Karasu ilçesi Tuzla köyünde Sakarya Nehri‘ne 2 bin 300 adet Karaca Mersini ve Sivrişka türlerinde iki çeşit Mersin balığı bırakıldı. BM Gıda ve Tarım Örgütü‘nün (FAO) desteğiyle Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) tarafından yürütülen ve katılımcı kuruluş olarak Çevre Bakanlığı ile Trabzon Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü, İstanbul ile Sinop üniversitelerinden akademisyenlerin destek verdiği proje kapsamında Rusya‘dan getirilen Mersin balığı yumurtalarından
çalışmalar sonucunda yavru balıklar elde edildi. Amasya‘daki Yedikır Su Ürünleri Üretim ve Araştırma İstasyonu‘nda belli bir büyüklüğe getirilen yavru balıklardan 2 bin 300 adeti, markalandıktan sonra Sakarya Nehri‘ne bırakıldı. Tuzla köyünde düzenlenen törene Karasu Kaymakamı Murat Duru, Karasu Belediye Başkanı Mehmet İspiroğlu, İTÜ Su Ürünleri Fakültesi‘nden Prof. Dr. Devrim Memiş, Doç. Dr. Süheyla Karataş, Dr. Deniz Devrim Tosun, Araştırma Görevlisi Emre Turgay, Tarım Bakanlığı Tarımsal Üretim
ve Geliştirme Genel Müdürlüğü (TÜGEM) temsilcisi Nasir Uslu, daire amirleri, muhtarlar, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Törende konuşan TÜGEM temsilcisi Uslu, "Karasu halkının çok yakından bildiği gibi Mersin balığı geçmiş yıllarda ülkemizde büyük miktarda avlanmakta ve bu balığın çok değerli bir ürünü olan havyar da işlenerek ciddi manada gelir elde edilmekteydi. Sularımızdaki kirlilik, aşırı ve bilinçsiz avcılık ve arkasından da akarsularımıza yapılan hidroelektrik santralleri bu balıkların yumurtlama
alanlarını ve göç yollarını tahrip ettiğinden maalesef Mersin balıkları yok olma noktasına gelmiş bulunmaktadır" dedi.
Karasu Kaymakamı Murat Duru ise, "Dünya Gıda Örgütü‘nün desteklediği ülkemizde uygulamasına çalışılan, bu kapsamda bir ayağı da ilçemizde uygulanan Mersin balığını geliştirme konusunda bizlere verilecek görevleri yapmanın gururu içindeyiz. İleride uzun vadede Mersin balığının avlanabilir hale getirilmesi için çalışmaları sürdüren çok değerli hocalarımızla birlikte bu gün burada 2 bin 300 adet iki çeşit Mersin balığını Sakarya Nehri‘ne salıyoruz" diye konuştu.
Prof. Dr. Devrim Memiş, Mersin balıklarının nehirlerde yumurtladıklarını belirterek, "Alabalıklar gibi yumurtlama göçünü nehirlere yaptıktan sonra Karadeniz‘e dönüp tekrar büyümeye başlıyorlar. Bu göçler kısa mesafe değil, Çin topraklarına, Rusya‘ya Volga Nehri‘nden geçip bin kilometre içerilere girip oralarda yaşayıp yumurtlayabilen bir balık. Bizim ülkemizde ise Sakarya, Yeşilırmak, Kızılırmak ve Çorluk‘ta bulunuyor. Geçmişte Sakarya Nehri‘ni özellikle araştırdığımızda Geyve‘ye kadar 150, 200
kilometrelik bir mesafeyi göç ediyorlardı. Sakarya Nehri‘nde barajların yapılması, 1970 yıllarında özellikle Pamukova regülatörü ve günümüze geldiğimizde maalesef 5 tane HES in yapılmasıyla ilgili bir bilgimiz yoktu. Üç tane Adapazarı ve iki tane Doğançay‘da HES inşaatı var. Araştırmalarımıza göre Doğançay bölgesinde Pamukova altında hala yumurtlama alanlarının olduğunu tespit ettik. Bizler orayı ve 150 kilometrelik bölgeyi koruyabileceğimizi düşünüyorduk, baktık HES inşaatları hızla devam ediyor. Ve
balıkların oraya çıkıp yumurtlaması mümkün değil. Umutsuz bir durum ama böyle oldu diye bizler bu çalışmaları bırakacak değiliz. Denizlere açıldığında yakalayan balıkçılar telefonla arayıp bildiriyor. Çünkü yakalanması yasak bu balıkların. Uzun yıllardan beri yapılan bu çalışmaları artık çoğu balıkçı biliyor, koruma altındadır. Balıkların markalı olduğunu görünce hepsi gelmese de büyük bir kısmı geri geliyor" dedi.
Balıkların doğaya salınma zamanlarının geldiğini ifade eden Memiş, "Özellikle mayıs ayında bırakma işlemini yapıyoruz. Biliyorsunuz mayıs ayında sular ısınmaya başlıyor. Doğal yaşamlarında şubat, mart gibi yumurtlayıp mayıs, haziran gibi denizlere iniyorlar. Biz bunu kültür ortamında büyüttük ve mayıs ayında denize yakın kısımlarda bırakıyoruz ki, ulaşıp çabuk denizlere göçünü sağlasın. Ama geri dönmeleri beş ila sekiz yıl sürüyor. Beslenmesine ve hayatta kalabilmelerine bağlı. Sakarya Nehri‘nde çok
problem var, kirlilik büyük bir problem. Şehirlerin arıtma tesisleri, genel şehir planları yapılıyor, düzelecek uzun yıllar sonra. Kum ocakları çok var. Sakarya Nehri‘nde bu kum ocaklarının oluşturduğu problem. Sürekli nehir yatağından kum almaları ve nehir yatağının akış şeklini değiştirmesi, bunun neticesinde göletlerin oluşması, haritadan da baktığınız zaman sanki bir gölü andırır gibi duran göletler, kum ocaklarının yarattığı tahribatlardır. Balıklar yukarı göç ederken yollarını kaybetmektedir veya
yaşamını kaybetmektedir. Arkasından HES‘ler yapılıyor. Biz bu balıkları yumurtlama alanlarına bırakacağız. Balık yıllar sonra geri geldiğinde santrali geçemeyecek. Çalışmaların amacı balığın yeniden yumurtlamasını sağlamak. Yaptığımız çalışmalarda nehirde bu balıkların yumurtlama alanlarını bulduk. HES‘ler de yumurtlama alanlarına yapılıyor. Bu balıklar nasıl geçecek? Bu durum çalışmalarımızı tersine çevirdi. Bugün burada 230 adet balık saldık, 200 adette temmuz ayında festivalde salacağız. Eylül ayında
da 5 bin adet bu sulara Mersin balığını salacağız" diye konuştu.
Sakarya Nehri‘ne 2 Bin 300 Adet Mersin Balığı Bırakıldı
Sakarya‘nın Karasu ilçesinde, Sakarya Nehri‘ne 2 bin 300 adet Mersin balığı bırakıldı.