Zirve Yayınevi Davası’nın 110. duruşması Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmaya tutuksuz yargılanan Emre Günaydın, Salih Gürler, Abuzer Yıldırım polis araçlarıyla getirildi.
Duruşmaya tutuksuz sanıklar emekli Albay Mehmet Ülger, Haydar Yeşil, Ruhi Abat, Levent Ercan Gelegen, Murat Göktürk, Abdullah Atılgan ve Hüseyin Yelki de katıldı.
Tutuksuz sanıklar Cuma Özdemir Darende Adliyesi’nden, Hamit Çeker ise Elbistan Adliyesi’nden SEGBİS sistemiyle duruşmaya dahil edildi. Öldürülen Alman uyruklu Tilman Geske’nin eşi Suzanna Geske ise 110. duruşmaya katılmadı.
Mahkeme Başkanı Vedat Koç, dosyaya gelen belgeleri okudu. Daha sonra Savcı Burhanettin Olğun, okunan belgelere karşı bir diyeceğinin olmadığını, kovuşturmanın genişletilmesi taleplerinin olmadığı söyledi.
Olğun, yeni bir esas hakkında savunma hazırlandığını hatırlatarak, ek süre istedi.
Tutuksuz sanıklardan emekli Albay Mehmet Ülger, okunan belgelere ilişkin aleyhine olanları kabul etmediğini ifade ederek, beyanlarını yazılı olarak mahkemeye sunacağını kaydetti.
Daha sonra söz alan sanık Haydar Yeşil, okunan belgelere ilişkin aleyhine olanları kabul etmediğini söyleyerek, C5 büroda bulunduğu belirtilen belgeleri inceleyip, beyanda bulunmak için süre talep etti. Yeşil, “Ayrıca Tanık Koruma Daire Başkanlığının bir kısım belgelerinin doğrudan Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim edildiği yönünde yazısı doğrultusunda, teslime ilişkin bir tutanak olup olmadığı hususun Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan sorulmasını talep ediyorum” diye konuştu.
Sanık Ruhi Abat ise okunan belgelerle ilgili olarak aleyhine olanları kabul etmediğini kaydederek, “İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden gelen belgelere bakıldığında 2007 tarihinde İstanbul polisinin Malatya yolunu arşınladığı görülüyor. Ancak bu polislerin hangi amaçla Malatya’ya geldiğine dair herhangi bir bilgi ve belge yok. Bu hususun araştırılmasını talep ediyorum. Çünkü daha ikinci iddianamenin ilk duruşması yapılmadan önce 1 Kasım 2007 tarihinden itibaren bu görevliler Malatya’ya gelmeye başlamışlardır. Yine 39. celseye kadar bütün duruşmalara ilişkin istihbari raporlarda dönemin İstihbarat Şube Müdürleri tarafından İstihbarat Daire Başkanlığına görevlendirilmiş ve oradan da illegal bir şekilde C5 büroya transfer edilmiştir. Bu kadar belge akışı olmasına rağmen C5 büro tarafından yapılan hiçbir işleme rastlanılmaması da manidardır. C5 büroya gönderilen bu ve benzeri belgelerle Türkiye’nin başına bela edilen birçok olay çıkarılmıştır. Gerekiyorsa bu soruşturmayı yapan savcıya bu hususlar sorulmalıdır. Rahip Andrea Santoro cinayeti Katolik, Dink cinayeti Ortodoks ve Zirve Yayınevi cinayeti ise Protestanlara yöneliktir. Bu 3 cinayetin amacı Hıristiyan dünyasını, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türkiye hükümetine karşı uluslararası kamuoyu oluşturmak, Türkiye’yi zor durumda bırakmak ve yalnızlaştırmaktır. Bu hususların dikkate alınmasını talep ediyorum” şeklinde konuştu.
Sanık Abdullah Atılgan da gelen belgeleri incelemeye devam ettiğini söyledi.
Atılgan, “Ancak Taraf gazetesine gönderilen e-mail ile ilgili olarak emniyet birimlerince 5 Aralık 2008 tarihinde araştırma yapılmasına rağmen müdahillerin vekillerinin e-mail gönderilmeden bir sonra 21 Kasım 2008 tarihinde bu emailden ne şekilde haberden oldukları hususunun araştırılmasını talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
Sanık Levent Ercan Gelegen, soruşturmanın genişletilmesini talep ederken, Murat Göktürk ise bu aşamada herhangi bir talebinin olmadığını söyledi.
Sanık Abuzer Yıldırım ise bu aşamada diyecek bir şeyinin olmadığını kaydederek, her gün yeni bir oyunun çıktığını kaydetti.
Sanık Emre Günaydın, Salih Gürler, Cuma Özdemir bu aşamada herhangi bir taleplerinin olmadığını ifade ettiler.
Ruhi Abat’ın avukatı Yasemin Hamamcı, yurt dışı yasağının kaldırılmasını talep etti. Hamamcı, “Tanık Koruma Daire Başkanlığı tarafından Savcı İsmail Aksoy’a teslim edildiği belirtilen belgelerle ilgili olarak araştırma yapılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un avukatı İlkay Sezer ise belgeleri incelemek için süre talep etti. Sezer, “Ayrıca mütalaanın verilmesini talep ediyoruz. Gizli tanık İlker Çınar ile ilgili olarak Tanık Koruma Daire Başkanlığı tarafından koruma kararının kaldırılıp kaldırılmadığı hususun araştırılmasını, Tanık Koruma Kanunu kapsamında bulunan tanıklarla ilgili olarak rehberlik ve psikolojik danışman uzmanları tarafından düzenlenen raporların tamamının dosyaya celbini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti daha sonra ara kararlarını açıkladı.
Heyet, iddia makamına ek süre verilmesini kabul etti. Sanık Haydar Yeşil’in Tanık Koruma Daire Başkanlığınca bir kısım belgelerin doğrudan Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiğine yönelik araştırma yapılması, Sanık Ruhi Abat’ın Malatya’da görevlendirilen emniyet mensuplarının hangi amaçla ve hangi sıfatla görevlendirildiği, C5 Büro olarak nitelenen birim tarafından herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı, C5 Büro olarak bilinen birim ile ilgili soruşturma yapan Cumhuriyet Savcısından bu hususların sorulması. Sanık Abdullah Atılgan’ın Taraf Gazetesine gönderilen e-mail ile ilgili olarak araştırma yapılması ile Dönemin Emniyet İstihbarat Müdürü İsmail Bilgin tarafından alakasız olmayan illere niçin bilgi ve belge verildiği hususunun araştırılması. Ruhi Abat avukatı Yasemin Hamamcı’nın, Tanık Koruma Daire Başkanlığı tarafından Savcı İsmail Aksoy’a teslim edildiği bildirilen belgelerle ilgili araştırma yapılması ve İstanbul’dan görevlendirilen polis memurlarının hangi görevi ifa etmek üzere hangi gerekçe ile görevlendirildikleri hususunun araştırılması, Hurşit Tolon avukatı İlkay Sezer’in İlker Çınar ile ilgili Tanık Koruma Daire Başkanlığı bünyesinde rehberlik ve psikolojik danışman uzmanları tarafından düzenlenen raporların tamamının dosyaya celbi ve İlker Çınar’ın duruşmalara celbi yönündeki kovuşturmanın genişletilmesine yönelik taleplerin yargılamanın geldiği aşama ve dosyaya herhangi bir yenilik katmayacakları gözetilerek ayrı ayrı reddine, Tanık Koruma Daire Başkanlığınca sanık İlker Çınar ile ilgili olarak tanık koruma kararının kaldırıldığına ilişkin yazının celse arasında mahkememize gönderildiği ve niteliği gereği olarak tanık koruma kararlarının saklandığı özel kartonunda gizli olarak saklandığı anlaşılmakla İlkay Sezer’in bu yönde araştırma yapılması yönündeki talebinin reddine, tutuklu sanık Varol Bülent Aral’ın tutukluluk halinin devamına ve bir sonraki duruşmaya dahil edilmemesine karar verdi. Heyet, bir sonraki duruşmayı 29 Nisan tarihine erteledi.
Zirve Yayınevi Davası'nın 110. Duruşması Görüldü
Zirve Yayınevi’nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazları kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 110’uncu duruşması Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.