Hak-İş Mesleki Eğitim sertifika törenine katılan Kaplan, çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan'ın DTP'yi, PKK üyelerinin teslim olmasını şova dönüştürerek 'şark kurnazlığı' yapmakla eleştirdiğinin hatırlatılması üzerine Kaplan, "Çok hassas bir süreç yaşıyoruz. 72 milyonun hassasiyetini hepimiz göze alacağız, ona göre davranacağız. Türkiye'ye barışı getirmek boynumuzun borcu oldu. Ama şunu çok açık ifade edeyim. 7'den 70'e Şırnak'ta AK Parti'liler, CHP'liler dahil iddia ediyorum, bir halk barışa susamış ve yollara sokaklara çıkıp bunu kutluyorsa, bu halka bunu çok görmemeli kimse. Bunu da bir tahrik olarak kimse değerlendirmemeli. En güzel cevabı dün Ahmet Türk Diyarbakır'da verdi. Dedi ki; hepimiz duyguları bir tarafa bırakıp daha soğukkanlı, sorumlu davranmalıyız. Sayın Başbakan'dan rica ediyorum, biraz kendisi duygularını bir kenara bıraksın. Şark kurnazlığı bizim kitabımızda, Kürt halkının da defterinde yoktur. Barış coşkusunun İzmir'de de, İstanbul'da da aynı şekilde kutlanmasını beklemek hakkımız. Barıştan kim sevinmeyebilir, bu ülkenin düşmanları dışında. Silahların susmasını kim istemeyebilir" diye konuştu.
"ŞEHİT CENAZESİ GÖRMEYECEK MİYİZ?"
'Türkiye artık şehit cenazeleri görmeyecek diyebilir misiniz?' sorusu üzerine ise Kaplan, "Ben milletvekiliyim. Bu ülkede barış olmayacaksa benim bu Meclis'te oturmamın hiçbir anlamı yok. Kimse parti, seçim hesaplarıyla bu Türkiye'nin değil dünyanın önünü açacak fotoğrafı karalamaya kalkmasın. Bu fotoğraf, bin yıllık Türkiye'de kardeşliğin ve cesaretin fotoğrafıdır" şeklinde konuştu.
AVRUPA'DAN GELECEKLER
Avrupa'dan kaç kişinin ne zaman geleceğinin sorulması üzerine Kaplan, şunları kaydetti:
"Bir hafta önce Avrupa'daydım. Her ülkeden 1-2 temsilci, öncü, elçi düzeyinde gelenler. Avrupa'dan İstanbul'a gelecekler. Sayı 15-20 arasında değişebilir. Belki içlerinde sizin meslektaşlarınız da olabilir. Bilmiyorum açıklama yapılır ama 25 Ekim mi, sonrası mı, bir gün öncesi mi tarihini tam bilmiyorum" dedi.
BAYKAL'A ELEŞTİRİ
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a tepki gösteren Kaplan, "Kandil'den gelen gerillanın da bir açıklaması oldu. 9 maddelik açıklama sundular. 1989'da yazdıkları raporu okusunlar. Sonradan yine yazdıkları bir rapor var. Sonra ellerini vicdanlarına koysunlar ve o istemlerle raporları karşılaştırsınlar, sonra da konuşsunlar. Demokratik siyasetin konusu olan bu konuda herkesin elini vicdanına koyarak konuşması lazım. Benim en büyük sevincim Habur'dan çıkarken duyduğu duygu, bugün itibarıyla demokratik siyasetin
Türkiye'de güçlenmiş olması ve önünün açılmış olmasıdır. Bu açıdan demokratik siyasetin, silahın hak arama aracı olmasının önüne hızla geçtiğini gördüm bundan ülkem adına gurur duyuyorum" şeklinde konuştu.
Bir soru üzerine Kaplan, Mahmur'dan gelenlerin DTP grup toplantısına katılmaları yönünde bir planlamalarının olmadığını da söyledi.
TÜRK: BAŞBAKAN DA BU COŞKUYA KATILSIN İSTERDİM
Kuzey Irak'tan Türkiye'ye gelen 34 PKK'lının karşılanması sırasında oluşan coşku sahnelerinin Başbakan Erdoğan tarafından eleştirilmesi üzerine açıklamalarda bulunan Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk, "İsterdim ki, Sayın Başbakan bu halkın çoşkusunu görebilseydi. Bunu kutlamaları şov ve şovmenlikle suçlamak doğru değil. Türk kardeşlerimizin de bunu desteklemesi gerekir" dedi.
Kandil Dağı ve Mahmur kampından gelen 34 kişilik terör örgütü mensupları için Diyarbakır'da düzenlenen kutlamalara ilişkin tartışmalar devam ederken, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk bir açıklama yaptı. DTP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde önünde bir açıklama yapan Türk, "Barış için insanlarımızın yola çıktığı bir gündü. Bunu şov ve şovmenlikle değerlendirmek doğru değildir. Hiç kimse bu çoşkuyu sağlamayaz. Halk kendi istemeseydi böyle bir çoşku oluşmazdı. Birilerinin bunu anlaması ve bunu görmesi lazım. Biz burada çok farklı şeyler gördük. Halkın barışa olan inancını gördük. Hatta ben zaman zaman uyarılar yaptım. Çok fazla barışa kiliktlenip de hayal kırıklığı yaşanmaması için bu işin başlangıcıdır. Yeni bir dönemin ilk adımlarıdır diyorum. Tabii ki yılların acıları var. Halkın anlaması lazım. Yaşanan acılardan sonra bir umudun ortaya çıkmasını herkesin anlaması lazım. Bu çoşkuyu aslında ateşlemesi lazım. Çünkü bu çoşku barışa verilen inancın çoşkusudur. Barış taleplerinin çoşkusudur. Eğer biz böyle değerlendirirsek hiçbir sorun olmaz. Tabii ki bu çoşku aslında Türkiye halkı tarafından desteklenmelidir. Türk kardeşlerimizin de bunu desteklemesi gerekiyor. Bu özgürlük ve barış hepimiz içindir. Biz bu ülkede barışı sağlamak zorundayız. Bu ülkede halkları kucaklaştırmak zorundayız. Biz bize düşen görevi yerine getirmeye hazırız. DTP, ne şov yapar ne de siyasi hesap yapar. Buna inanın. Siyaset üstü bir yaklaşım gösteriyoruz. Amacımız barışın ne kadar önemli olduğunu Türkiyeye anlatmaya çalışıyoruz. Daha iyi bir çalışma yapacağız. Çünkü somut adımlar yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Bazı gelişmeler oluyor. Daha fazla enpati yaparak Türkiye halkıyla siyasi partileri ile bu sürecin sağlıklı bir şekilde gitmesine katkı sunacak bir görüşü sergileyeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi yok. Bizim tek amacımız tek istedğimiz barışı sağlamaktır. Ne siyasi hesabımız var ne de şov yaparak halkın duygularını istismar var. Bunu çok çirkin görüyoruz. Halkın duygularını şov yaparak ve istismar ederek bir süreci götürmeye çalışıyorsak gerçekten bu halka en büyük kötülüğü yapmış oluruz. Bunu şov olarak değil halkın çoşkusu olarak görmek gerekir. Parti olarak ve bir bütün olarak barış sürecine katkı sunmak için hazırız. Basın da bazen yar alıyor. Emine Ayna ve Ahmet Türk ayrı düşmüş kesinlikle böyle bir şey yoktur" diye konuştu.
Türk ve Kaplan'dan eleştirilere yanıt
Kuzey Irak'tan Türkiye'ye gelen 34 PKK'lının karşılanması sırasında oluşan coşku sahnelerinin Başbakan Erdoğan tarafından eleştirilmesi üzerine Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan,Başbakan'a cevap verdi.