Ak Parti 4.Olağan Kongresi’ne katılmak üzere Nevşehir’e gelen Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, ilk olarak valiliği ziyaret etti. Valilik önünde Nevşehir Valisi Abdurrahman Savaş tarafından resmi törenle karşılanan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’a öğrenciler tarafından çiçek takdim edildi. Polis mangasını da selamlayan Atalay, valilik makamında gazetecilere açıklamada bulundu. Beşir Atalay, kongredeki konuşmasında gündeme dair geniş açıklamalarda bulunacağını, basın mensuplarının sorusu olursa da orada cevaplayacağını ifade etti.
Yine de bir basın mensubunun “ Afyonkarahisar Valisi’nin içki yasağı ile ilgili kararını değerlendirmesini” istemesi üzerine ise kısa bir açıklama yaptı. Başbakan Yardımcısı Atalay, “Doğrusu çok detay bildiğim bir konu değil, basın organlarından duydum. Şu anda değerlendirecek kadar bilgi sahibi değilim. İçişleri Bakanı ilgileniyordur.” diye konuştu.
Nevşehir Valisi Abdurrahman Savaş tarafından Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Beşir Atalay ‘a Avanos toprağından yapılma Hitit motifleri ile işlenmiş Amfora hediye edildi. AK Parti Nevşehir İl Teşkilatı'nın 4. Olağan Kongresi'ne katılmak üzere Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi’ne geçen Atalay, siyaset kurumuna duyulan güvenin diplere vurduğu günlerde siyaset meydanına çıktıklarını belirtti.
Atalay, “AK Parti'li olmak ayrıcalıktır. Kutlu bir misyon ve vizyonumuz var. Çünkü AK Parti, ülkemizi büyüten demokrasiyi yeniden yerleştiren bir partidir. AK Parti, ilkeleri olan, günden güne değişmeyen bir partidir. AK Parti, hükümet programında ve seçim beyannamelerinde ne söz verdi isek onu yapar, milleti asla kandırmaz, asla yalan söylemez. AK Parti’nin kurulduğu zamanlarda yapılan kurumlar arası güven anketlerinde siyaset diplerde geziniyordu. Bugün ise en üst sıralara yerleşti, bunu ilkelerine sadık hareketi ile AK Parti sağladı, milletimiz sağladı. Siyasete güvenin artması, Türkiye’de demokrasiye güvenin artması demektir.Türkiye’de demokrasinin güçlenmesinde AK Parti temel rolü oynamıştır.”dedi.
27 NİSAN'DA SİYASET KURUMU RÜŞTÜNÜ İSPATLADI
27 Nisan e muhtırası karşısında hükümetin ortaya koyduğu tavrın Türk demokrasi tarihi açısından vazgeçilmez bir önem taşıdığını kaydeden Atalay şöyle konuştu: “ 28 Nisan 2007 önemli bir gündür. Demokrasi için siyasetin güçlü olması lazımdı. Demokrasilerde millet iradesi belirleyici olmalıdır. Bu dönemden önce de seçimler vardı, millet oy veriyordu. Ama millet oyu ile emaneti alanlar, millet iradesini koruyamadılar. Birileri millet iradesine darbe vuruyor ama iş başındakiler bir şey yapmıyordu, ama AK Parti olarak biz hakkı ile koruduk.28 Nisan 2007 siyasi tarihimizde belirleyici bir gündür, demokrasinin dönüm noktasıdır. Abartmadan söylüyorum siyaset kurumunun kendi rüştünü ispatladığı gündür. AK Parti olarak biz, söz de kararda milletindir diye yola çıktık. İşte 28 Nisan’da hükümetin verdiği cevap, bunu tam olarak yerleştiren bir anlayışın ürünüdür. Millet ne diyorsa o olacaktır. Ben 27 Nisan olaylarını bizzat yaşadım. Bildirinin TV kanallarından yayınlanmaya başlamasından sonra Başbakan ve bakanlarımız buluştuk. Gece boyunca değerlendirme analiz ve açıklama metni yazdık. İlk andan itibaren kararlılığımız tamdı. Doğrusu gece yazdığımız ilk açıklamada çok sert ifadeler vardı, sonradan biraz yumuşatıldı. Âmâ taviz vermedik, dik durduk. O gün demokrasi tarihinde çok önemlidir. Gerçek demokrasinin tereddütsüz yaşandığı, millet iradesinin belirleyici olduğu vesayetçilerin bir daha devreye giremeyecekleri bir ortamın oluşturulduğu gündür. Buna benzer olaylar, tarihimizde önceden de oluyordu.12 Mart 1971’de buna benzer bir olay yaşandı, askerler muhtıra verdi. Muhtırayı alan zamanın başbakanı şapkasını alıp gitti. ‘Bunu yapmazsınız, ben milletin yüzde 46.5 oyunu aldım. Millet bana tek başına iktidar verdi. Beni millet getirdi, millet götürür.’demedi, şapkasını alıp gitti.” CHP’nin e muhtırada takındığı tavrı da eleştiren Atalay, “CHP’nin 27 Nisan’daki e muhtırada yine demokratik tavır koyamadı. Adeta bildiriye destek verdi. CHP tarihi boyunca bunu yaptı.27 Mayıs ve 28 Şubat’a da destek verdi, hem milletin oyuna başvuruyor, hem de millet iradesine tavır koyanlarla birlikte oluyor. Millete daima cahil, iyi tercih yapamayan, hiç bir şeyden anlamayan jakoben anlayışla bakıyor. Bu ittihat döneminden gelen bir kafadır.” diye konuştu.
CUMHURBAŞKANLIĞI HALKIN KALESİ OLDU
2007 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimine de değinen Başbakan Yardımcısı Atalay, Cumhurbaşkanlığı'nın vesayetçilerin odaklandığı demokrasi müdahalelerinin merkezi olduğunu belirterek “ ‘Bu kale giderse mahvolduk’ diyorlardı. O kale gitti, şimdi milletin kalesi oldu.” şeklinde konuştu.
Devrimci bir parti olduklarını vurgulayan Atalay, “ AK Parti demokrasi mücadelesini felsefe olarak benimsemiştir. Devrimci bir partiyiz. Büyük mücadeleler sonrasında büyük badireleri aştık. Ne 367, ne Cumhurbaşkanlığı tertibi bizi engelleyemedi. İlk defa 12 Eylül ihtilalini yargılar hale geldik. Bu Türkiye’de bir ilktir. Bunu 12 Eylül 2010 referandumu ile millet sağlamıştır. O zamanki muhalefet referandumu engellemek için uğraşmıştır. Bugün ise ‘Utanma’ nedeniyle 12 Eylül yargılamasına müdahil olmuşlardır. Yoksa gönülden istemezler.” diye konuştu.
BÜTÜN ERKLER MİLLET DENETİMİNDE OLMALI
Yeni anayasa çalışmalarına ilişkin açıklamalarda da bulunan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, “Yeni anayasada ölçümüz her şey milletin kontrolünde olmalıdır anlayışıdır. Yasama yürütme yargı milletin denetiminde olmalıdır. Erkler ayrımı sistem ve demokrasi gereğidir. Ama üçünü de belirleyen denetleyen millet iradesi olmalıdır. Parlamento her şey de daha fazla söz sahibi olmalıdır. Son yapılan araştırmalarda siyaset kurumuna güven arttı. Ama yargı ile ilgili kurumsal araştırmalarda güven oranı halen düşük. Halbuki yargıya çok güvenilmeli. Yargıya güven yükseltilmedi. Bunun yolu da yargıda millet belirleyiciliği ve denetiminin olmasıdır. Yasama ve yürütme de milletin belirleyiciliği ve denetimi vardır. Ancak yargıda bu noktada sorun vardır. Millete hesap verilmediği yerde keyfilik olur. Her erk, kendi çalışması ile ilgili millete hesap vermelidir.AK Parti olarak bunu böyle biliyoruz.” dedi.
Balyoz, Ergenekon davalarına gönderme yapan Atalay, “Bizde rövanş almak yoktur. Daha fazla demokrasi, daha fazla insan hakları ve daha gazla özgürlük için çalışma vardır. Çevremize sevgi ve kardeşliği yayma vardır. "diye konuştu.
12 Eylül darbesi sırasında öğretim üyesi iken 1 aylık bir gözaltı yaşadığını anlatan Atalay, o dönemdeki gözaltında yaşanan sorunları çok iyi bilen biri olarak, İçişleri Bakanı olduğu gün, 40 bin polisi insan hakları konusunda eğitmeye başladıklarını ve tüm nezarethanelere duş ve kamera yerleştirdiklerini belirtti.
Atalay “ İşkenceyi sonlandırdık,gözaltı süresini 4 güne indirdik. Karakolların isimlerini de polis merkezi olarak değiştirdik.” dedi.
Kongrede daha sonra 603 delege, tek aday olarak seçime katılan mevcut il başkanı Kazım Sunar’ın listesi için oy kullandı. Kongreye AK Parti Nevşehir Milletvekilleri; Ahmet Erdal Feralan, Murat Göktürk, Ebubekir Gizligider, AK Parti Teşkilat Başkan Yardımcısı ve Çorum Milletvekili Murat Yıldırım ,Kayseri Milletvekili ve Nevşehir bölge koordinatörü Yaşar Karayıl, Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver ile AK Parti’li belediye başkanları ve partililer katıldı.
Başbakan Yardımcısı Atalay : 28 Nisan Demokrasinin Dönüm Noktasıdır
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, 28 Nisan tarihinin gerçek demokrasinin tereddütsüz yaşandığı, millet iradesinin belirleyici olduğu, vesayetçilerin bir daha devreye giremeyecekleri bir ortamın oluşturulduğu, demokrasinin dönüm noktası olan bir gün olduğunu söyledi.