Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nda 'Netanyahu' Tartışması

Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nda CHP'li Malik Ecder Özdemir'in hükümete yönelik eleştirilerine AK Partili üyeler, 'Netanyahu ağzıyla konuşuyorsun' karşılığını verirken, CHP'li Ahmet Ersin ise İsrail'e gidecek alt komisyonun can güvenliğinin sağlanmasını istedi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Zafer Üskül başkanlığında yaptığı toplantıda İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere müdahalesini ele aldı. Komisyonda CHP ve AK Parti milletvekilleri arasında zaman zaman sert tartışmalar yaşandı. Toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan CHP Sivas Milletvekili Özdemir, Üskül'ün, bir bildiri yayınlanması için olağanüstü toplantı yaptığını söylediğini hatırlatarak, "Bu konuda İsrail'in savunulacak hiçbir tarafı olmadığını, uluslararası sularda
yaşanan bu devlet terörünü lanetlediğimizi, bu konuda hazırlanacak bildiriye canı gönülden imza atacağımızı söyledik" diye konuştu.
Bir taraftan İsrail'in suçunun sabit olduğunu vurgulayan Özdemir, diğer taraftan bu vahametin yaşanmaması için hükümetin alması gereken tedbirlerin eksik kalıp kalmadığının da tartışılması gerektiğini gündeme getirdiklerini bildirdi. 3 yıllık komisyon üyesi olduğuna işaret eden Özdemir, "Şu ana kadar İnsan Hakları Komisyonunda yaşamadığımız, komisyonun saygınlığına uymayan bir biçimde AK Parti milletvekillerinin büyük çoğunluğu işi şiddete ve kavgaya dönüştürecek bir biçimde, Netanyahu ağzıyla
konuştuğumuzu söyleyecek kadar densizleşerek ithamda bulundular. Bunu kınadığımızı söyledik. Komisyonda, söylemeye dilim varmıyor ama bir kısım komisyon üyelerinin eşkıyalığıyla karşı karşıya kaldık. Fiili bir saldırı olmadı ama ramak kaldı. Şimdiye kadar sağduyulu davranan AK Parti milletvekilleri bile bir suçluluğun telaşı içinde saldırı pozisyonundalardı. Bunu kınıyorum" şeklinde konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ise İsrail'in bir yardım gemisine uluslararası sularda haydutluk yapması ve sayısı henüz belli olmayan insanların ölmesini bütün dünyanın kınadığını vurguladı. Bu olayın meydana gelmesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin eksiği var mı, bunu konuşmak gerektiğini dile getiren Ersin, "Bu gemi bir günde hazırlanıp sabah yola çıkan bir gemi değil. Bunun aylar öncesinden başlayan hazırlıkları var. 350 vatandaşımız bu gemide bir meçhule doğru yola çıkarıldı. İsrail 15-20 gün önce bu
gemiye müdahale edeceğini açıkladı. Türkiye'nin vatandaşlarının can güvenliğini sağlamak için bir takım girişimleri yapması gerekiyordu. Bunlar yapılmadı. Gemi saldım çayıra mevlam kayıra anlayışı içinde meçhule doğru gönderildi. Hükümet ya bu yolculuğa izin vermemeli, ya da insanları uyarması gerekirdi. İsrail en ağır şekilde kınansın. Çok ağır bir insanlık suçu işlemiştir ama bu olayın meydana gelmesinde hükümetin de kusuru bulunduğunu görmezden gelemeyiz" şeklinde konuştu.
İsrail'de incelemelerde bulunacak olan alt komisyonda da yer alan Ersin, 'Bir güvenlik endişesi taşıyor musunuz? Rahatlıkla gidebilecek misiniz?' sorusuna, "O imkanın hükümet tarafından sağlanacağını düşünüyorum. Gitme durumu söz konusu olursa hükümet bizim can güvenliğimizi sağlayacak önlemleri alması lazım. İsrail nezdinde girişimler yaparak can güvenliğini sağlamak zorundadır. Ama bu insani yardım götüren vatandaşlara yaptığı gibi ilgisiz kalırsa ciddi problemler çıkar" karşılığını verdi.