Kanlı saldırıya ait kamera kayıtlarının ‘geri dönülemez’ şekilde silindiği iddialarına dönük soruşturmada 9 OYAK çalışanı gözaltına alındı. OYAK Genel Müdürü Şerif Coşkun Ulusoy’un evinde de arama yapıldı. Çok sayıda dijital veriye el konuldu.
GÖRÜNTÜLER İÇİN TIKLAYINIZ
Danıştay saldırısından yaklaşık 6 yıl sonra önemli bir operasyon gerçekleşti. Kanlı saldırıya ait kamera kayıtlarının geri dönüşümü olmayacak şekilde silinerek delillerin karartıldığı iddiasıyla Ankara ve İstanbul’da aralarında OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy’un ev ve ofisinin de bulunduğu 19 adreste arama yapıldı. Şifreli kasaların bulunduğu aramalarda OYAK Güvenlik şirketinde çalışan 8mühendis ve teknisyen ile Danıştay Bilgi İşlem Servisi’nde mühendis olan bir kişi gözaltına alındı. Operasyonlarda telefon dinlemelerine karşı 6 jammer cihazı ele geçirildi. Çok sayıda dijital veriye incelenmek üzere el konuldu. Danıştay saldırganı Alparslan Arslan’ın 17 Mayıs 2006’da Danıştay 2. Dairesi’ne yaptığı silahlı saldırıda İkinci Daire Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin ölmüş, aralarında Daire Başkanı Mustafa Birden’in de yer aldığı 4 üye yaralanmıştı. Saldırı sonrası kaçmaya çalışan Alparslan Arslan görevliler tarafından yakalanmıştı. Olayla ilgili güvenlik kameralarının o saatte çalışmadığı ortaya çıkmıştı.
KEŞİF GÖRÜNTÜLERİ ÖRTÜLDÜ
TÜBİTAK’ın 2010’da gönderdiği ‘kamera kayıtta değil’ raporu üzerine özel yetkili savcılık tarafından 19 Ocak 2010’da soruşturma başlatıldı. Yapılan çalışmalarda Alparslan Arslan ve beraberindekilerin 16 Mayıs’ta Danıştay binasına geldiği ve keşif yaptığı tespit edildi. Keşfin güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildiği ancak görüntülerin 17 Mayıs sabahı silindiği ve kameraların harddisklerinin çıkarıldığı belirlendi. 2 bilirkişinin hazırladığı raporlarda ‘Profesyonel kişiler tarafından Log dataların değiştirildiği’ tespiti üzerine İstanbul Organize SuçlarlaMücadele Ekipleri harekete geçti. İstanbul 12. Ağır CezaMahkemesi’nden alınan karar üzerine Ankara’daki OYAK Güvenlik’in merkezi başta olmak üzere, Danıştay binası ve Etiler’deki Oyak Güvenlik Merkezi ile OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy’un ev ve ofisinin de aralarında bulunduğu 19 adreste arama yapıldı. Yapılan aramalarda bilgisayarların imajlarına el konuldu. Şifreli kasaların ele geçirildiği aramalarda biri Danıştay Bilgi İşlemMerkezi’nde görevli mühendis ile 8 OYAK güvenlik çalışanı Ankara’da gözaltına alındı.
‘DEVLETİ KORUMAK AYIP DEĞİL’
Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 Ekim 2009’daki duruşmada, Danıştay saldırısı ile ilgili kamera görüntülerinin incelenmesi için yedek üye hakimHüsnü Çalmuk’a yetki vermişti. TÜBİTAK, 12 Ocak 2010’da kamera kayıtları ile ilgili ön raporunu Çalmuk’a sunmuştu. Bu raporda, OYAK Güvenlik’ten gelen yoğun disklerin belirtilenin aksine arızalı olmadığı, bazı kayıtların geri döndürülemez şekilde silindiği belirtildi. Bilirkişi ön raporundan sonra 13 Ocak 2010’da sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Buna göre 16 Nisan 2006’da Alparslan Arslan saat 16.00’da keşif yaptı.
OYAK Güvenlik ardından kamera sistemlerini arızalı diye söktü. 17 Nisan 2006’da saat 17.00’de saldırı gerçekleşti. Saldırıdan 3 saat sonra güvenlik sistemleri yeniden yerleştirildi. TÜBİTAK, Arslan’ın tatbikat yaparken kayda alınan ve silinen görüntülerini kurtarmayı başardı. Kameraları saldırı öncesi 13 gün içerisinde 5 defa arızalandığı belirlendi. Bu arada OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy’un, Danıştay saldırısında kameraların karartıldığı iddialarında adının geçmesinden şikayetçi olan MİT’çi Kaşif Kozinoğlu’na, “Devleti korumak ayıp değil” dediği dinlemeye takılmıştı. Bu kayıtlar Odatv iddianamesinde yer almıştı.
Gözaltına alınanlar neyle suçlanıyor?
Danıştay saldırısının gerçekleştiği dönemde OYAK Güvenlik Şirketi Genel Müdürü olan emekli Albay Orhan Çoban’ın, Danıştay binasındaki güvenlik kamera sistemine ait harddisklerin silinmesini ve saldırı günü kamera kaydı yapılmamasını sağladığı öne sürüldü. OYAK Güvenlik Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Tarık Özyılmaz’ın da Orhan Çoban ile birlikte Danıştay binasındaki güvenlik kamera sistemine ait harddisklerin silinmesi, saldırı günü kamera kaydı yapılamaması ve şirketteki Danıştay saldırısı ile ilgili bilgi notlarının imha edilmesiyle suçlandığı kaydedildi.
HARD DİSKLER NİYE SİLİNDİ?
OYAK Elektronik Güvenlik Sistemleri Müdürü Yavuz Selim Kavaklıoğlu’nun, Danıştay binasındaki güvenlik kamera sistemine ait harddisklerin silinmesinden ve saldırı günü kamera kaydı yapılamamasından suçlandığı bildirildi. OYAK Savunma ve Güvenlik Sistemleri Şirketi Bilgi İşlem Müdürü Barış Demirtaş, olay gününe ait görüntülerin silinmesinde sorumlu bulundu. Demirtaş’ın mahkemeye gönderilen kamera kayıtları ve harddiskler üzerinde değişiklikler yaptığı ve bu şekilde delilleri kararttığı iddia edildi. OYAK Montaj ve Bakım Teknisyeni Murat Ünal’ın, Danıştay binasındaki harddisklerin sökülmesini gerçekleştiren kişilerden birisi olduğu belirtildi. OYAK Savunma ve Güvenlik Sistemleri Şirketi Teknisyeni Serkan Akyıldız, Danıştay saldırısından bir gün önce Danıştay binasındaki harddiski herhangi bir gerekçe belirtmeden sökmek ve saldırı günü yeni bir hard disk takmakla suçlandı.
‘SALDIRIYI KARARTMA’ SUÇLAMASI
OYAK Savunma ve Güvenlik Sistemleri şirketinde montaj bakım şefi olan Metin Almalı, saldırı günü yeni bir hard diskin takılması ve Danıştay saldırısının karartılması için kamera kayıtlarının silinmesi ile suçlandığı iddia edildi. OYAK Savunma ve Güvenlik Sistemleri çalışanı Murat Kablan’ın, harddisklerin silinmesinde rol aldığı ve saldırı sonrası Danıştay’a yeni harddisk takılmasında yer aldığı bildirildi.
TARİHSİZ TUTANAK DÜZENLEDİ
Danıştay Bilgi İşlem Merkezi’nde mühendis olan Celalettin Yüksekkaya, saldırıdan bir gün önce servis raporu düzenlenmeden tarihsiz bir tutanakla sağlam hard diski ve kayıt cihazını OYAK Savunma ve Güvenlik Şirketi teknisyeni Serkan Akyıldız’a teslim etmekle suçlandı.
RESMİN BÜYÜK HALİ İÇİN ÜZERİNE TIKLAYINIZ
KRİTİK EŞİK: DANIŞTAY CİNAYETİ
* Türkiye 17 Mayıs sabahına Danıştay’a yapılan hain saldırı ile uyandı. Avukat Alparslan Aslan, rutin toplantılarını yapan Danıştay 2. Daire üyelerine kurşun yağdırdı. Saldırıda 2. Daire Başkanı Mustafa Birden, üyeler Mustafa Yücel Özbilgin, Ayla Günenç, Ayfer Özdemir ve tetkik hakim Ahmet Çobanoğlu yaralandı. Özbilgin kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
-Menfur saldırının hemen ardından Danıştay Başkan Vekili Tansel Çölaşan tanıkların yalanladığı bir iddia ortaya attı: "Saldırgan, 'Allah'ın askeriyiz' diyerek odadan içeri giriyor. Bunlar türban kararından ötürü." Bu ifadeleri tetikçi Alparslan Arslan bile doğrulamadı. Çarpraz sorguda Danıştay’ın başörtüsü kararından haberinin olmadığı ortaya çıktı.
*Davanın sanıklarından İsmail Sağır’ın ‘fuhuş için başkasına kadın tedarik etmek’ suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum olduğu belirlendi.
AYNI DİLDE TEPKİLER
* Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, taziye için gelen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i kapıda karşılayıp uğurlarken, Başbakan Erdoğan ve TBMM Başkanı Arınç'ı karşılamadı.
* İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu, olayın dini motifli, din inanışlı bir cinayet olduğunun saldırganın binadan çıkarken sloganlarıyla açık olarak ortaya çıktığını ileri sürdü.
* YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, yazılı açıklama yaptı: "Bu tehlikeli gidişi durdurma konusunda başta iktidar olmak üzere herkese düşen sorumlulukları hatırlatırız."
* ODTÜ senatosu cinayetin müsebbibini buldu: ‘Başörtüsü.’ 18 Mayıs’ta yargı mensupları Anıtkabir'deydi.
* Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başkan ve başsavcılarından ortak bir açıklama geldi: "Cumhuriyet tarihimizde kara bir sayfa olarak anılacak olan bu saldırı dolayısıyla yargı dışında da laik, demokratik devlet düzenini koruma görevleriyle yükümlü olanlara bu görevlerini tekrar hatırlatıyoruz." Rektörler Komitesi, Meclis’i hedef aldı: "Cumhuriyetimizin laik niteliğini çarpıtarak yok etmeye yönelik tutum ve açıklamalar artık neredeyse olağan hale getirildiği gibi, bu fütursuzca eylem ve söylemler, TBMM'nin çatısı altına kadar taşınabilmiştir."
* Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, mesajını 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle verdi: “Saldırı laik Cumhuriyet'e yapıldı. Laikliği çeşitli biçimlerde yorumlayarak, içini boşaltıp demokrasiyi, dolayısıyla devlet rejimini yıkmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.''
* Cenaze töreni de bu çerçevede kullanıldı. Siyasiler, yuhalandı, linç tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
ANKARA'DA KARARA BAĞLANDI
* Danıştay saldırısıyla ilgili hazırlanan iddianamede eylemlerin 'türban' ile ilgili olduğu ileri sürüldü. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 Şubat 2008’de Alparslan Aslan’ı iki kez müebbet hapis cezasına çarptırdı. Diğer sanıklar Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağıroğlu da müebbet hapis cezası aldı. 28 Nisan’da mahkemenin gerekçeli kararı yayımlandı. Buna göre saldırı 'türban' sebebiyle gerçekleştirilmişti. Sanıklar türbanı kendi istekleri şekilde yorumlamayan kişileri cezalandırmayı amaçlamıştı. Saldırının Ergenekon örgütüyle de bir ilişkisi yoktu.
SİL BAŞTAN ELE ALINDI
* Yargıtay 9. Ceza Dairesi Ergenekon’la bağ olduğu gerekçesiyle oybirliğiyle bozdu. 3 Ağustos 2009’da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi birinci Ergenekon davası ile Danıştay davasının birleştirilmesine karar verdi. Ardından Danıştay soruşturmasının sil baştan ele alınması hükme bağlandı. Dosyadaki eksiklikler bu sırada gündeme geldi. Savcılar İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden eksiklerin giderilmesi istendi. O taleplerden birkaçı şöyle:
* 3-17 Mayıs 2006 tarihleri arasında Danıştay binasının güvenliğiyle ilgili kameralar, arızaları nedeniyle alınan cihazlar arızalı olsa bile Oyak Savunma ve Güvenlik AŞ'den temin edilerek gönderilmeli.
*Danıştay binasının çevresindeki kurum ve kuruluşlardan temin edilen kamera görüntülerinin incelenmesi için mahkeme hâkimi Hüsnü Çalmuk, naip hâkim olarak tayin edilsin.
* Alparslan Arslan'a ait 34 BE 026 plakalı aracın 4-16 Mayıs 2006 arasındaki köprü ve otoban geçiş zamanının bildirilmesi için Karayolları Genel Müdürlüğü'ne yazı yazılmalı.
*Danıştay binasının bulunduğu yer ve çevresindeki baz istasyonlarıyla Selvi Otel ve civarında bulunan baz istasyonlarının isimleri sorulsun.
YILDIRIM'DAN ÇARPICI İTİRAFLAR
10 Kasım 2009’da Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik saldırılara ilişkin dava ile birleştirilen birinci Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Osman Yıldırım, önemli itiraflarda bulundu. Yıldırım, ''Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan eylemlerde işi veren Veli Küçük'tür, bombaları veren Muzaffer Tekin'dir. Ataşehir'deki toplantıya, Muzaffer Tekin, Hüseyin Görüm'ün yeğeni, Oktay Yıldırım, Fikri Karadağ, Orhan Kadı, Alparslan Arslan ve tanımadığım başka kişiler vardı'' dedi.
BİRDEN İFADE VERDİ
* Danıştay saldırısının mağdurları 5 yıl sonra ilk kez ifade verdi. (18 Haziran 2006) 2. Daire üyeleri olay anındaki konumlarını ve tetikçi Alparslan Arslan'ın nasıl ateş ettiğini heyecanla anlattı. "Şikâyetçiyim." diyen eski Danıştay Başkanı Mustafa Birden, davaya müdahil olmak istediğini söyledi. Birden, Arslan'ın olay anında tekbir ya da slogan attığına şahit olmadığını belirterek, Tansel Çölaşan'ı yalanladı.
OYAK GÖRÜNTÜLERİ SİLMİŞ
* Ergenekon savcıları Oyak Savunma ve Güvenlik AŞ'den bu görüntüleri istedi. Ancak Danıştay’a ait güvenlik kamera kayıtlarının saldırı gününe ait kayıtları silinmişti.
* OYAK'ın ardından binayı karşıdan gören Sıhhiye Orduevi'nin görüntüleri talep edildi. Sıhhiye Orduevi ise görüntülerin bozuk olduğunu savundu. Mahkeme buna rağmen görüntüleri alarak TÜBİTAK'a gönderdi. Açılan görüntülerde sadece tetikçi Alparslan Arslan’ın yakalanarak araca bindirilme ânı vardı.
Danıştay cinayetinde şok görüntüler
Ergenekon'la birleştirildikten sonra yeniden açılan Danıştay cinayeti davasında önemli bir gelişme yaşandı.