FETÖ'nün Yargı Mensuplarını Yakın Takibi İtirafçı İfadesinde

Adana'da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında hakkında 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan tutuksuz sanık eski zabıt katibi, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak örgütle ilgili itiraflarda bulundu Geçmişte Van ve Adana adliyelerinde görev yapan sanık H.Ç.Y: 'Örgüt içerisinde bizden adliye içerisinde olup bitenler hakkında kulağımızın açık olması, elimize geçen evraklar arasında FETÖ, yurt, ev, dershane, okul hakkında bir bilgi ya da çalışma olup olmadığının takibini yapmamız istendi' 'Adliye içerisinde FETÖ aleyhine çalışabilecek, FETÖ karşıtı hakim ve savcı, katip, memur kim varsa tespit edilip bildirilmesi talimatı veriliyordu ayrıca birebir ismen hakim ve savcılar sorularak haklarında bilgi isteniyor, gerekirse yakinen takip edilmesi talep ediliyordu'

SATUK BUĞRAHAN TOPALOĞLU - Adana'daki Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itiraflarda bulunan eski zabıt katibi, örgütün adliyelerdeki her türlü iş ve özel ilişki hakkında bilgi istediğini belirterek, "Birebir ismen hakim ve savcılar sorularak haklarında bilgi isteniyor, gerekirse yakinen takip edilmesi talep ediliyordu." dedi.

FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuksuz yargılanan eski zabıt katibi H.Ç.Y. hakkında "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

İddianamede, etkin pişmanlık hükümleri kapsamındaki itiraflarına yer verilen sanık H.Ç.Y, örgütle ilk temasının 2007 yılında üniversite için Van'a gittiğinde olduğunu, burada FETÖ'ye ait evlerde kaldığını söyledi.

Van Adliyesinde 2011 yılında zabıt katibi olarak göreve başladığını ve "sohbet toplantıları"na katıldığını belirten H.Ç.Y. şu bilgileri verdi:

"Örgüt içerisinde bizden adliye içerisinde olup bitenler hakkında kulağımızın açık olması, elimize geçen evraklar arasında FETÖ, yurt, ev, dershane, okul hakkında bir bilgi ya da çalışma olup olmadığının takibini yapmamız istendi. Adliye içerisindeki personelin geç gelmesinden, aralarındaki kavgaya, kılık kıyafet düzenlerine kadar bilgi isteniyordu. FETÖ hakkındaki olumlu olumsuz düşünceler, FETÖ yapılanmasına yeni katılan katiplerin deşifre olup olmadığı, hakim ve savcıların işe gidiş gelişleri, çalışma durumları, dava dosyalarını takip durumları gibi adliye içerisinde yaşanan her türlü iş ve özel ilişki hakkında bilgi istenilmeye başlandı."

H.Ç.Y, 17/25 Aralık süreci sonrasında da yeni talimatlar geldiğini ifade ederek, örgüte ait medya organlarını takip etmelerinin istendiğini aktardı.

Bu süreçte terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in video, yazı ve kitaplarının daha fazla takip edilmesi gerektiğinin söylendiğini bildiren H.Ç.Y, şunları kaydetti:

"Adliye içerisinde FETÖ aleyhine çalışabilecek, FETÖ karşıtı hakim ve savcı, katip, memur kim varsa tespit edilip bildirilmesi talimatı veriliyordu ayrıca birebir ismen hakim ve savcılar sorularak haklarında bilgi isteniyor, gerekirse yakinen takip edilmesi talep ediliyordu. Adliye personeli, hakim ve savcılarla ilgili elde edilen bilgiler ya da farklı boyutta önemli bilgiler toplantı esnasında genellikle İsmail adlı kişinin ya da 'Ali' kod adlı Hayrullah isimli kişinin kullanımında olan dizüstü bilgisayara işlenirdi. Yine elde edilen bilgilerin yer aldığı belgeler veya not kağıtlarının taranması için mini bir tarayıcı vardı. Bu tarayıcı belge üzerinde gezdirilerek bilgiler taranır ve not bulunan evrak imha edilirdi."

- Adliye içerisindeki mahrem yapıyı da anlattı

Örgütün adliye içinde görevlendirilen bilirkişilere de müdahale ettiğine dikkati çeken sanık H.Ç.Y, "Adliye içindeki mahrem yapı, FETÖ’ye yakın bilirkişilerin görev almaları için tespitler yapıyor ve girişimlerde bulunuyordu. Bu mahrem gruptakiler için çevremizdeki kişiler üzerinde sağlam güven duygusu oluşturmamız isteniyordu. Adliye sistemleri üzerinden yapacağımız sorgu ve edineceğimiz bilgileri FETÖ ile alakası olmayan farklı kişilerin bilgisayar ve oturumu üzerinden yapmamız ve bu şekilde deşifre olmamamız gerektiği de eskiden beri anlatılan ve telkin edilen şeylerdi." ifadelerini kullandı.

H.Ç.Y, mahrem yapı içerisinde bulunanların örgüt adına işe yarayacak bir bilgiye ulaşması halinde bunu ilgili yere ulaştırabilmesi için mini hafıza kartları ve kart okuyucular bulunduğunu söyledi.

Adana'ya 2014 yılında tayininin çıktığını belirten sanık, Van'dan ayrılmadan bir süre önce arkadaşı olan bir uzman jandarma adına yeni telefon numarası edindiğini kaydetti. H.Ç.Y, bu hattın bulunduğu telefona Adana'da "Hasan" kod adlı H.A. tarafından ByLock yüklendiği itirafında bulundu.

İddianamenin değerlendirme bölümünde ise sanığın örgüte ait evlerde kaldığı, FETÖ adına faaliyetlerde bulunduğu ve ByLock'u kullandığı, yakalandıktan sonra örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlara ilişkin FETÖ üyeleriyle ilgili konumuyla orantılı şekilde bilgi verdiği, bu nedenle hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiği dikkate alınarak "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan cezalandırılması talep edildi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile