Hanefi Bostan, eğitim sorunlarının bir an önce çözülmesi gerektiğini belirterek, yaşanan problemlerin eğitimcilerin motivasyonunu olumsuz etkilediğini söyledi.
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, yaptığı yazılı açıklamada eğitimde yaşanan sorunlara değindi.
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, eğitim çalışanlarının sorunları olduğunu belirterek, “Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve üniversitelerde yaşanan sorunlardan dolayı sular bir türlü durulmuyor. Eğitim çalışanları, sorunların biran önce çözülmesini bekliyor. Türk Eğitim Sen olarak bu sorunları değişik zamanlarda dile getirdik ve getirmeye devam ediyoruz. Dile getirdiğimiz sorunlardan bir kısmının çözülmesi sevindiricidir, ancak birçok sorunun hala devam etmesi eğitim çalışanlarının motivasyonunu bozmakta ve dolayısıyla eğitimi olumsuz bir şekilde etkilemektedir” diye konuştu.
Çözülmesinin istedikleri problemleri sıralayan Hanefi Bostan, şunları söyledi: “MEB yönetici atama sistemine geri dönmelidir. Yönetici atama, mutlaka sınav esaslı olmalı, yöneticiliğin asli görev, kazanılmış hak olduğuna dair, düzenleme yapılmalıdır. MEB’de, şuan uygulanan, yönetici görevlendirme sistemi var oldukça, huzur ve sükûnun sağlanması mümkün görünmemektedir. MEB kendini, yönetici atama konusunda tartıştıran, açık kayırmaların, kamplaşmaların yaşandığı bir kurum olmaktan kurtarmalıdır. Yönetici atama konusunda tartışmaların devam etmesi, eğitim öğretim faaliyetlerini de olumsuz etkileyen bir boyut kazanmakta, çalışma barışı her geçen gün bozulmaktadır. Bu olumsuzluk ortamını besleyecek, tüm mevzuat sil baştan ele alınmalı, en hızlı şekilde düzeltilmelidir. En iyi yöneticiyi nasıl belirlerim, kaygısını duymayan MEB’den, tüm camiayı kucaklayan MEB anlayışına, süratle geçilmeli, tartışmaların yeni bir boyut kazanmasına, müsaade edilmemelidir. Sendikalar arasında açık taraf olan ve bu yüzden yaşanan huzursuzluğu besleyen bir kurumun, Türkiye’yi geleceğe taşımak, iddiasında olması mümkün değildir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın görevi, her hangi bir sendikanın üye sayısını artırmak değildir.”
İkinci il dışı tayin isteklerinin gerçekleştiğini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Hanefi Bostan, “Bu konuda talebimize kulak veren tüm yetkililere tekrar teşekkür ediyoruz. 2. İl Dışı tayinlerinin gerçekleşmesi ile ikinci özür grubu tayinlerinin yapılması da bir gerekliliktir. Bu konuda, MEB’e hem yazılı hem sözlü taleplerimizi iletmiş olmamıza rağmen, okulların açılmış olması gerekçe gösterilerek ikinci özür tayinleri yapılmamıştır. Bu durum, birçok ailenin bir birinden uzak kalması sonucunu doğurmuştur” diye konuştu.
İl içi özür ve isteğe bağlı il içi tayinlerde yaşanan sıkıntıların hala düzeltilmediğini ifade eden Bostan, “Bu konudaki talepler en kısa sürede hayata geçirilmelidir. Öğrenim özrü konusunda MEB bir adım dahi atmamıştır. Öğrenim özrünün, yönetmelikte olmaması, MEB’in bu konuda ortaya koyduğumuz tüm eleştirilere kulak tıkaması MEB’in misyonu ile asla örtüşmemektedir. 40 bin öğretmen ataması yaraya merhem olmamıştır. Birçok ataması yapılmayan öğretmen, MEB’in, branş bazında beklentilere cevap vermediğine ve haksızlığa uğradığına inanmaktadır. 2014-2015 eğitim öğretim yılında da, öğretmen ihtiyacının ücretli öğretmenlerle karşılanacağı açıktır. Birçoğu, öğretmenlik formasyonuna dahi sahip olmayan, ücretli öğretmenlik sisteminden, artık vazgeçilmelidir. 2015 Şubat ayında 40 bin ek atama talebi mutlaka yerine getirilmelidir. Alan değişikliği konusunda bir çalışma olduğu bilinmektedir. MEB, alan değişikliği konusunda çalışma takvimini bir an önce açıklamalıdır.
Başöğretmen ve uzman öğretmenlik karmaşası düzeltilmelidir” şeklinde konuştu.
“Rotasyon konusu, öğretmen camiasında ciddi endişeler yaşanmasına sebep olmuştur” diyen Hanefi Bostan, “Birçok öğretmen, rotasyonu, taşradan merkeze gelmenin yolu olarak görse de, diğer kurum ve kuruluşlarda yapılan rotasyon uygulaması binlerce memuru mutsuz kılmış, hatta din görevlilerine yapılan rotasyon, intiharlara bile sebep olmuştur. Bu sebeple, uygulama yöntemi belirsiz olan rotasyon sonucunda öğretmenlerin ne ile karşılaşacağı belli değildir. Kaldı ki, 800 binlik dev bir kitleye yapılacak rotasyonun nelere mal olacağını bugün kestirebilmek dahi mümkün değildir. MEB bu konuda endişeleri yok edecek bir yaklaşım sergilemek, öğretmenler ise, rotasyona dikkatle yaklaşmak zorundadır. Türk Eğitim Sen, sorumlu sendikacılık gereği, uyarı görevini çeşitli vesilelerle yerine getirmiş, bundan sonra da üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir” diye konuştu.
Öğretmenlerin maaş karşılığı girdikleri ders saati sayısının ciddi sorunlar oluşturduğunu dile getiren Bostan, “Sınıf öğretmenleri 15 saat, teknik öğretmenler 20 saat maaş karşılığı derse girerken, branş öğretmenleri 15 saat girmektedir. Aynı işi yapan insanların farklı sayılarla maaş karşılığı derse girmesi, haklı tepkileri beraberinde getirmektedir. Tüm öğretmenlerin, maaş karşılığı ders sayısı, 15 saatte eşitlenmelidir. Öğretmenlerin nöbet görevleri tam bir angaryadır. Bu haklı talep dikkate alınarak nöbet görevlerine karşılık haftada 6 saat ek ders ücreti ödenmelidir. Hizmetli, memur, teknisyen gibi eğitim çalışanlarının görev tanımları hala belirsizdir. Bu belirsizlik bir hukuk devletine yakışmamaktadır. Bu belirsizlik ortamında eğitim çalışanlarına her türlü angarya iş yüklenebilmektedir” dedi.
Hanefi Bostan, “Eğitim öğretime hazırlık ödeneği, sendikaların tüm taleplerine rağmen, öğretmen dışında diğer eğitim çalışanlarına ödenmemektedir. Bu ödeneğin, üniversite çalışanlarını da kapsayacak şekilde, tüm eğitim çalışanlarına verilmesi için, gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Ek gösterge rakamları, tüm eğitim çalışanları bakımından 800'er puan artırılarak, yeniden düzenlenmeli ve 9/1 den başlatılmalıdır. Akademik zam konusunda sayın Başbakan dâhil, taahhüt vermeyen kalmamış, ancak bugüne kadar zam oranının ne olacağı konusunda net bir açıklama yapılmamıştır. Kapalı kapılar ardında tespit edilecek zam oranının yeni haksızlıklar yaratacağından, beklentilerin gerisinde kalacağından endişe duyulmaktadır. Akademik zam, açıklanmadan, muhatapları ile görüşülüp, tartışılmalıdır. Bu konuda, geç kalındığından hareketle, en hızlı şekilde davranılması sağlanmalıdır” dedi.
Yüksek Öğretim Kanunu’nun talepler doğrultusunda bir an önce değiştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Hanefi Bostan, şunları söyledi; “YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’nın da ifade ettiği üzere, Yüksek Öğretim Kurulu kaldırılmalıdır. Kredi ve Yurtlar Kurumu’nda, atama ve yer değiştirmeler için, esaslı bir sistem ihdas edilmeli, yer değiştirmelerde keyfiliklere, kişisel inisiyatiflere fırsat verilmemelidir. Yukarda ifade ettiklerimiz, eğitim hizmet kolunda yaşanılan sorunların çok azıdır. Bu sorunlara onlarcasını dâhil etmek mümkündür. Eğitim çalışanları bir bütünün vazgeçilmez parçalarıdır. Ülkeyi yönetenlerin, İlkokuldan, yüksek öğretime kadar, yaşanan tüm sorunlara duyarlı yaklaşması, çözüm iradesini ortaya koyması, gelişmiş, huzur ve refah içinde yaşayan bir ülke olmanın temel şartıdır. Huzursuz ve mutsuz eğitim çalışanları ile eğitim davasında başarılı olmak mümkün değildir. Türk Eğitim Sen olarak, mali taleplerimizi kısıtlı tuttuğumuz, sadece bazılarını sıraladığımız, sorunların dikkate alınması ve çözüm iradesinin ortaya konulmasını bekliyoruz.”
Hanefi Bostan, Eğitim Çalışanlarının Sorunlarına Değindi
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M.