçekten yetenekli çocukları alalım ve ailelerinden de beş kuruş istemeden, onların eğitimlerini üstlenelim gibi bir düşüncem var. Şimdi artık onlar için çaba göstermeye çalışıyorum'

BURCU ÇALIK- Dünyaca ünlü balet ve koreograf Tan Sağtürk, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'a meslek gruplarını tanıtırken sanat alanlarına da yer verilmesi talebinde bulunarak, "Bence çocuklar sanat eğitimini almak zorunda. Bundan kaçarı olmamalı." dedi.

Sağtürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de çocuk yaşta sanat eğitiminin verilmesinin önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'de bale sanatının yaygınlaşması amacıyla Türkiye'nin dört bir yanında okul açtığını anımsatan Sağtürk, bu amaç doğrultusunda sanat eğitimini apartman aralarından çıkarıp, kitlesel çalışma mekanlarına kavuşturmaya çalıştıklarını vurguladı.

Sağtürk, gelinen noktada 15 bin öğrenciye ulaştıklarını, 20 binin de üzerinde mezun verdiklerini belirterek, çocuklara sanat eğitiminin sağladığı katkılara ilişkin velilerden de çok olumlu geri dönüşler aldıklarını kaydetti.

- "Çocuklar sanat eğitimini almak zorunda"

Sanat eğitimlerinde ekip çalışması, hayal gücünün iç içe geçtiğini ve çocukların bir amaca doğru yönlendirildiğini anlatan Sağtürk, "Bence çocuklar sanat eğitimini almak zorunda. Bundan kaçarı olmamalı. İddia ediyorum Türkiye'deki bütün parlamenterler dahi çocukluklarında eğer bu eğitimlerden geçmiş olsalardı bambaşka bir ülke olurduk. En yüksek saygı duyduğumuz insanlardan en tabana kadar inandığım bu şeyi söylüyorum." görüşünü paylaştı.

"Çocuklarımızı belli bir dönem sanat eğitimlerinden geçirmemiz lazım. Bunun içinde spor da sanat da var." diyen Tan Sağtürk, dezavantajlı durumdaki yetenekli çocukların eğitimleri için yeni bir çalışma hazırlığında olduğunu bildirdi.

Tan Sağtürk, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Benim bundan sonraki amacım, artık ikinci sayfayı açmak. Yeni bir okul kurulsun, bu okulda da gerçekten yetenekli çocukları alalım ve ailelerinden de beş kuruş istemeden, onların eğitimlerini üstlenelim gibi bir düşüncem var. Şimdi artık onlar için çaba göstermeye çalışıyorum. Tan Sağtürk, 50 yaşından sonra bu yeni sayfayla koltuğunu onların ortasına oturtacak gibi görünüyor. Yapabilirsem, bunlar çok iyi niyetli projeler ama çoğu şeyi hallettiğimize göre bunu da herhalde hallederiz diye düşünüyorum."

- "Tek başına mücadeleyle başarılı olamıyorum"

Erkek çocuklarının bale yapmasıyla ilgili ön yargılara yönelik yıllar önce de benzer sorularla karşı karşıya kaldığını dile getiren Sağtürk, geçmişte bu konuyu iyi anlatamadıkları için insanların da anlayamadığı öz eleştirisinde bulundu.

Sağtürk, bu bakış açısıyla yola çıktığını belirterek, şöyle devam etti:

"Çok elit bir meslek grubuyla uğraşıyormuşuz gibi gözükebilir ama hayır, öyle olmamalı. Halka kadar çıkmalı, halkın içine karışmalı ve bunun böyle olmadığını anlatmalı. Ben balenin iyiliklerinden bahsederken, bunca yılda erkek tarafını tek başına mücadeleyle kırmanın gerçekten çok zor olduğunu gördüm. Bir kırılma noktası var ve o noktada tek başına mücadeleyle başarılı olamıyorum.

Konservatuvarlar için gelen erkek sayısında artış var mı, istatistiğe bakmak lazım ama kurs programlarında 10 kız varsa, bir erkek var. Ama çok ilginçtir, Diyarbakır'daki, Elbistan'daki, Kahramanmaraş'taki bale, dans okullarımızda daha çok erkek var. Nasıl oluyor bu iş, oradaki aileler baleye batıdakiler kadar niye tepki göstermiyor? Tabii buralarda da henüz oran yarı yarıya değil ama burada bir erkek varsa en azından orada 2-3 erkek var demek istiyorum."

"Batılılaştıkça, travmalar arttıkça insanların bakış açılarında da deformasyon oluşuyor." değerlendirmesini yapan Sağtürk, bozulma ve ön yargıların böyle başladığına değindi.

Diyarbakır'daki okulu ilk kurduklarında "Olağanüstü Hal Bölgesi"nin devam ettiğini anlatan Sağtürk, orada çalışmaktan büyük mutluluk duyduğunu, benzer şekilde Mardin'de de babaların erkek çocuklarını ellerinden tutup baleye getirdiğini söyledi.

- "Milli Eğitim Bakanımızdan bir ricam var"

Tan Sağtürk, bu konuda zihniyet dönüşümünün hemen değil belli bir süre içerisinde olabileceğine dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

"Milli Eğitim Bakanımızdan bir ricam var; meslek gruplarının tanıtımında sanat alanlarına da yer verilmeli. Bu alanların da tanıtımı yapılmalı. Sahne sanatları dediğimiz zaman zaten bir elin parmağını geçmez. Mesela plastik sanatlar var. Bunlar çocuklarda nasıl etkiler yaratır, kurs programlarında ne gibi katkılar sağlar, bunların tanıtılması... İstesinler hemen hazırlayalım, hemen sunalım. Benim önerim budur. "

Sanat eğitiminin önemine Milli Eğitim Bakanlığı ve parlamentoda çalışanların da inandığına işaret eden Sağtürk, "Aslında bir cenah onların bunlara inanmadığını düşünüyor. Ben diyorum ki hayır, onların içinde de bunun gerekli olduğuna inananlar var ki çocuklarını da kurslara getiriyorlar. O zaman niye ayrışıyoruz, biz ayrışmamalıyız. Bence Türkiye'ye zarar veren şeyler bu ayrışmalar." diye konuştu.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile