'Öğrencilerin Öğretmenlerini Notlandırması Algısı Yanlış'
MEB Müsteşarı Yusuf Tekin: '(Öğretmen perfomans sistemi) Burada öğrencilerin öğretmenlerini notlandırması algısı tamamen yanlıştır. Anket sorularımıza baksınlar, eğer böyle değerlendirdikleri, 'bu yanlış olmuş' dedikleri bir anket sorusu varsa biz o anket sorusunu çıkartırız' 'Bu yıl siyasetçilerin önerdiği şekilde 109 bin veya 150 bin öğretmeni alırsak şu anda fakültelerde okuyan 700 bin öğrencimize biz ne söylemiş olacağız? 'Biz 2023'e kadar bütün ihtiyaçlarımızı tamamladık, siz kusura bakmayın...' Bu öğrencilerimize karşı bir saygısızlıktır, öğrencilerimizin ailelerinin çocuklarının beklentilerine karşı saygısızlıktır, ders veren öğretim üyesi arkadaşlarımıza saygısızlıktır' '(Yeni liseye geçiş sistemi) Bir sonraki PISA ve TIMSS'de göreceksiniz, bu süreç sonuçlarını verecek, öğrencilerimiz, okullarımız, öğretmenlerimiz çok farklı skor elde edecekler'
Tekin, eğitim bilişim ağı (EBA) canlı yayınında, 2017-2018 Haziran dönemi mesleki çalışma programı kapsamında öğretmenlerin sorularını yanıtladı.
Temel eğitimden ortaöğretime geçiş sistemi konusunda yıllar itibarıyla adımlar attıklarını, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini belirlemek üzere altyapıyı analiz ettiklerini ve bu konuda yetersiz noktalar tespit ettiklerini belirten Tekin, özellikle spor ve sanat konusunda Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile protokol yapıldığını anımsattı. Tekin, ayrıca 81 ildeki pilot okullarda sosyal etkinlik modülünün oluşturulduğunu söyledi.
Liselere yerleştirme sisteminde çok mesafe katettiklerini vurgulayan Tekin, "Ama dışarıdan şöyle okunuyor, bizim başta söylediğimiz şeyi görmeden, hiç onu dinlemeden 'yap-boz tahtasına dönüştürdüler, bu sene de değiştirdiler' şeklinde eleştiriliyor. Bu Milli Eğitim Bakanlığına da Bakanlığın çalışma usulüne de bakanlık içinde bu konuyu organize eden arkadaşlarımıza karşı da bir saygısızlıktır, tüm öğretmen arkadaşlarımızın emeğine yönelik bir saygısızlıktır." diye konuştu.
- "Ezberci değil problem çözebilen bir eğitim süreci öngörüyoruz"
Bir öğretmenin "Bu sene yapılan liseye geçiş sınavında önemli değişiklikler oldu. Uluslararası sınavlarda PISA ve TIMSS gibi paralellik arz eden çok iyi hazırlanmış sorularla karşılaştık. Bu değişiklikler öğretim programları, öğretmen hizmet içi eğitim gibi alanlara da yansıyacak mı?" şeklindeki sorusu üzerine Tekin, temel eğitimden ortaöğretime geçiş sürecini başlattıkları andan itibaren çocuklar için analitik düşünebilen, okulda öğrendiklerini günlük hayata uyarlayabilen ve ezberci değil problem çözmede öğrendiklerinden faydalanabilen bir eğitim süreci öngördüklerini ifade etti.
Tekin, şöyle konuştu:
"Bir sonraki PISA ve TIMSS'de göreceksiniz, bu süreç sonuçlarını verecek, öğrencilerimiz, okullarımız, öğretmenlerimiz çok farklı skor elde edecekler. Çünkü biz eğitim sistemimiz içinde dünyadaki bilimsel gelişmeleri es geçerek ezberci bir biçimde kullanmayı tercih etmişiz. Çok fazla bilgiyi üzerinde analiz etmeden, düşünmeden çocuklarımıza vermeyi tercih etmişiz. Biz bunu değiştirdik, bu müfredat değişikliği ve izleyen süreçte. Müfredatımızı hafiflettik ama onun yerine müfredat içindeki kazanımları günlük hayatta kullanabilen, analitik düşünebilen bir formatta yeniden gündeme getirdik. Dolayısıyla beraberinde sorularımızda da bu türden değişikliklerin olması doğal. Bu devam edecek."
Öğretmenlerin konuya sağduyulu olarak yaklaştıklarını dile getiren Tekin, "Ama kamuoyunda özellikle liseye geçiş sınavları ile ilgili çok fazla, tabiri caizse karnından konuşan insan türedi." dedi.
Tekin, soruların zor olduğu yönündeki iddialarla ilgili şunları söyledi:
"Birkaç kişiyle konuştum, 'neye göre zordu' diye sordum, 'geçen yılki TEOG sınavına göre' dediler. TEOG yaptığımız yazılılardan bir tanesinin soruları idi. Dolayısıyla bunun kapsama alanı, kapsadığı kısım çok farklı, kazanım sayısı ve öğrencilerimizden beklenen beceriler çok farklı. Bu başka bir sınav. Bu sınavda 'soruları zor soralım, kolay soralım' diye bir kastımız yok. Geçtiğimiz yıl TEOG sınavından sonra 'soruları kolay sordular' dediler, şimdi 'zor sordular' diyorlar. Halbuki bilimsel usullere göre soruların zorluk dereceleri artan bir biçimde hem seçmeyi hem elemeyi hem sıralamayı sağlayacak şekilde ona göre yapılıyor. Bu sınav kendi içinde ekstra zor bir sınav değildi ama öğrenciler bir önceki TEOG üzerinden yürüdükleri için onlar açısından bir sıkıntı oldu. Sektörü iyi bilen, eğitimi iyi bilen insanlar sorularla ilgili bu anlamda çok fazla eleştiri yapmıyorlar. Tam tersine 'nihayet Milli Eğitim Bakanlığı neyi niçin yaptığını anlamış durumda, sorularını ona göre kurgulamış durumda' eleştirilerini aldık. Biz öğretmen arkadaşlarımızla konuşuyoruz, sorularla ilgili yorumlarını alıyoruz. Bu şekilde devam edecek bu sınavlar."
- Zorunlu hizmet bölgeleri
Müsteşar Tekin, Doğu Anadolu'daki illere dönmek isteyen öğretmen adaylarına yönelik bir projeksiyon geliştirdiklerini ve yakında duyuruya çıkacaklarını ifade etti.
Zorunlu hizmet affına yönelik bir soru üzerine Tekin, belli bölgelerde öğretmen istihdamında yaşanan sıkıntıları anlattı.
Eğitimde adaleti ve fırsat eşitliğini tesis etmek adına sözleşmeli öğretmenliği hayata geçirdiklerini belirten Tekin, "Bir taraftan sözleşmeli öğretmenliği hayata geçirirken, bu zorunlu hizmet bölgelerinde özellikle öğretmen çalışma sürelerini artırmak için düşünürken öbür taraftan da mevcut öğretmenlerimizin zorunlu hizmetlerini affetmek, kendi içimizde bir çelişki olur. Dolayısıyla bu gündemimizde hiç olmadı, şimdi de yok. Biz tam tersine zorunlu hizmet bölgelerinde öğretmen arkadaşlarımızın çalışma sürelerini artırmayı hedefliyoruz." diye konuştu.
- Güzel sanatlar alanında yeni tematik liseler geliyor
Tekin, tematik meslek liselerine ilişkin bir soruya yanıt verirken de sporla ilgili liseleri ilgili federasyonlarla çalıştıklarını dile getirdi. Tekin, "Halk müziği, görsel sanatlar ve sinema gibi alanlarda da tematik liselerimiz oluşacak." dedi.
Yusuf Tekin, öğretmen performans sistemine ilişkin olarak da öğretmenlerin taslak yönetmeliğini okumadıklarını söyledi. Tekin, "Öğretmen arkadaşlarımızı rahatsız eden sadece iki husus var. Bir tanesi öğrencilerimiz bize geliyorlar 'size not vereceğiz' diyorlar. Bu zinhar yanlış. Altını çizerek söylüyorum, biz öğretmeni asla ve kat'a bir öğrenciye 'notlandır, öğretmenine not ver' diyecek insanlar değiliz. Bunu asla yapmayız. Bu mümkün değil. Bu akademik olarak da doğru değil." diye konuştu.
Değerlendirmede öğrenci ve veliye sorular sorulacağını ancak öğretmenin öğrenci ve veli karşısında ezilmemesinin kendileri için bir görev olduğunu belirten Tekin, şöyle devam etti:
"Onların onurlarını, mesleki çalışma şartlarını korumak bizim vazifemiz ama bir taraftan bunu da sormak gerekiyor. Öğrenciye bir defa öğretmeninin akademik yetkinliğini ya da mesleki yetkinliğini sormuyoruz. Eleştiren arkadaşlar anket sorularına baksalar görecekler. Öğrenciye sorduğumuz soru çok objektif bir soru. 'Öğretmeniniz sınıfta etkileşimli tahtayı kullanıyor mu?' mesela. Objektif ve basit bir soru. Bütün sorularımız böyle. 'Öğretmeniniz kimyayı, matematiği biliyor mu' gibi bir soru sormuyoruz. Öğrencilerin performans sistemine ilişkin taslak yönetmelikte 100'lük değerlendirmede 5 puanlık bir kısmı oluşturuyor. Burada öğrencilerin öğretmenlerini notlandırması algısı tamamen yanlıştır. Anket sorularımıza baksınlar, eğer böyle değerlendirdikleri, 'bu yanlış olmuş' dedikleri bir anket sorusu varsa biz o anket sorusunu çıkartırız. Şunu taahhüt ediyorum; Öyle bir şey varsa çıkartırım, çıkartmak zorundayız çünkü ben öğretmenin safındayım. Öğretmeni üzecek hiçbir şeyin altına asla imza atmam."
Öğretmenin performans metninden değerlendirmesini yaptıktan sonra geri dönüşlerin nasıl olacağını da açıklayan Tekin, "Biz hiçbir öğretmenimizi cezalandırmayacağız, hiçbir öğretmenimizi bu sebeple hak etmediği bir durumla karşı karşıya bırakmayacağız, hiçbir öğretmenimizi afişe etmeyeceğiz. Biz bazı başlıklarda eksiklikleri olduğunu gördüğümüzde öğretmenimize MEBBİS üzerinden 'öğretmenim senin 5 gün hizmet içi eğitime davet ediyoruz şu konuda' diyeceğiz. Kendisi paylaşmadığı sürece kimsenin bilme, duyma şansımız yok. Öğretmenlere bir nevi rehberlik yapmaya çalışıyoruz." dedi.
- "Bu öğrencilerimize karşı bir saygısızlıktır"
Müsteşar Tekin, seçim sürecinde çok sık gündeme gelen bazı konular olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Siyasi söylem olarak, taahhüt olarak bunu söylemek kolay, deniyor ki 'biz öğretmen açığımızın tamamını hemen dolduracağız, atama yapacağız'. Şu anda Bakanlık bünyesinde 109 bin dolayında öğretmen açığımız var. Popülizm böyle birşey. 'Hemen 109 bin, 180 bin atama yapacağız.' diye söylemlerde bulunuyorlar. Bir eleştiri olarak söylemiyorum ama şuna dikkat etmek lazım, bunu yaptığınız zaman kimleri üzeceksiniz veya kimler huzursuz olacak, bunu iyi düşünmek gerekiyor. Şu anda öğretmenliğe kaynak teşkil eden eğitim fakültelerinde ve diğer fakültelerde yaklaşık 700 bin öğrenci eğitim öğretim alıyor. Bu yıl siyasetçilerin önerdiği şekilde 109 bin veya 150 bin öğretmeni alırsak şu anda fakültelerde okuyan 700 bin öğrencimize biz ne söylemiş olacağız? 'Biz 2023'e kadar bütün ihtiyaçlarımızı tamamladık, siz kusura bakmayın...' Bu öğrencilerimize karşı bir saygısızlıktır, öğrencilerimizin ailelerinin çocuklarının beklentilerine karşı saygısızlıktır, ders veren öğretim üyesi arkadaşlarımıza saygısızlıktır. Bu nasıl bu kadar rahat bir şekilde dile getiriliyor, bunu anlamak mümkün değil."