Berlin Türk Cemaati (TGB) Başkanı Bekir Yılmaz bu sorunun önüne geçmek ve evrensel hukuka dayalı hakları talep etmek için Türk sivil toplum örgütlerine birlikte hareket etme çağrısında bulundu.
Berlin Türk Cemaati (TGB) Başkanı Bekir Yılmaz, Türk sivil toplum kuruluşlarının Almanya'daki Türk toplumunun genelini ilgilendiren mevzularda birlikte hareket etmeyi öğrenmeleri gerektiğini söyledi.
Türk basınına verdiği kahvaltıda konuşan Yılmaz, artık rica eden bir toplum olmaktan çıkıp, evrensel hukuka dayalı kendi haklarını masaya yumruğunu vurarak elde eden bir toplum olunması gerektiğini ifade etti.
Yılmaz, “Kendi bireysel menfaatlerini göz önünde bulundurarak her şeyi kabullenen insanların bu topluma fayda veremeyeceğini görmek, bunu dillendirmek gerektiği inancındayız. Maddi ve manevi olarak bağımsız olan insanlara ihtiyacımız var. Ancak böyle olursa toplumun çıkarları korunabilir.” dedi.
Kendi içine kapanmış ve kendisiyle mücadele eden bir Türk Cemaati yerine, ağırlığı olan ve Türk toplumuna yön veren bir kuruluş olmak istediklerini belirten Yılmaz şöyle devam etti: “Siyasete, bürokrasiye yön vermek isteyen, onunla iç içe olan ve buradaki Türk toplumunu yönlendirip haklarını savunan bir kuruluş olma hedefindeyiz. Siyasi çalışmaların yanında başta Türkçe anadili olmak üzere kültürel ve sosyal çalışmalara daha da ağırlık vermek istiyoruz. Her alanda çözümün yanında fikir de üreten bir çatı kuruluşu olabilme yolunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”Eylül ayında Almanya'da yapılacak genel seçimler öncesi siyasi konuda çalışmalarını daha da yoğunlaştırıp bu süreçte tespit ettikleri sorunları birinci elden siyasi partilere ileteceklerini aktaran Yılmaz, “Bazı hakları elde etmek istiyorsak iyi bir katılımcı olunmalı. Bunun da yolu seçimlerde oy kullanmaktan geçiyor. Siyasette bizim içimizden katılan insanları seçerken, isminin Türk olmasına değil taşıdığı değerlere ve yapabileceği hizmetlere göre oy verilmeli.” şeklinde konuştu.
Her yıl Almanya'da 2 bin 500 ile 3 bin Türk çocuğunun ailelerinden alınıp koruyucu aileye verildiğini, bunun endişe verici bir durum olduğunu belirten Yılmaz, “Kendi çocuklarımıza kendi kültürel değerlerimizi aktarabilecek Türk koruyucu aileler bulmamız, onların başvuru yapmasını sağlamamız gerekiyor. İlla da bu çocuklar koruyucu bir aileye verilmesi gerekiyorsa, bunun Türk ailesi olmasını sağlamalıyız.” açıklamasında bulundu.
ÇİFTE VATANDAŞLIK İÇİN 47 BİN İMZA TOPLANDI
Almanya'daki en büyük göçmen toplumunu oluşturan ve sayıları 3 milyonu bulan Türklerin çifte vatandaşlık hakkından yararlandırılması için başlattıkları imza kampanyası hakkında da bilgi veren Yılmaz, bu konuda herkesin duyarlı olmasını istedi. Bu ülkede 52 ülkenin çifte vatandaşlık hakkını kullanabildiğine işaret eden Yılmaz, “Ancak Türkler bunun dışında tutuluyor. Bu durum çocuklarımızı baskı altında tuttuğu için, Alman vatandaşlığına bakışlarında da büyük değişikliklerin olmasına neden oldu. Bu haksızlığı ortadan kaldırmak için imza kampanyası başlattık. Bugüne kadar 47 bin imza toplandı. 50 bin olması durumunda Federal Parlamento Dilekçe Komisyonu'na ulaştırılacak ve parlamentonun gündemine taşınmış olacak. Bu yüzden kampanyaya destek bekliyoruz.” diye konuştu.
Berlin Türk Cemaati Başkanı: Ricacı Bir Toplum Olmaktan Çıkmalıyız
Almanya'daki Türk toplumunun içine kapanık tutumu anadil öğreniminden çifte vatandaşlığa kadar birçok konuda yaşanan problemleri çözümsüz bırakıyor.



















