İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal'ın açıklaması

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde düzenlenen Milli Anayasa Forumuna konuşmacı olarak katılan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal Suriye meselesinde iki büyük suç işlendiğini savundu.

Türk Ceza Kanunu'nun 306. maddesine göre suç işlendiğini savunan Kocasakal, “Bunların hesapları tek tek sorulacak. Bizlerin tahrip edilmiş, sahte dijital delillere ihtiyacımız yok her şey ayan beyan ortada bunun karşılığını ödeyecekler” dedi.

Çorlu Belediyesi Düğün Salonunda düzenlenen ve yaklaşık 600 kişinin izlediği Milli Anayasa Forumu'nu Ümit Ülgen yönetti. eski Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever, TGB Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Sevim ile birlikte konuşmacı olarak katılan İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal, günümüzde işgallerin topla tüfekle yapılmadığını ve ülkemizin zihinsel işgal altında olduğunu söyledi.

Cumhuriyetin henüz yıkıldığını düşünmüyorum, yıkılacağını da düşünmüyorum diyen Kocasakal, “9 şiddetinde bir deprem yaşanırsa elbette ki duvarlarda çatlamalar olur, kiremitler düşer ama bu Cumhuriyetin kolonları sapasağlamdır o yüzden öyle kolay değil. Zaten Cumhuriyet devrimi yarım kalmıştır kırılma noktası da Atatürk'ün ölümüdür. Ameliyat yarım kalmıştır, içeride parça bırakılmıştır dolayısıyla o parça şimdi bütün vücudu sarmıştır. Bize düşen yarım kalan Cumhuriyet devrimini tamamlamaktır o kesin” dedi.

Kocasakal, “Tam bir yalan saltanatı var ama o yalanların ne olduğunu da söylemek zorundayız. Anıtkabir'e yürüyenler, 29 Ekim'de yollara dökülenler marjinaldir diyorlar, bunlar marjinal diyorlar ama bu arkadaşlar da morjinal. Biz marjinal falan değiliz ama bunlar morjinal. Günümüzde işgaller artık tankla, tüfekle olmuyor. Bu işgaller zihinde oluyor ve bu zihinsel işgal de hiç birimizin aslında karşı olmadığı ama içi boşaltılarak başka şekilde sunulmaya çalışılan demokrasi, barış, kardeşlik, özgürlük gibi şeylerle yapılıyor bu zihinsel işgal. Bu zihinlerin işgali yapılırken de bir yandan toplumun kimyası ile oynanıyor. Genleri ile oynanıyor genetiği ile oynanıyor ve dolayısıyla değerleri tamamen perişan edilmiş bir toplum zaten bu tür bir zihinsel işgale de hazırlanmış oluyor. Belki tank tüfek yok ama zihinsel anlamda genetik anlamda bu ülke maalesef işgal edilmiş durumda. Bu işgale direnmek daha zor. Asker çıksa Türk milleti belli Yunan İzmir'e çıktı denildiği anda zaten herkes örgütlenmeye başlamıştı ama bunu fark etmek zor ve bunu gizlemek kolay ama bu ülke işgal altında bir ülke” diye konuştu.

İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Kocasakal, “Her bir ailenin en önemli görevlerinden bir tanesi çocuklarına siyah beyaz Türk filmleri izletmek Filiz Akın'ı, Zeki Müren'i, Ayhan Işık'ı, İlhan İrem'i onları unutturmamak. Çünkü bu ülkeyi bu ülke yapan değerler bunlar. Bu iktidar kurucu iktidar falan değil, kurgulanmış iktidar bende alırım kurarım salarım yapar. Bir taşeronluk görevi var işin içinde. Siyasi iktidar önce kendi zenginin yarattı. İhale kanunlarında 24 kez değişiklik yaparak ve Cumhuriyetin bütün zenginliklerini eşe dosta yandaşlarına peşkeş çekerek kendi zenginini yarattı. Bu yetmedi sıra kendi devletini yaratmaya geldi. Buna doktrinde parti devleti denir. En iyi örneği tarihte Nazilerdir. Yani artık partiyle devlet iç içe geçer. Bu devletin valisi bir siyasi iktidarın seçim kazanması için çalışır mı, bulgur, kömür, nohut buzdolabı dağıtır mı devletin valisi. Ama artık devletin valisi işte iktidarın valisi. Şu anda ülkede bir parti devleti kurdular. Bütün bürokratları kendilerine tabi kıldılar. Bu ülkenin bir Milli İstihbarat Teşkilatı yok mu kağıt üstünde de olsa bir MİT var ama kanunla bir de niye Kamu Güvenliği Teşkilatı kurdular. Aslında o da doğrudan kendi istihbarat örgütü. Çok çarpıcı değil mi o kanunda yabancı ülke vatandaşı istihdam edilebileceğine dair hüküm var. Bir istihbarat teşkilatı nasıl ve niye yabancı ülke vatandaşı çalıştırabilir. Bu ülkenin kaynaklarından vergilerinden Türkiye'de cirit atan bu ajanlara para ödüyorlar demek ki hadise bu” dedi.

Yargı benim ayağıma pranga diyen bir Başbakan ertesi gün istifa eder diyen Kocasakal, “Normal bir demokratik ülkede ertesi gün istifa eder. Yargı benim ayağıma pranga ondan sonra zaten kuşatılmış olan yargıyı tamamıyla tutsak ettiler. Türkiye şu anda çok koyu tarihinde görmediği bir aydın ihanetini yaşıyor. Bunlara ben aymaz diyorum. Yem boruları ile efendilerine bağlı aydınlar bunlar. Bu ülkede 103 tane hukuk fakültesi var 103. Bu kadar hukuksuzluk olurken bu 103 tane hukuk fakültesinin dekanı ne yaparlar, niye susup otururlar. Hepsine yazıklar olsun açık söylüyorum hepsine yazıklar olsun. Bu millet sizi bugünlerde susup oturasınız diye yetiştirmedi” şeklinde konuştu.

Kocasakal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dinci, ne demek dinci bunlar olsa olsa din simsarı ya da din tüccarı diyeceğiz bunlara. Müslüman Irak'ta Müslüman kanı dökmeye giden Amerikan askerlerinin başarısı için duacı olan bir adamın dinle ne ilgisi var ki dinci olsun. Müslüman Libya'da ihale açılıyor Müslüman kanı dökülecektir. İsteklilerin başvurması rica olunur. Resmen ihale açıyorlar ilk ‘ben buna talibim’ diyen bir adamın dinle ne işi olur da dinci olsun.” Suriye meselesinde iki tane ağır suç işlendiğini de sözlerine ekleyen Kocasakal, “Orada çoluk, çocuk kadın demeden kan döken kendisine Özgür Suriye Ordusu diyen ama orada kan döken bu çapulcuların orada beslenmesi, barındırılması şu an ki Türk Ceza Kanununun 306. maddesine göre açık bir suç. Kanun diyor ki her kim Türkiye Cumhuriyeti Devletini yabancı bir devletle savaş tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak şekilde yetkisiz olarak asker toplar yahut diğer hasmane hareketlerde bulunursa 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır. Kendileri için dua etsinler de savaş çıkmasın. Devamında diyor ki eğer savaş meydana gelirse failine müebbet hapis cezası verilir. İşledikleri suç bu. Bakın Oslo'da yaptıkları ne. Türkiye'de bir bağımsız özerk yapı kurmanın pazarlığı yapılmıyor mu. Yine kara kitap diyor ki Türk Ceza Kanunu PKK'lılara uygulanan madde her kim ülkenin bir bölüm toprağını devlet iradesinden ayırmaya fiiller işlerse ayırmış olması gerekmiyor buna yönelik fiiller işlerse ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılır. Yani bunların hesapları tek tek sorulacak. Bizlerin tahrip edilmiş, sahte dijital delillere ihtiyacımız yok her şey ayan beyan ortada bunun karşılığını ödeyecekler" dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile