Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali

50| Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında 50| Yıl Özel Töreni yapıldı.

Antalya Kültür Sanat Vakfı'nın Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin destekleriyle düzenlediği Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, bu yıl 50'nci kez kapılarını açtı.

Dün gerçekleştirilen resepsiyonla açılan festival kapsamında 50| Yıl Özel Töreni gerçekleştirildi.

Cam Piramit Kongre ve Fuar Merkezi'ndeki tören alanına sanatçılar, kırmızı halıdan geçerek girdi. Soğuk ve rüzgarlı hava nedeniyle törenin yapıldığı Cam Piramit'in önünde az sayıda vatandaşın beklediği görüldü.

Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması Jüri Başkanı Türkan Şoray, Yeşilçam'ın sevilen sanatçıları Fatma Girik, Nebahat Çehre, Ediz Hun, Göksel Arsoy, Yusuf Sezgin, Salih Güney, Ahmet Mekin, Ayten Uncuoğlu, Işık Yenersu, Kuzey Vargın'ın da aralarında bulunduğu sanatçılar, halkı selamladı. Geceye "Bir Ayrılık" adlı filmiyle "En İyi Yabancı Film" ve "Özgün Senaryo" dallarında Oscar alan İranlı yönetmen Asghar Farhadi de katıldı.

Sunuculuğunu Mete Horozoğlu'nun yaptığı gece, geçen günlerde yaşamını yitiren ünlü oyuncu Tuncel Kurtiz'in filmlerinden görüntülerin gösterilmesiyle başladı.

Kurtiz'in şiir de okuduğu görüntüler, salonda duygusal anların yaşanmasına neden oldu. Gecede Nebil Özgentürk'ün senaryosunu yazdığı ve yönettiği, Altın Portakal'ın 50| yılı dolayısıyla hazırlanan "Venüs'ün Seyri" adlı belgesel de gösterildi.

-Açılış konuşmaları

Antalya Valisi Sebahattin Öztürk, yaptığı konuşmada, Türk sinemasının seçkin sanatçıları ve yabancı konukları Antalya'da misafir etmekten memnuniyet duklarını dile getirdi.1964 yılından bu yana düzenlenen Altın Portakal Film Festivali'nin Türk sinemasının endüstrileşmesine büyük katkı sağladığının altını çizen Öztürk, "Sinemanın sevdirilmesi amacıyla çıkılan bu yolda büyük mesafeler alınmıştır. Festival, Antalya'nın marka tanınmışlığına ve değerine büyük katkılar sağlamıştır. Altın Portakal Film Festivali, yarım asırlık deneyimi ile sinemamızın gelişimi ve prestijine katkı sağlamaya devam edecektir" dedi.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, törenin kent, belediye ve festival için tarihi bir değer taşıdığını söyledi.

Akaydın, Türk sinemasının yarım asırlık geçmişine tanıklık eden festivale 50 yıl emek verenlerin. yarattıkları başarı öyküsünün gururunu ve onu geleceğe taşımanın sorumluluğunu taşıdıklarını vurguladı.

Son dönemde Türk sinemasının usta isimleri, gazeteci ve yazarların arka arkaya yaşamlarını yitirdiğini hatırlatan Akaydın, Tuncel Kurtiz, Turgut Özakman, Belgin Doruk, Aliye Rona, Kemal Sunal, Ekrem Bora, Meral Okay, Yıldırım Önal, Adile Naşit gibi isimleri andı. Akaydın, vefat eden sanatçılar arasında yanlışlıkla Münir Özkul'un ismini de söyledi.

Akaydın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tüketme, itişme, yarışma ve kapışma kültürünün egemen olduğu, insanların birbirine yabancılaştığı ve yalnızlaştığı bir dünyada yaşıyoruz. Görünen zenginliklerin altında acıyla yaşanan yoksulluklar var. İnsanlar ev, eşya, araba, vücut ve cilt bakımı için büyük paralar harcıyor, emekler veriyorlar. Oysa ruh bakımı bunlardan çok daha önemli. Mutluluğun gerçek anahtarı ve sanat bize bu kapıyı açıyor, doğanın diliyle sesleniyor."

Başkan Akaydın'ın, Münir Özkul'u da yaşamını yitirenler arasında saydığını fark eden sunucu Mete Horozoğlu, Akaydın'ın merdivenlerden indiği sırada, "Münir Ağabey ölümsüzdür başkanım" diye espri yaptı.

-Sinemanın usta isimlerine 50| Yıl Özel Ödülü

1. Altın Portakal Film Festivali'nde ödül alan ve yarışan filmlerde rol üstlenen usta sinemacılar, 50| Yıl Özel Ödülü ile onurlandırıldı.

Memduh Ün'ün yönetmenliğini yaptığı "Ağaçlar Ayakta Ölür" adlı filmle 1964 yılındaki ilk festivalde "En İyi Erkek Oyuncu" seçilen İzzet Günay ve "Acı Hayat" adlı filmdeki rolüyle "En İyi Kadın Oyuncu" ödülüne layık görülen Türkan Şoray'a ödüllerini Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın verdi.

Türkan Şoray, Türk sinemasının kalbinin 50 yıldır Antalya'da attığını, atmaya da devam edeceğini söyledi.

Festivalin hep Türk sinemasının yanında olduğunu belirten Şoray, şöyle konuştu:

"Festival, Türk sinemasındaki sinemacıları destekledi. Burada heyecanlar yaşandı. Oyuncular mutlu oldu, onurlandırıldı, taçlandırıldı. Benim ayrıca bu festivalle ayrı bir gönül bağım var. İlk kez Birinci Antalya Film Festivali'nde kadın oyuncu ödülünü aldım. Bu festivalle büyüdüm, güçlendim ve bugün buradayım. Benim canım arkadaşlarım, sinemaya gönül verenler festival dolayısıyla burada oluyoruz, birbirimize sarılıyoruz. Bazen yıllarca birbirimizi görmediğimiz oluyor. Burada inanılmaz bir sevgi seli yaşanıyor. O güzel gözlü Fatma'm burada."

İzzet Günay da 4-5 yıl önce bu sahnede 50| yılda yeniden burada olacağıyla ilgili verdiği sözü tuttuğunu belirtti.

Türkan Şoray ve kendi için mutlu ve heyecanlı bir gece olduğunu dile getiren Günay, "Özellikle sanatçının ve kültürün hor görüldüğü, ötelendiği bir ülkede böyle bir festivalin 50| yılını doldurması bir mucize" ifadesini kullandı.

Günay, 50 yılın "lafta" çok kolay geçtiğine değinerek, artık görevi gençlere devrettiklerini ifade etti.

Sinemaya veda etmediklerini, her zaman destek vermeyi sürdüreceklerini aktaran Günay, "Bu tören, görevimizi gençlere teslim etme törenidir. Onlar da nice 50 yıllara götüreceklerdir. Türkiye'de iyi sinema yapılıyor, uluslararası ödüller alınıyor. İnsanlar sanata ve kültüre daha yakın olsalardı bugün hoşgörü, sevgi ve barış içinde bir Türkiye yaşamış olacaktı. Maalesef olmuyor, görüyorsunuz" diye konuştu.

-"Bravo Antalyalılar"

Gecede "Gurbet Kuşları filminin yönetmeni merhum Halit Refiğ'in ödülünü eşi Gülper Refiğ aldı. Gülper Refiğ, Türk sinemasının yoktan var olduğunu, maddi ve teknik olanaksızlıklar içinde filmlerin yapıldığını söyledi.

Türk sinemasının başarısının altında, set işçisinden, figüranına yönetmen ve yapımcısından oyuncularına kadar yaptıkları işe aşkla bağlı olanların yattığını belirten Refiğ, "İşte benim canım eşimin Gurbet Kuşları filmi de bu şartlarda ortaya çıkmıştır. Eşimin adına bravo Antalyalılar yarım asır bu festivali yaşattınız, sahip çıktınız, varolun çok yaşayın" dedi.

"Yaşam Boyu Onur Ödülü" verilen "Acı Hayat" filminin oyuncularından Tanju Gürsu da Türkiye'de kesintilerle de olsa bir festivalin 50 yılını doldurmasının herkese nasip olmayacağını dile getirerek, etkinliğe katkı veren herkese teşekkür etti.

Gecede "Altın Portakal" heykelciği verilen Nebahat Çehre ise sanat hayatına başladığında sinemanın S'sini bilmediğini ancak zamanla bugünlere geldiğini ifade etti.

Yeşilçam'da büyük cefalar çektiklerini anlatan Çehre, "Acı Hayat'ı çekerken bizi minibüs toplardı. Türkan, evden iki elma alırdı, birini bana getirirdi. Bu sevgiye, yüreğe dayanan birşeydi. Yerde kağıtların üzerinde yemek yerdik. Sabahlardık. İyi ki yapmışız, bizi olgunlaştırdı, hayatı tanıttı, oyunculuğu öğretti. O yüzden, gençler lütfen bu işe yüreklerini versinler" değerlendirmesinde bulundu.

Göksel Arsoy da, Altın Portakal'ın 50| yıl dönümünde destek veren herkese teşekkür etti.

Fatma Girik de sinema hayatından örnekleri esprili bir dille anlattı. Ödül almak için çıktığı sahneyi Ediz Hun ile paylaşan Fatma Girik, 70 yaşında olduğunu belirterek, "Sinemaya erken başladım. 3 yaşında" diye espri yaptı.

Ediz Hun da sinema seyircisinin sevgisi ve coşkusuyla bugünlere geldiklerini dile getirdi. Sahnede zaman zaman Fatma Girik ile şakalaşan Ediz Hun, "Bakın biz birbirimizi ne kadar seviyoruz" dedi.

Bunun üzerine Fatma Girik, Ediz Hun'u yanağından öptü.

Törene katılamayan Memduh Ün'ün ödülü de Fatma Girik'e verildi.

-Törende "Gezi" sloganları

Ödül verilen sanatçılar arasında bulunan Ahmet Mekin ise Türk sinemasının büyük zorluklar ve eziyetlerle var olduğunu, bundan sonra da var olmaya devam edeceğini vurguladı. Mekin, daha nice 50 yıllar diledi.

Işık Yenersu da ödül almak için çıktığı sahnede kısa bir konuşma yaptı. Yenersu, "Kısaca gördük ki bu akşam, 50 yıldır Antalya'da her yer sinema, her yer direniş" diye konuştu.

Yenersu'nun sözleri üzerinde salondaki izleyiciler arasında, "Her yer Taksim, her yer direniş" sloganları atılmaya başlandı.

Bunun üzerine Ahmet Mekin, yeniden söz alarak, "Direniş hep sürecek. Demokrasi tam var olana kadar. Yarım yamalak değil" ifadesini kullandı.

Ödül almaya Beşiktaş taraftar grubu Çarşı'nın tişörtüyle çıkan yönetmen Şerif Gören de sinema dünyasına asi bir genç olarak girdiğini söyledi.

Gören, sinema yaşamı boyunca hep bazı şeylere karşı olduğunu belirterek, "Sansüre karşıyım, Amerikan tröstlerine karşıyım, darbeye karşıyım, işkenceye karşıyım. İçimdeki otosansüre de karşıyım. Onun için Çarşı'yım" diye konuştu.

Gören, konuşmasının sonunda üzerindeki ceketin önünü açarak, tişörtündeki "Çarşı" yazısını gösterdi.

Ödül alan isimlerden Güler Ökten de sinemaya küçük bir çocukken adım attığını ifade etti.

Ökten, "Bu dünyada arada sırada da olsa hala soluk alabildiğime çok seviniyorum. Bana bu mutluluğu tattıran tüm sinemacılara binlerce minnet dolu teşekkür. Yaşasın sinema, yaşasın sinemanın değerini bilen ve 50 yıldır var olmakta direnen Antalya Altın Portakal Film Festivali" dedi.

Özel ödülle onurlandırılan isimlerden Süleyman Turan, sinema hayatı boyunca eşinin büyük desteğini gördüğünü dile getirdi. Turan, "Eşim burada olamadı ama eminim bir yerlerden izliyordur. Kuruluşundan bu yana çok büyük emekle 50| yıla taşınan bu festival mutlaka devam edecek ve her şey ama her şey çok güzel olacak" diye konuştu.

Eşref Kolçak da Türk sinemasının 70 yılını yaşadığını ancak hala telif hakkını alamadığını kaydetti.

1980'li yıllardan sonra Türk sinemasının oyuncak haline getirildiğini vurgulayan Kolçak, "Ne yazık ki sinemamız şu anda dünya sinemasının 50 yıl gerisindedir" ifadesini kullandı.

Telif hakları için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e seslenen Kolçak, şunları söyledi:

"Atatürk'ün büyük bir zevkle, büyük bir şevkle bize bıraktığı sinemayı lütfen siz o güzelliğe tekrar getirin ve ben sizden 70 yıllık hakkımı istiyorum. Bunu devlet olarak bana veriniz. Benim 70 yıllık hakkımı devletten istiyorum. Mecburlar bunu ödemeye."

Altın Portakal Film Festivali'nde müzikleriyle en çok ödül alan isim olan Cahit Berkay'a da Antalya Valisi Sebahattin Öztürk ödülünü verdi. Ayakta alkışlanan Berkay, Antalya'nın her zaman sanata önem veren bir kent olduğunu belirtti.

Gecede oyuncular İzzet Günay, Yusuf Sezgin, Suna Selen, yönetmen ve senaristler Ertem Göreç, Safa Önal, Yılmaz Atadeniz, Duygu Sağıroğlu, gazeteci yazar Agah Özgüç, Lale Film'in sahibi Necip Sarıcı'ya da 50| Yıl Özel Ödülü verildi.

Gecede dağıtılan Venüs heykelcikleri de ilk yıl verilenler gibi bronz oldu. Sanatçı Cahit Berkay da 40 kişilik Antalya Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde parçalarını seslendirdi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile