Çocuk yaşta ustasından öğrendiği terzilik mesleğini 76 yaşına gelmesine rağmen sürdüren Yaşar Özayan, işine dört elle sarılıyor ve terzilik mesleğine ilk gün duyduğu aşkla bağlı. 50 yıllık dikiş makinesi ve ütüsü ile teknolojiye direndiğini söyleyen Özayan, makinelerinden vazgeçemediğini de belirtiyor. Ömrünün büyük bir bölümünü dükkanın da geçiren Özayan, mesleğini devam ettirecek çırak bulamamanın üzüntüsünü de yaşıyor. Mesleğini sürdürebilecek çırak ve kalfa bulamadığı için mesleğin son safhasına geldiğini açıklayan emektar terzi, “76 yaşındayım. 1953 yılında terziliğe çırak olarak başladım. 10 yıl çalışınca askere gittim. Geldikten sonra 1965’te dükkan açtım. 52 yıldır da ustalığım var. Sanatımı severek yapıyorum. En küçük müşterimden en büyük müşterime kadar hizmet etmekten gurur duyuyorum. Sanatımı çok sevdiğim için daha ileriye gitmek istiyorum ama artık son safhamıza geldik. Kalfa yok çırak yok yalnız çalıştığım için insanı zorluyor bu meslek” dedi.
Antika malzemeleri değiştirmeyi düşünmüyor
Emektar dostları dikiş makinesi ve ütüsünü değiştirmeyi hiç düşünmediğini de aktaran Özayan, “Elimdeki dikiş makinem 3 el değiştirmesine rağmen hala onunla çalışıyorum. Dükkan açtığımdan beri bu makineler yoldaşım oldu. 1967 yılında cereyanlı ütü aldım hala onu kullanmaktayım. Yalnız olduğum için bu makineler bana yetiyor da artıyor. Onları değiştirmeyi de hiç düşünmüyorum” şeklinde konuştu.
Antika Eşyalarla Mesleğini İcra Ediyor
Yozgat’ta yarım asırdan fazla terzilik mesleğini sürdüren 76 yaşındaki Yaşar Özayan, 67 yıllık dikiş makinesi ve 50 yıllık ütüsüyle mesleğini severek yapmaya devam ediyor.