Zonguldak Öğretmenevi’nde düzenlenen “Halk Soruyor, Uzmanlar Cevaplıyor” panelinde konuşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, anayasa değişikliği, 600 milletvekili ve partili cumhurbaşkanı konusunda açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, anayasa değişikliğinin partilerle değil vatandaşın devletle ilişkisini yeniden yapılandırmakla ilgili olduğunu söyledi.
Mevcut sistemle devam edilemeyeceğinin altını çizen Uçum, şunları kaydetti:
“Bu anayasa değişikliği bir parti stratejisi üzerinde ele alınacak bir konu değil. Bu anayasa değişikliği vatandaş devlet üzerinde ele alınacak bir konudur. Bu anayasa değişikliği ne AK Parti ne CHP ne MHP ne HDP nede diğer partilerle ilgilidir. Bu anayasa değişikliği vatandaşın devletle ilişkisini yeniden yapılandırmakla ilgilidir. Vatandaş bu anayasa değişikliğine şu şekilde bakmalı bu değişiklikle benim devlet üzerinde benim yetkim ve rolüm artıyor mu? Bu değişiklik devletin hizmetleri bakımından bir farklılık ortaya çıkacak mı? Bu değişiklikten sonra yargı daha adaletli bir faaliyet yürütebilecek mi? Bu değişiklikten sonra devlet terörle mücadele daha etkin rol oynayacak mı? Bunun içinde parti var mı yok, değişiklik böyle bir değişikliktir. Böyle bir değişiklikle ancak bütün milleti kapsayacak bir dil kullanılarak anlamlı hale getirilebilir. Ama bu herkes yüzde yüz destek versin değil. Demokrasilerde zaten böyle bir şey olmaz. Ama herkes şunu bilsin evet de dese hayır da dese bu değişiklik devreye girse de girmese de Türkiye’nin yeniden yapılan ihtiyacı ortadan kalkmayacak. Bir mevcut sistemle devam edemeyiz. Biz daktilo sistemi ile e mail atmaya çalışıyoruz. Biz eski araçla yeni ihtiyaçlara cevap vermeye çalışıyoruz. Bunu yapamayız.”
“Türkiye biçimi diyebileceğimiz bir model ortaya koyduk”
Yeni anayasa değişikliği şimdiye kadar yapılan hukuk anlayışından farklı olarak hazırlandığını ifade eden Uçum, “Yeni anayasa değişikliği şimdiye kadar yaptığımız hukuk anlayışından farklı olarak hazırlanmıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra özellikle batıdan aldığımız kanunlarla hukuk düzenimizi kurmaya çalıştık. Zaman içerisinde onu millileştirmeye yerelleştirmeye kendimize özgü hale getirmeye çalıştık. Bu değişikle orada çok önemli mesafe kat ettik. Kopyacılık yapmadık bire bir almadık kendi siyasal tecrübelerimizi ve devlet tecrübelerimizi bunları da gözeterek gerçekten Türkiye biçimi diyebileceğimiz bir model ortaya koyduk. Şundan emin olabilirsiniz bu modelde geliştirdiğimiz bazı mekanizmalar şuanda başkanlık sisteminin sıkıntılarını çözebilecek mekanizmalar. Bazı mekanizmalar da batı Avrupa demokrasilerindeki problemleri çözebilecek mekanizmalar. Dünya demokrasiler açısından son 40 yıldır birçok sıkıntıyı tartışıyor. Onlar hala tartışmaya devam ediyor. Biz uygulamaya geçmeye başladık. O açıdan tarihimizde son 300 yıldır ilk kez geride başlama dezavantajını bu kez avantaja çevirdik. Bazıları demokrasileri tartışırken biz ortaya bir model koyarak uygulamaya geçiyoruz. Bunun bize sağlayacağı faydaları ileride çok daha fazla görebileceğiz” şeklinde konuştu.
“Yeni sistemle meclis güçleniyor”
Yeni anayasa değişikliği maddelerini arasında yer alan 550 milletvekili sayısının 600’e çıkartılması konusunda da açıklamalarda bulunan Uçum, “Bu sistemde meclis güçleniyor. Buna bağlı olarak da milletvekili sayısını arttırmak gerekiyor. Çünkü artık milletvekili yasa teklifi hazırladığında sadece bürokratlara bakmayacak dönüp halka da seçmenine de bakacak” dedi.
Yeni sistem de hükümetin görüşmelere ilişkin müdahalesi ya da değişiklik yapması söz konusu olamayacağını da ifade eden Uçum, “Yasama, meclis zayıflıyor 550 milletvekili hem hükümet hem de yürütme açısında yeterliyken hükümet de meclisin içinden çıkmayacağına göre neden 600 milletvekili sorusu bence bu şekilde yaklaşılması gereken bir konu değil. Tam tersine hükümet meclisin içerisinden çıkarıldığı için doğrudan millet tarafından kurulacağı için meclis asli görevine dönüyor. Tam tersine meclis zayıflamıyor, yasama zayıflamıyor meclis güçleniyor. Şuanda meclisin kabul ettiği yasaların yüzde 98’si hükümet getiriyor. Milletvekilleri eğer özel olarak görevlendirilmemişse bu kabul ettikleri ya da hayır dedikleri yasa tasarılarının içeriğine çok fazla hakim değillerdir ve hükümetin kontrolünde bir meclis faaliyeti vardır. Bu cumhuriyetin kuruluşundan beri böyledir. Hükümetin istemediği yasa çıkmaz. Mevcut sistem sebebiyle eğer hükümetten bir temsilci mecliste değilse meclis kanun görüşmesini bile yapamıyor. Sistem böyle bir sistem. Şimdi getirilen modelde ne var. Bütçe kanunu hariç hiç kanun teklifi ya da tasarısı hükümet sunamayacak. Ne cumhurbaşkanı ne de yardımcıları ne de bakanları hükümetten hiç kimse kanunlaştırma sırasında meclisin içinde oturamayacak. Meclis sadece milletvekillerin verdiği kanun teklifini görüşecek. Hükümetin görüşmelere ilişkin müdahalesi ya da değişiklik yapması söz konusu olamayacak. Bu sistem de meclis güçleniyor. Buna bağlı olarak da milletvekili sayısını arttırmak gerekiyor. Çünkü artık milletvekili yasa teklifi hazırladığında sadece bürokratlara bakmayacak dönüp halka da seçmenine de bakacak” dedi.
“Siyasi partiler demokrasinin en meşru araçlarıdır”
Siyasi partilerin demokrasinin en meşru araçları olduğuna dikkat çeken Mehmet Uçum, sözlerini şöyle tamamladı:
“Partili cumhurbaşkanı bunun demokrasiyle son derece bağlantısı var. Önerilen model neyi öneriyor. Cumhurbaşkanının hükümet olmasını öneriyor. Peki bir demokraside hükümetler nasıl kurulur. Demokratik seçimlerle peki seçimlere kim katılır siyasi partiler, siyasi partiler halkın siyasete katılmasının temel aracıdır. Siyasi partiler demokrasinin en meşru araçlarıdır. Peki siyasi partileri hedefi ne hükümet olmak. Demek ki hükümet olmak hedefli çalışmak siyaset üzerinden yürütülmek zorunda olduğu için hükmet olanlar da o parti bağlantısı üzerinden hükümet olurlar. O yüzden her hükümet parti esaslıdır. İster parlamentodan çıksın hükümet ister başkanlık modeli gibi halk tarafında seçilsin. Parlamentoda çıkan hükümetlere ya tek parti hükümeti denir koalisyon varsa çok partili hükümet denir. Halk tarafında seçilen tek kişilik hükümetlere partili hükümet denir. Mesela obama demokrat partinin hükümetiydi. Trump Cumhuriyet Partisinin hükümeti, Fransa’da Hollande sosyalist partinin hükümeti. Dolayısıyla siz hükümet modeli önerdiğinizde siz siyasi partiyle ilişkisini kesemezsiniz. Böyle bir şey yaptığınızda demokrasinin temel ilkesine yani siyasi partiler yoluyla siyasete katılma ilkesine aykırı davranmış olursunuz. Partili olma meselesi bu sistemin kaçınılmaz bir sonucudur.”
Zonguldak'ta 'Halk Soruyor, Uzmanlar Cevaplıyor' Paneli
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, “Mevcut sistemde daktilo ile mail atmaya çalışıyoruz. Biz eski araçla yeni ihtiyaçlara cevap vermeye çalışıyoruz. Bunu yapamayız” dedi.