'büyükşehir Yasası' Diyarbakır’da Tartışıldı

Diyarbakır merkez Sur ilçesinde bir otelde yapılan toplantıya Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Vali Yardımcısı Cemal Hüsnü Kansız ile ilçe belediye başkanları ve belediye yetkilileri katıldı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, insanlık ailesinin gelişim sürecinin tüm katmanlarına ev sahipliği yapmış bir kent olan Diyarbakır’da bu toplantının yapılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bu toplantının düzenlemenin yürürlüğe gireceği tarihten 15 ay önce düzenlenmesinin çok sevindirici olduğunu belirten Baydemir, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü ile Türkiye Belediyeler Birliği’ne teşekkür etti. Baydemir, yasanın içselleştirilmesi, tüm teknik teferruatların anlaşılması, paylaşımların yapılması, yasanın vasfıyla ve ruhuyla yaşam bulması açısından da büyük bir önem arz ettiğini ifade etti.

Yerel yönetimler 21. yüzyılın ideal yönetim modeli olma yolundaki yükselişini halen sürdürdüğünü ifade eden Baydemir, "Yerinden yönetim, çağımızın en kabul gören yönetim modellerinden biri olma ilgisini hala sürdürüyor. Türkiye’nin, AB’nin bir parçası olma yolunda arzu sahibi olsa da yerel yönetim modeli konusunda alması gereken mesafeler bulunduğunu hepimiz biliyoruz. Yasa benim açıdan ileri adım olmakla birlikte henüz alınması gereken mesafeleri var. Öncelikle kaynaklara erişim konusunda, yerel kültür ve dillerin korunması ile vesayet konusunda önemli mesafeler var" dedi

Yasa koyucu bu yasayı çıkarmadan önce benzer bir toplantıyı Diyarbakır’da, İstanbul’da, Ankara’da veya İzmir’de gerçekleştirip yerel yönetim deneyimlerinden faydalandığında daha iyi sonuçlara ulaşabileceğini belirten Baydemir, bu deneyimlerden hareketle yereldeki hizmetlerin sürdürülmesindeki yetki çatışmaları veya kaynağa ulaşmadaki problem alanlarına ilişkin istişare toplantılarının daha sonuç alıcı olabileceğini söyledi.

Baydemir, "Biz de nasıl daha doğru bir ademi merkeziyetçiliğe doğru yol alabileceğimizi ve nasıl Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na yaklaşabileceğimiz konusundaki deneyimlerimizi de paylaşma ve ortaklaşma şansına sahip olabilecektik” diye konuştu.

Baydemir ayrıca düzenlemenin getirmiş olduğu yereldeki iki temel aktör olan vilayet ile seçimle iş başına gelen belediyeler arasındaki kimi iş ve işlevlerde yeni çatışma alanlarının çıkabilme riskine de dikkati çekerek, “Bu risk alanlarının aşımı konusunda nasıl bir ortaklaşma sağlanacağı konusunda Türkiye Belediyeler Birliği, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü, GABB’ın birlikte düzenleyeceği organizasyonlarla daha iyi bir iletişimi sağlamanın zeminini bulabiliriz” şeklinde konuştu

İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Emin Bilmez de Türkiye’nin değişim sürecinden geçtiğini belirterek, 6360 sayılı Kanun’un, idari yapıyı değiştiren birçok değişikliğe neden olacağını bildirdi. Düzenlemenin ardından büyükşehir sayısı 16’dan 29’a, büyükşehir ilçe sayısı 143’ten 500’e yükselirken, il belediye sayısının 65’ten 52’ye, ilçe belediye sayısı 749’dan 418’e, belde belediye sayısının da bin 977’den 425’e ineceğini ifade eden Bilmez, toplam belediye sayısının 2 bin 950’den bin 425’e düşeceğini kaydetti.

Bilmez, yeni uygulamayla büyükşehir belediyelerin vergi gelirlerinden pay alma oranının yüzde 5’ten yüzde 6’ya yükseleceğini dile getirerek, şöyle konuştu: "Eskiden bu payın yüzde 70'i doğrudan alınıyordu. Bu oran yeni düzenlemeyle yüzde 60'a indirildi. Büyükşehir belediyeleri vergi gelirlerinin yüzde 60'ını doğrudan alacak, yüzde 40’ını havuza gönderecek. Bu değişiklik Diyarbakır ve Erzurum için büyük bir avantaj, İstanbul, Kocaeli, Ankara ve İzmir için ciddi dezavantajdır. Bu vergi gelirleri az olan belediyeleri korumak için yapıldı. Nüfusu aynı olan yerleşim birimlerinden yüz ölçümü büyük olan belediyeler daha fazla para alacak. Düzenlemeye büyükşehir belediyelerinin gelirinde artış olacak. Çünkü tüzel kişiliği sona erecek İl Özel İdaresi ile kapanan belde belediyelerin paraları büyükşehir belediyesine gelecek. Belediyelerin, büyükşehir belediyesi olduktan sonra aldığı para miktarında yüzde 52 artış olacak. "