Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Eğitim Fakültesi bünyesinde eğitim veren, PDR Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şermin Külahoğlu, açıklamasında, tatilin başlaması ile tatilllerin fiziksel olarak daha çok dışa dönük yaşam biçimi olduğunu, ev-okul çizgisinin dışına çıkılarak farklı yerlere tatile gidilebildiğini söyledi.
Külahoğlu: “Tatiller öncelikle, dinlenme zamanlarıdır”
“Tatil, psikolojik olarak da dışa dönüklüktür. Tatilde sohbet etmek, birbirimizi daha iyi tanımak için daha çok zaman buluruz. Akrabalarla, arkadaşlarla buluşur, yeni tanışıklıklar gerçekleştiririz. Tatiller öncelikle, dinlenme zamanlarıdır. Çocuklarımızın önce, yorgunluklarını atmaları gerekir. En az 10-15 gün dinlenmekten başka bir şey düşünülmeyebilir. Gezsinler, oynasınlar, bisiklete binsinler. Biz anne-babalar, onları bilim merkezlerine, eko-müzelerine, sıra dışı ortamlara götürebiliriz. Bir balıkçıyla veya bir bal üreticisiyle karşılaşmak, onların öğrenme merakını uyandıracak, onlarca test sorusu çözmekten daha öğretici olacaktır. Sonuçta tatiller, yeni yerleri ve yeni insanları keşfetme zamanlarıdır”dedi.
Külahoğlu: “Her çocuğun tatilde çalışmak için yönlendirilmeye ihtiyacı vardır”
“Tatilde ders çalışma konusuna gelince, şuna dikkat çekmek isterim: Çocuklar her zaman kendilerini geliştirmek isterler. Çocuklarımızın çok yorulduğunu ve dinlenmeleri gerektiğini düşünüyoruz ama onlar gerçekten öğrenmeye her zaman açtırlar. Tabi ki ortam değiştirmeye, aileleriyle birlikte zaman geçirmeye ihtiyaçları vardır ama bilişsel hareketlilik düzeyinde tatile ihtiyaçları yoktur. Okulda başarı düzeyi ne olursa olsun, her çocuk daha ileri gitmek arzusundadır ve her çocuğun tatilde çalışmak için yönlendirilmeye ihtiyacı vardır. Bu bakımdan, çocukları öğrenme sürecinde tutmak önemlidir. Öğrenme açlıklarını doyurmayı tatilde de sürdürmek gerekir. Tatil süresince bilgisini zenginleştirme ve kendini daha çok geliştirme çabasına destek vermek iyi olur”dedi.
Külahoğlu: “Çocukları okuldaki gibi çalışmaya zorlamamak gerekir”
“Dinlenme döneminin ardından, her gün biraz daha artan biçimde düzenli çalışmaya sıra gelmelidir. Bıkkınlık oluşturmadan ama her gün kendi amaçladığına ve yaptığı plana bağlı kalarak bitirmek şartıyla çalışmaya koyulmak gerekir. Oyunun kuralı, çocuğu tatilde de bunaltmak olmamalı. Tatil zamanları, okul zamanları değildir. Onu okuldaki gibi çalışmaya zorlamamak gerekir. Tatilin dışa dönüklük” özelliği, içe dönüklük gerektiren ders çalışma anlarıyla pek uyumlu değildir. Bu nedenle, çocuklarımızı okuldaki gibi çalıştırmak istememiz, tatile uygun düşmez. Bu tutum, öğrenme eğilimini onarılmaz biçimde bloke edebilir. Öte yandan, okumak/ öğrenmek fiilerinin emir kipine tahammülü yoktur. Öyleyse, çocuğunuzun sesine kulak verin Bu çalışma saatlerinde onu günlük ödevlere zorlamak, “oku/çalış” komutlarına bağlamak yerine, tatil çalışmalarını, onun kendi benimsediği bir amaca dönük ve kendisi için bir anlam ifade edecek biçimde planlamasına yardım etmeye çalışın”dedi.
Külahoğlu: “Bir yemek tarifini, bir mobilya montajını, alış veriş listesi birlikte yapmaya girişmek bile ummadığınız kadar öğretici sonuçlar ortaya çıkarabilir”
“Tatilde çocuklarımıza ayıracak daha çok zamana sahibiz. Onlara zaman ayırıp, biraz keşfedici düşünceyi işe koşarak, hoşlanacakları etkinlikler yoluyla farklı biçimde öğrenmeye teşvik edebiliriz. Onlara yeni bir öğrenme biçimi önermek için tatil bağlamından (deniz, dağ, vb.) öğrenme zamanı olarak yararlanabiliriz. Burada temel düşünce, onları tatilde çevreleyen yeni ortamda, okulda tüm yıl boyunca öğrendiklerine ilişkin, farklı biçimde bağlantılar kurmaktır. Burada, öğrenme için daha çok zaman değil, bağlamı kullanmak önemlidir. Örneğin bahçede çalışmalarınıza yardım etmek isteyen çocuğunuza “zamanını burada boşa harcamak yerine eve girip birkaç test çöz” demek yerine bence, bahçedeki asma için onunla birlikte bir çardak planlamaya girişebilir ve buradan matematik öğrenme fırsatı oluşturabiliriz. Bir yemek tarifini, bir mobilya montajını, alış veriş listesi birlikte yapmaya girişmek bile ummadığınız kadar öğretici sonuçlar ortaya çıkarabilir. Burada önemli olan, çocuğu bir amaca bağlamak, okuduğunun-yazdığının onun için bir anlam ifade etmesini sağlamaktır. Büyük olasılıkla, bu etkinliklerin devamında çocuğunuzun o konuda kafa yormayı ve öğrenme çabalarını sürdürdüğünü gözlemleyeceksiniz”diye konuştu.
Külahoğlu: “Tatil kampları çocukların kolektif yaşamı ve bağımsız olmayı öğrenme yerleridir”
“Tatil kursları bu türden bağlam biçimde öğrenmeler için elverişli ortamlar olabilir. Küçük yaşlarından beri futbola meraklı veya artistik jimnastik mi yapıyor? Geleceğin yıldız dansçısı veya profesyonel basketçi olmaya aday mı görünüyor? Giderek artan sayıda belediyelerin, spor federasyonlarının veya özel şirketlerin düzenlediği yaz kursları, çocuklarımızın yeteneklerini geliştirmeleri veya tutkularını yeni bir çerçevede ilerletmeleri için fırsat sunar.
Tatil kampları ise çocukların kolektif yaşamı, bağımsız olmayı öğrenme yerleridir. Arkadaşlarını taklit ederek, dişlerini fırçalamayı, yatağını toplamayı, yeni yemekleri sevmeyi öğrenirler. Okul başarısı çok yüksek olmayan çocukların, farklı alanlarda kapasitelerini keşfetmeleri ve öz-güven kazanabilmeleri için olanak sağlaması açısından da önemlidir”diyen Külahoğlu: “Ergen çocuğumuzun öz güven kazanmasına yardımcı olmanın bir yolu da onun tatilde bir iş deneyimi yaşamasını sağlamak” olduğunu söyledi.
Son olarak, çocuklara tatilde tatil günlüğü tutmayı öneren Külahoğlu, tarih koydukları, geçirdikleri günü anlattıkları, sevdikleri bir resim, günün fotoğrafını, beğendikleri sözleri ekledikleri, tatil günlüğünü yıllar sonra gülümseyerek okuyacaklardır.
Çocukların Tatilde Öğrenmeyi Sürdürmesini Sağlamak İçin İpuçları
Çocukların tatil sürecinde öğrenmeyi sürdürmeleri için neler yapılması gerektiği ile ilgili Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şermin Külahoğlu açıklamalarda bulundu.