Tasarı Fransızların Gündeminde Değilistanbul

Boyner ve TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Erkut Yücaoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde kabul edilmelerinin ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladılar.

Ümit Boyner, Başbakan Erdoağan'a hem geçmiş olsun ziyareti yaptıklarını hem de gündemdeki konuları, dünkü Fransa seyahatini, TÜSİAD'ın 2012 yılında gündeme almayı düşündüğü çalışma konuları konusunda istişare etme olanağı bulduklarını söyledi.

Fransa'da yapılan temaslarda, otelde toplantı için salon verilmemesine ilişkin bir soru üzerine Boyner, şu yanıtı verdi:''Biz, direkt olarak, TÜSİAD olarak, otelle muhatap olmadık, otelde kalmadık çünkü. Şunu söyleyebilirim; biz, Fransa kamuoyunda genel olarak, sokaktaki vatandaşta bu yasa tasarısıyla ilgili bilinç olmadığını gözlemledik. Bu, son anda parlamentoya getirilen ve tamamıyla oy hesabı üzerine dayandırılmış bir tasarı. Normal Fransız vatandaşının, ortalama Fransız vatandaşının gündeminde bile değil. İş dünyası bunun yavaş yavaş farkında. Biraz biz körükledik, olayın önemini anlatmaya çalıştık. Şunu açıkça söylemek istiyorum; Fransa'da toptan Türkiye'ye karşı bir kamuoyu oluşmuş durumda değil. Tam tersi, biz yaptığımız görüşmelerde, özellikle bizim muhatabımız olan iş dünyası örgütlerinde ve iş dünyası temsilcilerinde Türkiye'nin konumuna karşı bir destek izledik. Nasıl yardımcı olabilecekleri konusunda çok açıktılar, çok nettiler. O açıdan olumlu geçtiğini düşünüyoruz.''Boyner, yasa tasarısının perşembe günü parlamentodan geçmesi halinde senatoya gideceğini belirterek, şunları söyledi:''Onun için, bizce perşembe günü bu iş bitmiyor. Türkiye'nin bunu perşembe gününden sonra da çok yakından takip etmesi gerekiyor. İş dünyası olarak biz de bunu yapacağız. Bu, hem Avrupa değerlerine ters düşen bir yasa tasarısı, hem pratik anlamda nasıl uygulanacağı belli değil, hem gerçekten de iş dünyasını ilgilendiren bir konu. Çünkü bunu sürekli söyleyince biz, 'boykot mu bekliyorsunuz?' gibi sorular geliyor. Onun ötesinde iş dünyasının veya devletin böyle bir karar almasına gerek yok, zaten vatandaşta böyle bir hassasiyet oluşuyor. Hepimiz de iş dünyası temsilcileriyiz, bunu görebiliyoruz. Kaldı ki zaten Sarkozy hükümetinin AB konusundaki tutumu yüzünden Türkiye ile Fransa arasındaki ekonomik ilişkiler gerçek potansiyeline hiçbir zaman ulaşamıyor. Bunun da farkındalar. O açıdan bence biz gayet vakur, bu konuda kararlılığımız ve haklılığımız konusunda hiçbir geri adım atmadan bu süreci takip etmeliyiz diye düşünüyorum.''