Koç, partisinin Kocaeli İl Başkanlığı tarafından düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, 29 ilin büyükşehir statüsü kazandığını belirterek, CHP'nin her seçim bölgesine ayrı olarak demokratik şekilde aday tespitinde bulunacağını söyledi.
Partilerinde adayların tabandan gelen talepler doğrultusunda adaylığının kesinleşeceğini ifade eden Koç, İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerinin CHP'nin elinde olmadığına dikkati çekti.
Koç, ellerindeki büyükşehir belediyelerini kaybetmek gibi lükslerinin olmadığını dile getirerek, "Özellikle İstanbul seçimleri, sadece yerel seçimleri gibi geçmeyecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'nın sonuçları, Türkiye'de siyaseti genelde etkileyecek olan sonuçlar olacak. İstanbul'da kaybedecek olan AK Parti, daha sonra Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendi adayını seçtirmekte zorlanacak. Yapılacak genel seçimlerde de çok daha farklı bir sonuç ortaya çıkacak. Mustafa Sarıgül'ün adaylığı için Genel Başkanımızın söylediğinden farkı birşey söylemeyeceğim. Kamuoyu ve parti tabanı, belirli bir adayın üzerinde birleşirse CHP'nin adayı odur" diye konuştu.
-Ankara'daki polisevine saldırı
Koç, terör saldırısının herkes tarafından ortak bir dille lanetlenmesi gerektiğini dile getirerek, Gezi eylemlerinde insanların orantısız bir şiddete maruz kaldığını söyledi.
Bu olaylarda ölen ve yaralanan insanların olduğunu anlatan Koç, şunları kaydetti:
"Dünya kadar tutuklu var. Sosyal medya dahil cadı avı başlatıldı. Diğer yandan Türkiye dağlarında değişik renkli bayraklarla kendi güvenlik güçlerini oluşturup, kendi egemenliklerini kurmaya çalışanlar. Diğer yandan elinde roket atarlar, soba borusu almış evine gidiyormuş gibi sokakta dolaşan insanlar. Ankara'nın ortasında elinde roket atarla Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı tesisleri roket atarla vurmaya kalkmak demek, açıkçası bir istihbarat zaafıdır. Bunun bahanesi ve açıklaması yok. Daha önce Reyhanlı patlamasını yaşadık. Sızan raporlardan şunlar çıktı; bombalı araçlar giriyor Türkiye'ye, istihbarat takip ediyor. Patladıktan sonra bu yol güzergahları ve ilişkileri açıklanmaya çalışılıyor. İstihbarat teşkilatı demek, önlem almak demektir. Türkiye, biri bizi gözetliyor evi gibi. Herkes birbirini dinliyor. Ankara'da dinleme bitti, şimdi birbirlerini dinliyorlar. Bu girişimin lanetlenmesi gerektiğinin altını çiziyorum."
-Demokratikleşme paketinin 30 Eylül'de açıklanacak olması
CHP Parti Sözcüsü Koç, demokratikleşme paketini 30 Eylül'de açıklanacak olmasına ilişkin, demokratikleşme paketiyle ilgili muhalefetin, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin haberlerinin olmadığını söyledi.
Gerçek demokrasinin katılımcılık ve çoğulculukla olacağını ifade eden Koç, birçok AK Parti milletvekilinin paketten haberinin olmadığını savundu.
Koç, "Bu 'demokratikleşme' adı verilen, açık ve net toplumun önüne konmayan bu pakette, muhatap olarak Türk milleti, meşru siyaset kurumu, TBMM, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, barolar ve medya yok. Kandil var, İmralı var, Başbakan var. Biraz sesini yükseltmek zorunda bu toplum. Paket açıklandığında değişik tartışmalar olacaktır ama ben baştan yanlışlığını söylüyorum. Yöntemin yanlışlığını söylüyorum" diye konuştu.
-Provokatif "Gezi" haberlerine suç duyurusunda bulunulması
Bir gazetecinin, İstanbul'da avukatlar tarafından provokatif "Gezi" haberlerine suç duyurusu bulunulmasına ilişkin soru üzerine Koç, Türkiye'nin şu anda yönetilemediğini iddia ederek, her türlü baskıcı yönetimin başındakilerin, kalabalık kitlelerden korktuğunu dile getirdi.
Gezi Parkı olaylarının ilk olarak bir çevre duyarlılığı olarak ortaya çıktığını ifade eden Koç, iktidar tarafından kötü yönetildiği için halk tarafından birçok konuya tepki haline dönüştüğünü kaydetti.
Koç, "Gençler, 'benim yaşamıma ayar verme, ne yiyeceğime, kaç çocuk yapacağıma, kadının nasıl doğuracağına ne karşıyorsun' dedi.
Türkiye'de bir yaşam tarzı dayatılıyor. Bu tepki, Türkiye'yi dış politikada uğradıkları itibarsızlıkla da beraber sarsmaya başladı.
Bir korku şimdi, Gezi Parkı olaylarından suç üretmek. Beşiktaş'ın Çarşı grubundan terör örgütü çıkartırsa hükümet, gerisini siz düşünün. Onun için sosyal medyada haberleşen, gazetede durumu yorumlayan, evinden birkaç dakika tencere tava çalan... Zorla suçlu üretme, amaç korku. Bu tür uygulamalar, karşı tepkisini getirir" ifadesini kullandı.
-Şam'daki kimyasal silah saldırısı
Koç, Suriye'deki iç çatışmanın büyümesi sonucunda Türkiye'nin Suriye sınırının "kevgire" döndüğünü belirterek, Suriye'deki kavganın doğrudan tarafı halinde geldiklerini söyledi.
CHP'nin başından beri kardeş kavgasının bitmesinden yana tavır sergilediğini dile getiren Koç, "BM Kimyasal Silahları Araştırma Komisyonu, 21 Ağustos'ta Şam yakınlarında kimyasal silah kullanıldığını tespit etti. Kimin kullandığı konusunda belirlemede bulunamadı, bulunamaz da. Değişik istihbarat raporlarından değişik görüşler var. Suriye'de, Rusya ve ABD'nin anlaştığı boyutta kimyasal silah envanteri temizlendikten sonra ortak bir ateşkeş ve demokratik süreç çalıştırılmazsa, oraya çöreklenen radikal unsurlar, Afganistan'daki her mağaradaki örgüt gibi bize her türlü radikal terör örgütünün yanı başımızda yerleşeceği bir coğrafya bırakır. Doğrudan etkilenecek olan ülke, Türkiye'dir" şeklinde konuştu.
Koç, buradaki konuşmasının ardından İzmit Yürüyüş Yolu'nda esnaf ziyareti yaptı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Koç'un Açıklaması
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Dikmen'deki polis binalarına yönelik saldırıya ilişkin, "Ankara'nın ortasında elinde roket atarla Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı tesisleri vurmaya kalkmak demek, açıkçası bir istihbarat zaafıdır" dedi.