Tutuklu sanıklar arasında Profesör Doktor Büşra Ersanlı, tutuksuz sanıklar arasında ise yayıncı ve insan hakları aktivisti Ragıp Zarakoğlu bulunuyor. İddianamenin bir numaralı sanığı Ali Durç ise 19 firari sanık arasında yer alıyor. Kimlik tespiti sırasında ilk iki sanık kendisine yöneltilen sorulara Kürtçe cevap verince Başkan Ali Alçık, kimlik tespitlerini yarıda kesti. Bunun üzerine avukatları, sanıkların ana dillerinde savunma yapmak istediklerini söyledi.
Sanık avukatlarından Meral Danış Beştan, bu davada BDP ile partinin faaliyetlerinin yargılandığını belirterek, yetkisizlik ve görevsizlik kararı verilmesini talep etti. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Terör Örgütü KCK'ya yönelik davanın ilk duruşması için duruşma salonu kapısı saat 10.00'da açıldı. Önce tutuklu sanıkların duruşma salonuna alınmış olduğu gözlendi. Daha sonra da salona izleyiciler, avukatlar, tutuksuz sanıklar ve basın mensupları alındı. İzleyicilerle tutuklu sanıklar birbirlerini alkışladı. İzleyici bölümünden zılgıt sesleri yükseldi. Ardından da 'İnadına isyan, inadına özgürlük' şeklinde sloganlar atıldı. Duruşma salat 10.25'de mahkeme heyetinin yerine geçmesi ile başladı.
BDP Milletvekilleri Gülten Kışanak, Ayla Akat Ata, Ertuğrul Kürkçü, Sebahat Tuncel, Sırrı Sürreyya Önder, Pervin Buldan ve Levent Tüzel ile CHP Milletvekili Binnaz Toprak ve KCK soruşturması kapsamında ifadesi alınan KESK Genel Başkanı Rahmi Özgen de duruşmaya izleyici olarak katıldı.
Çok sayıda yabancı konuk ve bazı sivil toplum örgütleri ile sendika temsilcilerinin duruşmayı izlemek için Silivri'ye gelmeleri nedeniyle, sanık yakınlarının duruşma salonuna girme konusunda bu konuklara öncelik verme kararı aldıkları öğrenildi. Mahkeme Başkanı Ali Alçık, heyette üye hakimler Kazım Kalyonoğlu ve Alparslan Uz ile savcı Ramazan Saban'ın duruşmada hazır bulunduğunu söyleyerek duruşmayı başlattı. Alçık, iddianamenin okunması için TRT spikerleri Hakan Kıra ve Faruk Zora'nın da duruşmada hazır bulunduğunu söyledi.
Tutuklu sanıkların hazır bulunduğunu belirten başkan Alçık, 140 tutuklu sanığın kimlik yoklamalarının, kimlik tespitleri ile birlikte yapılacağını açıkladı.
Daha sonra da Ragıp Zarakoğlu'nun da aralarında bulunduğu 13 tutuksuz sanık duruşmaya katıldı.
Duruşmada hazır bulunan sanık avukatları da sesli ve görüntülü kayıt yapıldığı için mikrofon aracılığıyla isimlerini okuyarak hazır bulunduklarını belirtti.
Avukatların büyük bir bölümünün, "Tüm sanıklar vekili" olarak kendisini tanıttıkları gözlendi. Mahkeme Başkanı Alçık duruşmanın düzenine ilişkin sanıklara ve izleyicilere uyarıda bulundu. Alkışlama ve yuhalama olduğunda ilkinde ikazda bulunacağını, ikincisinde ise ikazda bulunmadan bu kişilerin salondan çıkarılacağını açıkladı.
Söz alan Avukat Muhittin Köylüoğlu, duruşma salonun bulunduğu yere gelirken yaşadığı zorlukları anlatarak,"E-5'ten gelirken Silivri yolu kapalı. E-5'ten Otabana yönlendiriliyor gelenler. TEM Otoyolu'na yönlendiriliyor ki orası da TEM çıkışından, gişelerden itibaren kuyruklar oluşmuş durumda. Çok fazla yoğunluk var. Kimin seyirci, kimin avukat kimin sanık olduğu belli değil. Duruşmaya gelecek avukatlar ve sanıklar olacak. Bu duruşmayı etkileyecek bir durum. Tutanağa geçmesini istiyoruz." dedi.
Mahkeme Başkanı Alçık ise bu konuda mahkemenin yapacağı bir şey olmadığını ve gelen sanıkların duruşma salonuna alındığını söyledi.
KİMLİK TESPİTİ SORULARINA KÜRTÇE CEVAP
Mahkeme Başkanı Alçık daha sonra sanıkların kimlik tespitinin yapılacağını belirtti.
Alçık, 2 bin 400 sayfalık iddianamede birinci sırada yer alan tutuklu sanık Kudbettin Yazbaşı ismini okuyarak ayağa kalkmasını istedi. Ayağa kalkan Yazbaşı, mübaşir tarafından verilen seyyar mikrofon aracılığıyla Kürtçe olarak 'Buradayım' anlamına gelen bir kelime kullandı.
TÜRKÇE DIŞINDA BİR DİL KULLANILMASI NEDENİYLE KİMLİK TESPİTİ YAPILAMADI
Alçık daha sonra Yazbaşı'nın anne, baba ve kimlikte yer alan diğer bilgileri okuyarak doğru olup olmadığını sordu. Yazbaşı ise anne, baba ve diğer kimlik bilgilerine de Kürtçe cevap verdi. Bunun üzerine Alçık ise "Türkçe dışında bir dil kullanıldığı görüldü ve mikrofon alındı." dedi.
Avukat Sinan Zincir de "Müvekkilim kendi anadilinde konuşuyor. Müvekkilimin adres, meslek ve açık adresine ilişkin soruların da sorulmasını istiyorum." diye konuştu.
ANA DİLDE SAVUNMA İSTEĞİ
Daha sonra da tutuklu sanık Mümtaz Aydeniz'in kimlik tespiti yapılmak istendi. Ancak Alçık'ın sorduğu sorulara Aydeniz de Kürtçe cevap verdi. Aydeniz'in mikrofonu da alınarak kimlik tespiti yapılmadı. Bunun üzerine Aydeniz'in avukatı Emin Aktar ise, "Sanıklar ana dilleri olan Kürtçe konuşuyorlar. Bu ülkede 20 milyon insanın kullandığı dili bilinmeyen dil muamelesi yapamazsınız. Böyle yaparsanız tarafsızlığınızı yitirmiş olursunuz. Böyle yaparsanız taraf olursunuz." diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Alçık da, "Ben bilinmeyen bir dil demedim. Türkçe dışında bir dil kullanıldığını söyledim. Polemik yaratmayın. Sanıkla benim anlaşabilmem için sanığın Türkçe konuşması lazım." dedi.
Bu sırada söz alan tüm sanıkların avukatı Kadir Tunç da iddianamenin kabul kararının okunmadığını, usule mahkemenin uymadığını iddia etti.
YETKİSİZLİK VE GÖREVSİZLİK TALEBİ
Sanık avukatlarının itirazları üzerine Mahkeme Başkanı Alçık avukat Meral Tanış Beştaş'a söz verdi. Avukat Beştaş, yasalara göre sanıkların istediği dilde meramını anlatabilme hakları olduğunu söyledi.
Avukat Beştaş, bu davada asıl itibariyle BDP ve partinin yaptığı siyasetin yargılandığını belirterek BDP'nin kuruluşu ve tüzüğü ile ilgili bilgiler verdi. BDP'nin illegal ve gizli faaliyet yürüten bir parti olmadığını belirten Alçık, aksine BDP'nin hukuk çerçevesinde demokratik faaliyetler yürüten siyasi bir parti olduğunu söyledi.
Avukat Beştaş, "Mevcut yargılamaya konu faaliyetlerin siyasi parti faaliyeti olup olmadığının tespiti ile faaliyetlerin parti tüzük ve programı kapsamında yapılıp yapılmadığının incelenmesi hususunun ilgili Yargıtay içtihadı gereğince, Üniversite Anayasa Kürsülerinde belirlenecek üç profesör ünvanlı akademisyene bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep ediyoruz. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, Yargıtay Kanunun 27. maddesi gereğince, siyasi parti faaliyetlerinin denetleyen yargı mercii olması sebebiyle, iddianamede yer alan faaliyetlerin BDP hakkında yürütülen soruşturma varsa hukuka aykırı bir faaliyetin tespit edilip edilmediğinin sorulmasına ve bu bağlamda incelenmek üzere dava dosyasının bir suretinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini talep ediyoruz. Ayrıca iddianamede isnat edilen suçlamalara konu olarak gösterilen eylemlerin tamamına yakını siyasi parti faaliyeti olması nedeniyle, inceleme yapılarak, Mahkemenizin yetkili ve görevli olmaması, yasal açıdan gerçek kişilerin sorumlu tutulamayacağından bahisle dava dosyasından bu kısımların çıkarılarak düşürülmesini istiyoruz." diyerek taleplerini diye getirdi. Beştaş, bu süreçte tüm tutuklu sanıkların da salıverilmesi talebini dile getirdi.
Terör Örgütü KCK Davasının İlk Duruşmasında Kürtçe Savunma Talebi
Terör Örgütü KCK'ya yönelik 140'ı tutuklu, 19'u firari, biri başka suçtan tutuklu toplam 205 sanıklı davanın ilk duruşması, Silivri Cezaevi giriş kapısı yanındaki büyük duruşma salonunda başladı.