Yurt dışına kar transferi 8 yılda 54 milyar doları aştı

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) Merkez Bankası ve Hazine‘nin verilerinden yararlanarak hazırladığı Faiz ve Kâr Transferi - 2011 adlı raporuna göre firmaların kâr aktarımı ve portföy yatırımları ile son 8 senede Türkiye’den y

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) Merkez Bankası ve Hazine‘nin verilerinden yararlanarak hazırladığı Faiz ve Kâr Transferi - 2011 adlı raporuna göre firmaların kâr aktarımı ve portföy yatırımları ile son 8 senede Türkiye’den yurt dışına giden net kar transferi 54 milyar doları geçti. 2010 yılının 11 ayında yapılan net kâr transferi de 7 milyar dolar seviyesini gördü. İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan konuyla ilgili yaptığı açıklamada ekonominin sıcak paraya değil sanayiciye teslim edilmesi gerektiğini belirterek, ‘‘Yabancı sermaye ülkemize gelip borsada gelir elde ediyor, hiç vergi vermeden gidiyor. Doğrudan yatırımların payı azalırken, sıcak para girişiyle büyük faiz geliri elde ediliyor. Yabancı sermayenin vergi vererek daha uzun süreli burada kalmasının yolları bulunmalı.’’ ifadelerini kullandı. Artık iktidarın da tabloyu gördüğünü kaydeden Arıkan, sıcak para girişini sınırlayan adımlar atılmasının olumlu olduğunu vurguladı. İSMMMO Başkanı, esas olanın fabrika kurmak için giren para olması gerektiğini dile getirirken ‘‘Yabancı para uzun vadeli yatırım araçlarına yönlendirilmeli. Kalıcı yatırıma vergi indirimi ve teşvik olmalı. Olumsuzluğun farkına varılmışsa en önemli çarelerden biri de Tobin vergisi türü önlemleri uygulamaktır. Yoksa tablo hiç iyi değil. Sene sonu resmi rakamları cari açığı 45 milyar dolara getirebilir. Bu milli gelirin yüzde 6’sını geçmesi demek. Acilen sıcak paranın ateşi alınmalı.” uyarısında bulundu. Faiz ve Kâr Transferi – 2011 raporunda yer alan bulgulara göre, Merkez Bankası tarafından açıklanan son rakamlar itibari ile Türkiye’nin cari işlemler açığı 2010 Kasım ayı sonunda 41,6 milyar dolara çıktı ve senenin rekor seviyede bir açıkla kapanması kesinleşti. Ekonomistler açığın 2010 yılının tamamında 45 milyar doları aşacağına ihtimal veriyor. 2009‘un aynı döneminde cari açığın 14 milyar dolar seviyesinde olduğu göz önünde bulundurulursa çok ciddi bir artışla karşı karşıya kalındığı ortaya çıkıyor. 2009‘da cari açığın 14 milyar dolar gibi düşük bir rakamda kalmasına karşın ödemeler dengesi bilançosu yılı 800 milyon dolar artıda kapatmıştı. Geçen yıl ise cari açık rekor seviyelere çıktı ancak döviz dengesi bozulmadı, sermaye hareketleriyle birlikte ödemeler dengesinde 13 milyar dolarlık bir artı oluştu. Ekonomik parametreler bu açığın kapatılmasındaki finansmanın da bankaların aldığı borçlar ve sıcak para girişiyle dengelenmeye çalışıldığına işaret ediyor. Bankalar geçen yılın ilk 11 ayında net olarak 33 milyar dolar borçlanırken cari işlemler açığının yüzde 80‘ini finanse etmiş oldu. Açığın geri kalanı ise yaklaşık 20 milyar dolarlık kısa vadeli portföy yatırımları girişiyle karşılandı. Bunun 15,6 milyar dolarını devlet iç borçlanma senetleri için gelen yatırımlar, 4,2 milyar dolarını ise hisse senedi alımları oluşturdu. DOĞRUDAN SERMAYE YATIRIMLARINDA GERİLEME Türkiye‘ye gelen kalıcı yatırımlar olan doğrudan sermaye yatırımları ise 6,2 milyar dolarda kaldı. Oysaki 2006‘dan 2008‘e kadar doğrudan yatırımlar 20 milyar dolar civarında seyretmişti. Dünya ekonomisindeki kriz doğrudan yatırımların 2009 yılında 8,2 milyar dolara inmesine sebep oldu. 2010 yılında Türk ekonomisi hızla yukarı bir atak yapmasına, yaklaşık yüzde 8 büyüme hızına karşın doğrudan yatırımlar düşmeye devam etti. Tüm bu rakamların yanı sıra ülkeden dışarıya transfer edilen para miktarı yüksek seviyelerini korudu. Firmaların kâr transferi, faiz ödemeleri ve portföy yatırımları aracılığıyla yurt dışına transfer edilen para miktarı toplamda 10,6 milyar doları buldu. 2009’da doğrudan yatırımlar aracılığıyla transfer edilen kâr tutarı 2,9 milyar dolar olurken 2010’un ilk 11 ayında rakam 2,6 milyar doları aştı. Portföy yatırımları aracılığıyla çıkan para 3 milyar dolar, faiz gideri ise 4,8 milyar dolar oldu. Ayrıca ücret ödemeleriyle 158 milyon dolarlık bir çıkış gerçekleşti. Gelir dengesi net olarak 11 ayda 7 milyar dolar açık verdi. Merkez Bankası ödemeler dengesi verilerinden yapılan hesaplamaya göre mevcut iktidarın dönemini kapsayan 2003-2010 yılları arasında yabancıların Türkiye’den yaptıkları kâr transferi 89 milyar dolar oldu. Transferlerle Türkiye‘nin elde ettiği 35 milyar dolarlık gelir düşüldüğünde net kâr transferi 54 milyar dolara çıktı. Türkiye‘den yabancıların 1986‘dan itibaren son 25 yılda yaptıkları kâr transferlerinin toplamı ise 165,5 milyar doları gördü. Kâr transferiyle elde edilen 59,7 milyar dolar düşüldüğü zaman dışarıya net kâr transferi 105,8 milyar dolar seviyesinde. AÇIĞI BORÇLA KAPATIYORUZ İlk 11 aylık verilere göre 41,6 milyar dolarlık cari açığın finansmanında bankacılık kesimi ve borçlanma senetlerinin büyük rol oynadığı görülüyor. Bankalar bu dönemde yaklaşık 22,3 milyar dolarlık kaynak temin etti. Bunun 12,3 milyar dolarını dışarıdan elde edilen mevduat, 10 milyar dolarını ise krediler oluşturdu. Hazine ise gelen sıcak para karşılığında 14,3 milyar dolar borçlanırken, toplamda 36,6 milyar dolar, yani cari açığın yüzde 88‘i borçla finanse edildi. TÜRKİYE’NİN DIŞ BORCU GİDEREK ARTIYOR Hazine Müsteşarlığı verilerine göre ise Türkiye’nin brüt dış borç stoku 2010 yılı üçüncü çeyreği sonu itibariyle 282,3 milyar dolar oldu. Bu miktarda aslan payı 178,7 milyar dolar ile özel sektörün. Özel sektör borçlarının toplam dış borç stoku içerisindeki payı yüzde 63,9 iken kamu kesimi borçlarının payı 91,3 milyar dolar ile yüzde 32,3 oldu. En az borcu olan kurum ise Merkez Bankası. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın yüzde 4,35 oranındaki borcunun toplam tutarı 12,3 milyar dolar. KAMUNUN BORCU UZUN VADELİ Kamu kesimi dış borçlarının büyük bir çoğunluğu orta-uzun vadeli dış borçlardan oluştu. 91,3 milyar dolarlık borcun 84,3 milyar doları uzun vadeli, bu miktarın 43,8 milyar doları tutarındaki kısmı uluslararası finansal piyasalarda yapılan tahvil ihraçları stokundan oluşuyor. Merkezi yönetim dışında kalan mahalli idareler, fonlar, kamu bankaları, KİT‘ler ve diğer finansal olmayan kamu kuruluşlarının toplam dış borçları, 2010 yılı üçüncü çeyrek sonu itibarıyla 13,4 milyar dolar tutarında. Özel sektörde ise durum daha ciddi. 178,7 milyar dolarlık borcun 59,5 milyar doları kısa vadeli borçtan oluşuyor. Bu tutar içinde bankacılık sektörünün payı 36,8 milyar dolar ile yüzde 62 oldu. Özel sektörün orta-uzun vadeli dış borçları ise aynı dönemde 119,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Finansal olmayan kuruluşlar 85,4 milyar dolar ile uzun vadeli özel sektör dış borç stoku içinde en büyük paya sahip oldu. KAMU 2011’DE 10,5 MİLYAR DOLAR ÖDEYECEK Devlet, 2011 ve 2012 yıllarındaki 10’ar milyar dolarlık ödemenin ardından dış borç ödemelerinde görece rahat bir döneme girecek. Ödeyeceği en yüksek miktar ise 2011 yılındaki 10,5 milyar dolar olacak. Devletin yaklaşık 10 yılda ödeyeceği toplam miktar 112 milyar doları aşacak. Ödenecek tutarlara göre anapara ve faiz dengesi de oldukça ağır bir tabloyu ortaya koyuyor. Yaklaşık 10 yılda ödenecek faiz rakamı 38,5 milyar doları buluyor. ÖZEL SEKTÖRÜ ZOR BİR YIL BEKLİYOR Merkez Bankası’nın raporuna göre de uluslararası kredi piyasalarının daralmasıyla 2008 yılının son çeyreğinden itibaren özel sektörün dış borç çevirme oranları hızla gerilemiş, 2009 yılının ardından 2010 yılının ilk çeyreğinde de özel sektör net kredi geri ödeyicisi konumda olmuştu. Bu sebeple haziran ayından itibaren özel sektörün yurt içi bankalardan döviz kredisi kullanma imkânları da artırıldı. Bankacılık sektörünün yurt içine açtığı yabancı para cinsinden kredilerdeki gelişim bu görüşü destekliyor. 2017 yılına kadar toplam 136 milyar dolar olan dış borç ödemesi yapacak olan özel sektör, en büyük tutarı bu yıl ödeyecek. Ödenecek tutar ise 32 milyar dolar. Vade süreleri göz önüne alındığında özel sektörün 2011’de 32 milyar, 2012’de 24,8 milyar, 2013’de 19,7 milyar, 2014’de 12,1 milyar, 2015 ve sonrasında 47,4 milyar dolar dış borç ödemesi yapması gerekiyor. Özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun vadeli kredi borcunun görünümü de pek iç açıcı değil. Uzun vadeli kredi borcunun 72 milyar 15,9 milyon doları ABD Doları‘ndan, 30 milyar 993,1 milyon doları Euro, 3 milyar 916,9 milyon doları da diğer dövizlerin ABD Doları karşılığından oluşuyor.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile