Şaşmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, Alp-Himalaya veya Akdeniz Çevresi Deprem Kuşağı olarak adlandırılan ve her yıl dünyada meydana gelen depremlerin yaklaşık yüzde 20-25'inin oluştuğu bölgenin en tehlikeli kesiminde yer aldığını dile getirdi.
Türkiye'nin Kuzey Anadolu Fayı, Ölü Deniz Fayı, Kuzey Anadolu Fayı ile kesişen Doğu Anadolu Fayı ve Ege Graben Sistemi'ni oluşturan fay sistemleri tarafından kontrol edildiğini aktaran Şaşmaz, deprem aktiviteleri incelendiğinde Türkiye'de deprem görülme riskinin son derecede yüksek olduğunu dile getirdi.
Şaşmaz, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Deprem Dairesi Başkanlığı verilerine göre 3 Aralık'ta Bingöl Kığı'da 5.3 ve 29 Kasım'da Malatya Hekimhan'da 5.1 şiddetinde meydana gelen depremler sonrasında 100'den fazla artçı sarsıntı yaşandığını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Bunlar insanları tedirgin ediyor. 5 şiddetinden büyük depremler sonrasında yaşanan artçı sarsıntıların olağan durumlardır. Kığı'daki 5.3 büyüklüğündeki depremden sonra artçıların olması çok normal bir durum. Burada yine 4.1 ve 3.3 şiddetinde büyüklükleri biraz daha fazla artçı depremler meydana gelmiştir. Bunun altında tabi 2-3 arasında çok sayıda artçı deprem meydana gelmiştir. Bunlar olağan şeylerdir.''
- "Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz"
Ülkede son bir ay içerisinde küçüklü büyüklü binin üzerinde sarsıntı meydana geldiğini ifade eden Şaşmaz, depremlerden sekizinin 4-5.5 şiddetleri arasında olduğunu belirtti.
Teknolojik olanaklar ile depremin ne zaman olabileceğini belirlemenin ve depremi engellemenin mümkün olmadığını işaret eden Şaşmaz, ''Artçı sarsıntılar, kısmen bölgedeki deprem stresini minimize ediyorsa da başka bölgelerde biraz daha stres yükleyerek, deprem potansiyeli riskini artırıyor. Yapılabilecek belkide en iyi şeylerden bir tanesi depremle yaşamayı öğrenmemizdir. Bununla ilgili önlemlerimizi almamız gerekir'' ifadelerini kullandı.
- ''Deprem anında kaçmak mümkün değil"
Şaşmaz, insanların depremden korkmak yerine depreme karşı önlem almasını isteyerek, deprem etkilerine karşı binaların dayanıklı ve sağlam zeminler üzerine inşa edilmesi gerektiğini söyledi.
Deprem anında insanların daha bilinçli hareket etmesi gerektiğini işaret eden Şaşmaz, şunları belirtti:
''Deprem anında çok fazla heyecanlanmadan depremin geçmesini beklememiz lazım. Kapı ve pencereden atlamamız gerekir. Deprem gerçekten şiddetli bir şekilde devam ediyorsa evin en güvenli olarak kabul ettiğiniz yerinde depremin geçmesini beklemek lazım. Daha sonra binaya terk etmek belkide en mantıklı davranış olacaktır. Zaten şiddetli bir deprem esnasında bir adım bile atmanız mümkün değildir. Bekleyeceksiniz, dua edeceksiniz ve Allah'a sığınacaksınız."
FÜ Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şaşmaz Açıklaması
Fırat Üniversitesi (FÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Şaşmaz, Bingöl'de meydana gelen 5.3 şiddetindeki deprem sonrasında yaşanan yüzden fazla artçı sarsıntının olağan bir durum olduğunu söyledi.