Tarımsal Öğretimin 165. Yılı
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Mersin Şubesi Başkanı Mehmet Ateş, "nitelik ve birikimli mühendislere daha çok ihtiyaç var. Bu nedenle sayıları giderek artan ziraat fakültelerinin yenilerinin açılmasına son verilmeli, eğitimin kalitesi günün koşullarına uygun hale getirilmeli" dedi.
Tarımsal öğretimin başlamasının 165. yıldönümü kapsamında Türkiye genelinde olduğu gibi Mersin’de de çeşitli etkinlikler düzenlendi. ZMO Mersin Şubesi tarafından Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen kutlamalara yoğun ilgi gösterildi. Etkinliğe katılanlar arasında; CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer, Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk, Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna, CHP İl Başkanı Yılmaz Şanlı, Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (MESOB) Yönetim Kurulu Başkanı Talat Dinçer, MersinGazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ünal da yer aldı. TARIM TÜRKİYE EKONOMİSİNİN TEMEL SEKTÖRÜDÜR Atatürk Anıtı’na çelenk sunumuyla başlayan tören, İstiklal Marşı’nın bir ağızdan söylenmesiyle devam etti. Burada günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapan ZMO Mersin Şubesi Başkanı Mehmet Ateş, Türkiye’nin sanayisinin tarıma dayalı olduğu gibi 21 milyon kişinin kırsalda yaşadığını ve Türkiye’nin aynı zamanda da bir tarım ülkesi olarak öne çıktığını anlattı. Tarımın, ülke ekonomisinin temel sektörü olduğunu belirten Ateş, şöyle konuştu: "Tarımın yalnızca köyde yaşayan nüfusun bir sorunu veekonomiden pay alan bir sektörden ibaret olmadığı da iyi kavranmalı. Tarımın nüfus payıyla, istihdam gücüyle, sanayiye hammadde sağlama, iç ticaretin temel dinamiğiyle, ihracattaki önemli yeriyle ve çok daha önemlisi 72 milyona ulaşan ve hızla büyüyen ülkemizin aş ve ekmeğini üreten, doyuran ve barındıran bir sektör olduğu bilincine varmalıyız"Ateş, dünya nüfusu hızla artarken işlenebilir arazinin sınırlı olmasının verimlilikte üst noktalara ulaşılması ve giderek artan yetersiz beslenme ve açlık sorunu gibi durumların tarımın gelecekte daha da önem kazanacağını ortaya koyduğunu söyledi.İnsanoğlunun gelecekte modern yaşamın gereği olan enerjinin yanı sıra yaşamını sürdürebilmek için tarıma daha çok kaynak aktarmak zorunda kalacağına dikkat çeken Coşkunoğlu, üreticiyi kırsalda tutabilmenin ve sosyal çalkantıların önüne geçmenin temel yolunun tarımı para kazanılan bir sektör haline getirmeyi zorunlu kıldığını vurguladı. Ateş, tarımda yaşanan çözülmenin ve göçün engellenmesi için tarıma verilen desteğin gelişmiş ülkeler düzeyine çıkarılması ve genel bütçenin yüzde 2’sinin tarıma aktarılmasınıgündeme taşıdı. Mehmet Ateş, Türk tarımında görülen sorunlar, bölgesel olarak değişmesine rağmen ana sorunların verimlilik, örgütlenme, üretici mühendis ilişkileri, üretim planlaması ve pazarlamadan kaynaklandığının görüldüğünü söyledi.Verimliliği istenilen düzeye çıkarabilmenin yolunun sulanabilir nitelikteki tarım alanlarının ivedilikle sulamaya açılmasından geçtiğini anlatan Ateş, sözlerine şöyle devam etti: "Ülkemizde sulanabilir nitelikte 8.5 milyon hektar arazinin sadece 4.5 milyon hektarı sulanmaktadır. Verimliliği artırmanın bir diğer yolu da üreticilerin üretimin her aşamasında ziraat mühendisleriyle bir araya gelmesinden geçmektedir. Ülkemizde bu yapı yeterince kurulmadığından üreticiler bilgi ve teknolojiyi yeterli düzeydeve doğru kullanamamaktadır. Bu alanda sıkıntıların aşılması için nitelik ve birikimli mühendislere daha çok ihtiyaç var. Bu nedenle sayıları giderek artan ziraat fakültelerinin yenilerinin açılmasına son verilmeli, eğitimin kalitesi günün koşullarına uygun hale getirilmeli, ziraat fakültelerine alınacak öğrenci sayıları yeniden gözden geçirilmelidir."