İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'nin gizli belge ve bilgilerini Almanya'ya sızdıran casus İlyas Bazna'nın hayatını anlatan "Çiçero" Dijital Sanatlar tarafından beyaz perdeye aktarılacak.
Başrolünde Erdal Beşikçioğlu'nun oynadığı, ödüllü yönetmen Serdar Akar'ın yönetmen koltuğuna oturduğu filmin yapımcılığını ise Ayla filmiyle dünya çapında başarıya ulaşan Mustafa Uslu üstlenecek.
Eyüp'teki Melek Sineması'nda fragmanın gösteriminin ardından açıklamada bulunan Uslu, çok değerli ve muhteşem bir projeyi hayata geçirdiklerini söyledi.
Mustafa Uslu, hikayenin içine girdikçe daha başka şeyler de keşfettiklerini belirterek, "Yine çok büyük bir proje, çok büyük bir film olacak. Yatırımı da çok büyük olacak. İnşallah ocak ayının 5’inde vizyonda olmayı düşünüyoruz." dedi.
Filmin konusu gereği çok fazla Türk oyuncu olmadığını ve Monica Bellucci dahil bazı yabancı isimlerle görüşmelerin devam ettiğini aktaran Uslu, şunları kaydetti:
"Hikayenin içine girdiğinizde, bir Türk hakikaten bunu yapmış mı, İkinci Dünya Savaşı'nın kaderini bir Türk değiştirmiş mi, bunu görüyorsunuz ve bu çok garip geliyor. Bulunmayan, az olan şey kıymetlidir. Bence Çiçero, Kaşıkçı Elması kadar kıymetli bir proje. Çünkü dünyada bir örneği daha yok. Dünyada böyle bir kahramanlık yok. Aslında bir casusluk değil, kahramanlık hikayesi. Filmi izleyince bunu hepimiz göreceğiz."
- "Bu filmi Türk sinema tarihine kazandırmak istiyoruz"
Yapımcı Uslu, gerçekten bir Türkün Almanların İkinci Dünya Savaşı'nı kaybetmesinin sebebi olduğunu aktararak, "Proje sadece Türkiye'yi ilgilendirmiyor. İngiltere, Almanya ve Avrupa ülkelerini de ilgilendiriyor. İlk defa bir Türk filminde, Churchill, Hitler, Stalin ve Roosevelt ve İsmet İnönü birlikte yer alacak. Kadrosu da çok zengin bir film. Biz de bu kadar muhteşem bir hikayenin hakkını vererek çekmek ve bu filmi Türk sinema tarihine kazandırmak istiyoruz." ifadelerine yer verdi.
Türkiye'nin tarihinde çok güzel kahramanlar ve hikayeleri olduğunun altını çizen Uslu, "Çiçero gerçekten muhteşem bir karakter ve kahraman. Adı, kullandığı kod adı, savaştan sonraki serüveni ilginç. Alman hükumetini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine dava ediyor. 'Ben size İkinci Dünya Savaşı'nda casusluk yaptım ama benim paramı sahte parayla ödediniz.' diye dava açıyor ve kazanıyor. Çok özel karakterler bunlar. Hayal ürünü bir kahraman yaratmaktansa kendi kahramanlarımızı gün ışığına çıkarmak çok doğru geliyor bize." değerlendirmesini yaptı.
Mustafa Uslu, Nazi Almanyasında yapılan T4 uygulamasına da dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
"Bugüne kadar İkinci Dünya Savaşı ile ilgili hiçbir filmde T4 uygulaması vurgulanmadı ve bu uygulamayı konu almadılar. Hatta ucundan, kıyısından bile dokunmadılar ama biz bunu öğrendikten sonra gördük ki aslında T4 uygulaması, Nazilerin Yahudi soykırımından daha öte, daha büyük bir vahşet. Çünkü kendi çocuklarını, evlatlarını, sadece hasta, down sendromlu, otistik ya da kulağının biri duymuyor diye iğneyle öldürdüler ve buna T4 uygulaması dediler. Bunu sadece kendi ırklarını daha safkan hale getirebilmek için yaptılar. Bu bana göre daha büyük bir vahşet. İlk defa biz, bir ikinci Dünya Savaşı filminde T4 uygulamasını beyazperdeye taşıyacağız."
Yapımın Hollywood filmleriyle yarışacağını dile getiren Uslu, Hollywood filmlerinin son 5-10 yıldır kısır döngüye girdiğini ve senaryo ile hikaye sıkıntısı yaşadığını kaydetti.
Filmin bütçesinin 20 milyon lira civarında olacağını dile getiren Uslu, filmin dünyada Ayla'dan daha çok karşılık göreceğini söyledi.
- "Türkiye'den İkinci Dünya Savaşı'na bakma arzusundayız"
Projeyi Uslu'ya götüren başrol oyuncusu Erdal Beşikçioğlu da bu projeyi Türkiye'de çekebilecek tek kişinin Mustafa Uslu olduğunu belirterek, "Böyle bir adam var tarihte ve bu adamın altı hiç çizilmemiş nedense." dedi.
Ünlü oyuncu, ortaya çok enteresan bir iş çıktığının altını çizerek, "Bu işin bir an önce hayata geçmesi ve elle tutulur hale gelmesi için hepimizin çok yüksek bir heyecanı var. Umarım layıkıyla yerine getiririz." diye konuştu.
İkinci Dünya Savaşı'nın Türkiye ve dünya için önemli olduğunu kaydeden Beşikçioğlu, "Dünya şimdiye kadar bunu hep gözardı etti. Biz de şimdi, 'Bunu neden gözardı ediyorsunuz' diyerek Türkiye'den İkinci Dünya Savaşı'na bakma arzusundayız." dedi.
Erdal Beşikçioğlu, Hollywood filmlerinde yaşanan "kahraman" ve konu" sıkıntısına da değinerek, şöyle konuştu:
"Amerika'nın tarihi ne kadar eski ki? Kendine ait tarihi olmayan bir ülke. Dünya oluştuğundan beri bizim kendimize ait bir tarihimiz var. Tabii ki orada bir krize girecekler. Bizim öykülerimiz, hikayelerimiz, kahramanlarımız ise her daim var olacak. Ben hala Köroğlu'nun, İnce Memed'in neden gündeme gelmediğini sorarım. Ama bunların hepsi zordur. Yükü ağırdır. Türkiye'deki bazı yapımcılar da bu yükün altına çok fazla girmek istemez. Girenlere de deli derler."
Yönetmen Serdar Akar ise mayıs ayında Berlin, Macaristan, İstanbul ve Ankara'da başlayacak çekimlerin 8 hafta süreceğini aktardı.
Senaryosunu Alican Yaraş'ın kaleme aldığı filmin sanat yönetimini Yavuz Fazlıoğlu, görüntü yönetmenliğini Jean Paul Seresin, kostüm tasarımı Baran Uğurlu, müziklerini ise Fahir Atakoğlu yapacak.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Ankara'daki İngiliz Büyükelçiliğinde uşak olarak görev yapan İlyas Bazna, Almanya lehinde casusluk faaliyetlerine başlar. Almanlar tarafından Çiçero kod adı verilen Bazna, bu faaliyetleriyle savaşın kaderini değiştirir ama başta Alman vatandaşı engelli çocuklar olmak üzere diğer milletlerden çocukların ve her yaştan engellilerin kaçınılmaz sonu yaşamalarına, iğneyle uyutulmalarına mani olamaz.
Yüzyılın Casusluk Hikayesi 'Çiçero' Beyazperdeye Aktarılıyor
İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere'nin gizli belge ve bilgilerini Almanya'ya sızdıran casus İlyas Bazna'nın hayatını anlatan film 5 Ocak'ta vizyona girecek Yapımcı Mustafa Uslu: 'Bulunmayan, az olan şey kıymetlidir. Bence Çiçero, Kaşıkçı Elması kadar kıymetli bir proje. Çünkü dünyada bir örneği daha yok. Dünyada böyle bir kahramanlık yok. Aslında bir casusluk değil, kahramanlık hikayesi' Oyuncu Erdal Beşikçioğlu: 'Bizim öykülerimiz, hikayelerimiz, kahramanlarımız her daim var olacak. Ben hala Köroğlu'nun, İnce Memed'in neden gündeme gelmediğini sorarım. Ama bunların hepsi zordur. Yükü ağırdır'