Imf‘de Başkanlık Savaşı

IMF‘nin yeni başkanının kim olacağı tartışmaları sürerken, İngiliz basını bir sonraki başkanın Avrupalı olmasının olası gözüktüğünü ancak bunun ‘‘tarihi bir hata‘‘ olacağını yazdı. 

Times gazetesi bugünkü başyazılarından birini konuya ayırarak, şimdiye kadarki IMF Başkanlarının hep Avrupalı olduğuna dikkati çekti. Yazıda, bu geleneğin sürme olasılığının yüksek olduğu ifade edildi. 

IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların ekonomik yapılarında 2. Dünya Savaşı‘ndan bu yana çok fazla değişiklik olmadığının belirtildiği yazıda, son yıllarda ise gelişmekte olan ekonomilerin küresel ekonomiyi değiştirdiği ve yönlendirdiği kaydedildi.

‘‘IMF Başkanını Avrupa dışından seçmek ekonomik etkideki bu değişikliğin farkında olmak anlamına gelecektir‘‘ değerlendirmesinde bulunulan yazıda, ‘‘IMF Başkanının yine Avrupalı biri olmasının tarihi hata olacağı‘‘ yorumu yapıldı.

Gazete bu yorumuna karşın, en güçlü adayın Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde olduğunun da altını çizdi. 

Guardian gazetesinde yer alan Martin Kettle imzalı haberde de, Kemal Derviş gibi birçok kişinin desteklediği isimlerin adaylar arasında yer aldığı, ancak yine Avrupalı bir kişinin IMF Başkanı olmasının yüksek ihtimal olduğu vurgulandı. 

İngiliz yayın kuruluşu BBC ise, birden fazla Avrupa ülkesinin halihazırda IMF yardımı aldığına ve en büyük ekonomik sorunun avro bölgesinde olduğuna işaret ederek, ‘‘bu nedenle bu ülkelerin ekonomisinden daha iyi anlayacak Avrupalı bir IMF Başkanının göreve getirilmesinin olası gözüktüğü‘‘ görüşünü savundu. 

-YENİ IMF BAŞKANI NASIL SEÇİLECEK?-

IMF‘nin yeni başkanı yönetim kurulu tarafından seçilecek. Yönetim kurulu 187 ülkeyi temsil eden 24 üyeden oluşuyor. ABD, Çin, Japonya ve İngiltere gibi ‘‘büyük ekonomiler‘‘, bir üyeyle temsil ediliyor. Diğer ülkeler ise, gruplar halinde temsil ediliyor.

Yönetim kurulu, yeni başkanı uzlaşarak seçmeye çalışacak. Ancak eğer konuşma safhasında anlaşamazlarsa, oylamaya gidilecek.

Oylar ise, ülkelerin IMF üyeliğine bağlı olarak farklı ağırlıklara sahip olacak. Bu ağırlık, aşağı yukarı ülkenin dünya ekonomisinde tuttuğu yere denk geliyor. 

BBC, oyların ağırlığının, zamanın gerisinde kaldığına dikkati çekti. Çin ve gelişmekte olan diğer ekonomilerin yeterince temsil edilmediği, batı Avrupa‘nın ise aşırı temsiliyete sahip olduğu kaydedildi.

Örneğin, alım gücü üzerinden hesaplandığında Çin‘in küresel ekonominin yüzde 13,6‘sını oluşturduğu, ancak oylardan aldığı payın yalnızca yüzde 3,82 olduğu belirtildi. Aynı alım gücü hesabına göre, İngiltere ve Fransa‘nın ise küresel ekonominin yüzde 2,9‘unu oluşturduğu ve oy oranlarının bununla eşit olduğu kaydedildi.

IMF İcra Direktörleri Kurulu‘nun başkanlık seçim sürecini başlatmak için gelecek hafta Perşembe günü toplanması bekleniyor.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile