Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Başkanı Süleyman Şensoy, "Yaşadığımız dünyada artık din, dil, tarih ve coğrafyanın tek başına yeterli olmadığını, hatta iyi yönetilmediği zaman bu ögelerin de istikrarsızlıklara ve kaosa yol açabildiğini biliyoruz. Onun için güç ve adalet biriktirebilmiş, hem kendi iç dengelerinde refah üreten hem de çevresi için refah ve istikrar üreten ülkelere ihtiyacımız var." dedi.
TASAM, Politik ve Uluslararası Araştırmalar Kurumu (IPIS) ve Karaçi Dış İlişkiler Konseyi iş birliğinde ana teması "Çok Boyutlu Bölgesel İşbirliği ve Yeni İpek Yolu" olan Türkiye - İran - Pakistan Konferansı Wishmore Otel'de başladı.
TASAM Başkanı Süleyman Şensoy, konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye, İran ve Pakistan arasındaki iş birliğinin önemine değindi.
Üç ülkeyi birbirine bağlayan güçlü bağların bulunduğunu anımsatan Şensoy, din, dil, tarih ve coğrafyanın, bu üç ülkeyi bütünleştirdiğini anlattı.
Şensoy, dünyada artık din, dil, tarih ve coğrafyanın tek başına yeterli olmadığını ifade ederek, "Hatta iyi yönetilmediği zaman bu ögelerin de istikrarsızlıklara ve kaosa yol açabildiğini biliyoruz. Onun için güç ve adalet biriktirebilmiş, hem kendi iç dengelerinde refah üreten hem de çevresi için refah ve istikrar üreten ülkelere ihtiyacımız var." değerlendirmesini yaptı.
Bunun da dünya iktisadi pastasından güçlü pay alan ve üretim kabiliyeti olan ülkelerle ilgili olduğunun altını çizen Şensoy, "Yaşadığımız dönemde çok önemli olaylara şahitlik ediyoruz. Çok da zor, çünkü tarihi kırılmalar yaşadık. Önümüzdeki 5-10 yıl içinde de farklı bir dünya ile karşılaşacağımız gözüküyor." dedi.
Şensoy, bugün yaşanılan dünyada bilgi ve bilgiye dayalı ürünlerin toprak ve makinadan daha kıymetli olduğu bir dönemi hızlandırdığını anlatarak, bunun da devlet sistematiği açısından mikro milliyetçiliği, devletçiliği yaşamsal olarak teşvik ettiğini kaydetti. Şensoy, "Türkiye, Pakistan, İran hepsinin bütün dünya ülkelerinin ciddi mikro milliyetçilik riski var." ifadesini kullandı.
Süleyman Şensoy, Türkiye, İran ve Pakistan'ın, toprak ve iç bütünlüğünü, ekonomik ve sosyal barışını sürdürmesi, çevresi için istikrar üretmesi noktasında bölgesel entegrasyonun daha da derinleşmesine ve güçlenmesine ihtiyaç bulunduğunu vurguladı.
Güney Asya'nın dünyanın yeni merkezi olduğunu ifade eden Şensoy, "Yeni trendlerin ve ekonominin şekillendiği bir alan olarak güçlü bir şekilde geliyor. Bu anlamda Pakistan'ın pozisyonu, bu bölgeyi anlamak ve etkin olmak için önemli." dedi.
- "İlişkilere yeni bir stratejik açıdan bakmak gerekir"
İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ve IPIS Başkanı Dr. Seyyed Kazem Sajjadpour ise İran, Pakistan ve Türkiye arasındaki ilişkilere yeni bir stratejik açıdan bakmak gerektiğini söyledi.
Üç ülke arasındaki ikili ilişkilerin iyi durumda olduğunu anlatan Sajjadpour, "Bölgede güçlü ilişkiler konusu. Önemli olan bizim burada neye ihtiyacımız olduğunu söyleyebilmek. Daha net, tanımlayıcı kavramlarla ve belirgin düzenlemelerle, İran, Pakistan, Türkiye'nin birlikte çalışmalarını belirlememiz lazım." diye konuştu.
- Konferans
Ana teması "Çok Boyutlu Bölgesel İşbirliği ve Yeni İpek Yolu” olan konferansın alt temaları; "Geleceğin Asya ve Avrasyasında Türkiye, İran ve Pakistan”, "Yeni İpek Yolu Projesi (OBOR) ve Tamamlayıcı Ekonomik İşbirliği”, “Ekonomik İşbirliği Teşkilatı‘nın Re-organizasyonu” ve “Terörle Mücadele ve Güvenlik İşbirliği” olarak belirlendi.
Türkiye-İran-Pakistan Konferansı
TASAM Başkanı Şensoy: 'Yaşadığımız dünyada artık din, dil, tarih ve coğrafyanın tek başına yeterli olmadığını, hatta iyi yönetilmediği zaman bu ögelerin de istikrarsızlıklara ve kaosa yol açabildiğini biliyoruz. Onun için güç ve adalet biriktirebilmiş, hem kendi iç dengelerinde refah üreten hem de çevresi için refah ve istikrar üreten ülkelere ihtiyacımız var'