Tutuklu 18 Sanıktan 17'si Tahliye Edildi

İzmir Büyükşehir Belediyesi'ndeki yolsuzluk iddialarına ilişkin 130 sanığın yargılandığı davada tutuklu sanıklardan 17'sinin tahliyesine karar verildi.

İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma, verilen öğle arasının ardından, tutuklu sanık ve avukatlarının savunmalarıyla tekrar başladı.

Tutuklu sanık Hilmi Özen, savunmasında, 2011 yılının Ağustos ayında İZSU Genel Müdür Yardımcılığı'ndan emekli olduktan kısa süre sonra, Başkan Aziz Kocaoğlu'nun ricası üzerine belediyede Şirketler Koordinatörü olarak göreve başladığını kaydetti.

Birikimlerini, yol gösterici nitelikte paylaştığını aktaran Özen, ihalelerde resmi ya da gayriresmi hiçbir görevi bulunmadığını anlattı.

Özen, ''66 yaşındayım. 435 gündür bir avuç gökyüzüne bakarak yaşıyorum. 40 yıldır bu devlete hizmet ettim. Her sabah uyandığımda, 'Ben ne yaptım da buradayım' sorusunun cevabını bulamadım'' ifadelerini kullandı.

Sanıklardan Bilgi Teknolojileri Daire Başkanı Serdal Selçuk Savcı da suç unsuru olmamasına rağmen cezaevinde bulunmalarını anlayamadığını belirterek, ''Tahliye yeterli değil, beraat istiyorum'' dedi.

İZELMAN Genel Müdürü Hüseyin Kırmızı da onurlu yaşamanın ve görevini yapmanın bedelinin bu kadar ağır olacağını tahmin etmediğini ifade ederek, suçlamaları reddetti.

Şimdiye kadar hiçbir çıkar sağlamadığını dile getiren Kırmızı, ''Mal varlığımdaki borçları gören devlet bize sanıyorum yardım edecektir. Yüreğimizin yarısının geride kalmaması için herkesin tahliye edilmesi gerekir'' diye konuştu.

Büyükşehir Belediyesi Satın Alma Şube Müdürü Mehmet Sayar da ihalelere fesat karıştırdığı yönündeki suçlamaları reddetti.

Kendisi ve ailesinin mağdur olduğunu savunan Sayar, ''Kredi derecelendirme kuruluşları tarafından 'en iyi belediye' seçilen bir yerde ihaleye fesat karıştırma ve başkalarına menfaat sağlama olabilir mi- Bizler yolsuzluk yapmadık'' diye konuştu.

Diğer sanıklar da suçlamaları reddederek mağduriyetlerinin giderilmesini istedi.

Daha sonra avukatlar savunma yaptı.

Sanık avukatlarından Ercan Demir, yaptığı savunmada, yeni kanun değişikliğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yasada yer alan ''süren davalar'' ibaresinin doğru olmadığını savunan Demir, hakimin, tutuklama yerine farklı adli kontrol uygulama sistemi getirebileceği görüşünü aktardı.

Demir, ''Bu sanıkların neresi tehlikeli- 'Ben karakola gidip imza vermek yerine, tutuklama talebi devam etsin diyorum' diyemezsiniz. Burada bulunanlar çıktıkları durumda toplumda infiale mi neden olacaklar ki tutuklu olarak kalıyorlar-'' diye konuştu.

Diğer sanık avukatları da isnat edilen suçlamaları kabul etmeyerek müvekkillerinin tahliye edilmesini istedi.

-Karar-

Mahkeme heyeti, dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna göre, sanıklardan Alaittin Eraslan'ın bihakkın tahliyesine, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse salıverilmesine karar verdi.

Sanıklar Tülay Azeri, Ferit Faruk Boyacıoğlu, Murat Boyacıoğlu, Gökhan Boğazkesen ve Hüseyin Kırmızı'nın, 6352 sayılı yasa ile değişik 5271 sayılı CMK'nın ilgili maddesi uyarınca yurtdışı yasağı konarak, adli kontrole tabi tutulmaları şeklinde tahliyesine karar verilirken, Serdal Selçuk Savcı, Hilmi Özen, Ali Süha Sabuktay, Mehmet Sayar, Hakan Say, Ömer Devrim Ergin ve Ata Karataş'ın konutlarını terk etmemek şeklinde adli kontrole tabi tutularak tahliyeleri kararlaştırıldı.

Sanıklar Cafer Konca, Sedat Sakur, Abdülhalim Yazıcı ve Cafer Alt ise bulundukları yere en yakın polis merkezine giderek 19.00-21.00 saatleri arasında imza vermeleri şeklinde adli kontrolle serbest bırakıldı.

Tahliye kararı mahkeme salonunda, sanık yakınlarınca sevinçle karşılanırken, Genel Sekreter Pervin Şenel Genç'in mevcut delil durumu ile beklenen raporların henüz gelmemesi nedeniyle tahliye edilmemesi tepkiye yol açtı.

Sanık yakınları, tahliye sevincini adliye dışında da alkışlar ve ıslıklarla kutladı.

Muhabir: Ayten Aydın / Ali Rıza Karasu

Yayıncı: Tarkan Demir
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile