'Hizbullah-İsrail Gerginliği, ABD-İran Gizli Diyaloğunun Bir Parçası'

Hizbullah'ın kurucularından ve ilk Genel Sekreter Şeyh Subhi Tufeyli, Hizbullahİsrail gerginliğini Körfez bölgesinde ABD ile İran arasında kapalı kapılar ardında yürütülen diyaloğun bir parçası olarak yorumladı Şii alim Şeyh Tufeyli: '(İsrail'in) Düşmanın kuzey sınırlarını koruma görevini üstlendiği bir dönemde Hizbullah'ın zayıflatılması ne ABD ne de siyonistlerin çıkarına olacaktır' 'Lübnan'da Cumhurbaşkanı'nın, Haçlıların bölgeye yönelik saldırılarının sonuçlarını desteklemesi; Haçlı askerlerinin kültüründen bir parça olmasının yanı sıra halihazırda asil İslami kimliğe bağlı, halkları savunan, Müslümanları bir araya getirerek yeniden kalkınmalarını sağlama çağrısında bulunan Türkiye'ye karşı saldırının bir parçasıdır'.

MAHMUT GELDİ - Lübnan'daki Şii alimlerden ve Hizbullah örgütünün ilk Genel Sekreteri Şeyh Subhi Tufeyli, son dönemde İsrail ile Hizbullah arasında yaşanan gerginlikleri, Körfez bölgesinde ABD ile İran arasında kapalı kapılar ardında yürütülen diyaloğun bir parçası olarak yorumladı.

Hizbullah örgütünün kurucu isimleri arasında yer alan Tufeyli, AA muhabirine Lübnan ve bölgesel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İsrail-Hizbullah arasında son dönemde patlak veren gerginliğe dair Şeyh Tufeyli, "Hizbullah-İsrail gerginliği, ABD-İran gizli diyaloğunun bir parçası." dedi.

Washington yönetiminin Hizbullah'a yönelik yaptırımlarını hatırlatan Tufeyli, ABD’nin hizmetine ihtiyaç duyduğu bir dönemde Hizbullah'ı gerçek anlamda hedef almayacağını söyledi. Tufeyli İsrail-Hizbullah gerginliğinin de Körfez bölgesinde ABD ile İran arasında kapalı kapılar ardında yürütülen diyaloğun bir parçası olduğunu savundu.

ABD'nin, attığı adımlarla Hizbullah'ı zayıflatmadığının farkında olduğuna dikkati çeken Tufeyli, örgütün önünde çok sayıda alternatifin bulunduğunun Washington tarafından bilindiğini söyledi.

Tufeyli, "(İsrail'in) Düşmanın kuzey sınırlarını koruma görevini üstlendiği bir dönemde Hizbullah'ın zayıflatılması ne ABD ne de siyonistlerin çıkarına olacaktır." diye konuştu.

Lübnan'ın şu anda doğrudan Hizbullah'ın kontrolüne girdiğini savunan Tufeyli, Baabda Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Hükümet Sarayı ve Parlamento Başkanlığına gitmenin yolunun Hizbullah'ın onayından geçtiğini ileri sürdü.

- Hazreti Hüseyin benzetmesine tepki

Şii alim, Cumhurbaşkanlığı, Meclis Başkanlığı ve Başbakanlık makamlarındaki yerini korumak isteyen herkesin Hizbullah'ın politikalarına bağlı kalması ve Tahran'ın önünde boyun eğmesi gerektiğini iddia etti.

Tufeyli ayrıca Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah tarafından İran dini lideri Ali Hamaney'in, Hazreti Hüseyin'e benzetilmesine de tepki gösterdi.

Tufeyli, tepkisini şu şekilde ifade etti:

"Bu, Lübnan'daki gafil Şiileri kandırma politikasının bir parçası. Bu zamanın Hüseyin'i olan kimsenin, aç halkını baskı altında tutması, Kum ve Meşhed kentlerindeki üst düzey din adamlarına karşı kötü muamele etmesi mümkün değildir. Zamanın Hüseyin'i ayrıca, ABD'nin Afganistan ve Irak'taki savaşına hizmet eden asker olması, Suriye'deki Rus savaş uçaklarının arkasında duran asker olması, Lübnan'daki savunmasız insanlara karşı zulme ortak olma ve hırsızlar ile suçluların yanında durması ve Lübnan'ın güneyindeki düşman siyonistlere koruma görevini üstlenmesi mümkün değildir."

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, geçen hafta Aşure Günü vesilesiyle destekçilerine hitaben yaptığı konuşmada, İran'ın dini lideri Ali Hamaney'i Hazreti Muhammed'in torunu Hazreti Hüseyin'e benzettiği yönünde ifadeler kullanmıştı.

- "Yüzyılın Anlaşması ABD-İran müzakerelerinin temel maddesidir"

ABD yönetimi tarafından Filistin'e dayatılan "Yüzyılın Anlaşması" meselesine de değinen Şii din adamı Tufeyli, "Siyonistlere ait Yüzyılın Anlaşması, ABD-İran arasındaki müzakerelerin temel maddesidir. ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İlişkilerinden Sorumlu Müsteşarlığı David Schenker'in Lübnan'daki temaslarını da bahsi geçen müzakereler çerçevesinde ele almak gerek." değerlendirmesinde bulundu.

- Cumhurbaşkanı Avn'ın skandal ifadeleri

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn'ın 31 Ağustos'ta Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili kullandığı skandal açıklamaya dair de konuşan Tufeyli, "Avn'ın kullandığı skandal ifadelerin İran, Körfez'deki siyonistler ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi memnun etme amacı taşıdığını" savundu.

Şeyh Tufeyli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Lübnan'da Cumhurbaşkanı'nın, Haçlıların bölgeye yönelik saldırılarının sonuçlarını desteklemesi; Haçlı askerlerinin kültüründen bir parça olmasının yanı sıra halihazırda asil İslami kimliğe bağlı, halkları savunan, Müslümanları bir araya getirerek yeniden kalkınmalarını sağlama çağrısında bulunan Türkiye'ye karşı saldırının bir parçasıdır."

- "Hizbullah'ın Suriye'deki varlığı mezhep çatışmasını körüklüyor"

Hizbullah'ın Suriye'deki iç savaşta Beşşar Esed rejimi saflarında yer almasına şiddetle karşı çıkan Şii alim Tufeyli, bu durumun bölgede mezhep çatışmasını beslediğine dikkati çekti.

Tufeyli, Hizbullah'ın, İran'ın istekleri doğrultusunda Suriye'de savaşmasının Şii-Sünni çatışmasına kapı aralayacağını ve işgalci İsrail'e karşı direniş cephesinin bitmesine yol açacağını öngörüyor.

- Şeyh Tufeyli kimdir?

Lübnan merkezli Hizbullah örgütünün kurucularından ve ilk genel sekreteri olan Şii din alimi Şeyh Tufeyli, 1988'de İsrail ve ABD tarafından gerçekleştirildiğinden şüphelenilen bir suikast girişiminden kurtuldu.

Tufeyli, 1992'de Hizbullah'ın Lübnan genel seçimlerinde yer almasıyla ilgili bir tartışma sonunda örgütle yollarını ayırma kararı aldı.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile