'Sinemada Sanat Yönetmenliği Ve Kostüm Tasarımı' Söyleşisi

Sanat yönetmeni Kobanbay: 'Ülkemize coprodüksiyonların gelmesini ben çok kıymetli buluyorum. Orada tekrardan görev tanımlarını, işleyişi ve aslında yıllar önce çözülmüş sistemleri bizlerin de öğrenme şansı oluyor' 'Uygulama ve teknik anlamında gerçekten (Avrupa'dan) hiçbir farkımız yok. Fakat uygulama biçimimizle ilgili çok ciddi problemlerimiz var. Yoksa dünya standartlarında teknik ve sanat ekiplerimiz çok iyi' Kostüm tasarımcısı Gürtunca: 'Bu meslekte yok diye bir şey yoktur. Sürekli çözüm odaklı olmak zorundasınız. Yaratıcı bir karaktere sahip olmak zorundasınız. Kostüm tasarımcılığı ayrıca bir ekip işi. Benim 5 kişilik bir ekibim var. Onların da ortaya kattığı, esinlendikleri bir sürü şey oluyor'

Anadolu Ajansı'nın Global İletişim Ortağı olduğu 5. Uluslararası Boğaziçi Festivali, "Bosphorus Film Söyleşileri" kapsamında, "Bir Film Tasarlamak: Sinemada Sanat Yönetmenliği ve Kostüm Tasarımı" söyleşisi düzenlendi.

Moderatörlüğünü Sena Keçeli'nin üstlendiği, Hakan Yarkın, Deniz Göktürk Kobanbay ve Gülümser Gürtunca'nın konuşmacı olarak yer aldığı etkinlik, The Marmara Pera'da gerçekleştirildi.

Söyleşide konuşan sanat yönetmeni Hakan Yarkın, kostüm ve sanat yönetmenliği alanında bugün Türkiye'de profesyonel bir sektörün oluşmadığının altını çizerek, işletme veya bir kurum olmaması dolayısıyla bu mesleklerin şu anda kişi bazlı olarak yapıldığını söyledi.

Akademinin gerekliliğine vurgu yapan Yarkın, "Okullu olmak bir avantaj. Sanat ve uygarlık tarihi ile birtakım aşamalardan geçilmesi, çizimlerin yapılabilmesi gerekiyor." dedi.

Yarkın, ayrıca dekor ve uygulama kalitesi açısından en beğendiği filmin "Yahşi Batı" ve "Kelebeğin Rüyası" olduğunu sözlerine ekledi.

- "(Sanat yönetmenliği) tecrübenin çok kıymetli olduğu bir meslek"

Sanat yönetmeni Deniz Göktürk Kobanbay da emekleme aşamasında olan bir sektörde yer aldığına işaret ederek, "Fakat gün geçtikçe daha uluslararası standartlara ulaşmaya başlıyor. Özellikle ülkemize co-prodüksiyonların gelmesini ben çok kıymetli buluyorum. Orada tekrardan görev tanımlarını, işleyişi ve aslında yıllar önce çözülmüş sistemleri bizlerin de öğrenme şansı oluyor." diye konuştu.

Kobanbay, sanat yönetmenliği alanında öğrencilere tavsiyelerde bulunarak, şunları kaydetti:

"Olabildiğince bir uygulamanın içinde olmaya gayret edin. Ne olursa olsun, ne kadar bunalıma gidersek gidelim,10 yıldan sonra ancak öz güveniniz yerine geliyor ve bir şeyler yapabilecek gibi hissediyorsunuz. Çünkü uygulamada her şey çok farklı. Bu yüzden tecrübenin çok kıymetli olduğu bir meslek. Bir önceki işte olan aksaklıkları telafi ederek ancak bir sonraki işi daha iyi yapabiliyorsunuz. Dolayısıyla olabildiğince fazla istekli olmalarını, fazla asistanlık yapmalarını ve sektörün her kısmında biraz yer almanızı, ondan sonra yapmak istediğiniz şeye karar vermenizi isterim."

Sinemada kostüm ve dekor tasarımının birlikte yürümesi gerektiğine de dikkati çeken Kobanbay, "Hatta bunlara saç ve makyajı da ekleyebiliriz. Herkes ayrı ayrı tasarımlarını yapar ama biz hepimiz bir araya gelir, sonra o tasarımların bir bütün halde nasıl olacağını konuşur ve tartışırız. Aslında sunumlarımızı da bunun sonunda yaparız yönetmene. Yani ayrı birimler gibi çalışır ama hep bir fikir birliği içerisinde yol alırız." ifadelerini kullandı.

Kobanbay, yönetmenliğini Ferzan Özpetek'in üstlendiği "İstanbul Kırmızı" filminde Avrupa standartlarında bir iş çıkardıklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Açıkçası Avrupa standartlarında bir çalışma sistemi uyguladık. Bazen filmin her alanında görsel, işitsel müdahale etme şansınız oluyor ve yönetmen ancak ve ancak bize bu kapıyı açabiliyor. Yani oturup müzikte tartıştık, oyuncuların hali ve tavrı ile de tartışabildik. Yani iş sadece dekor tasarımı ve filmin dünyasından çıkıp, daha kapsamlı bir hale geldi. Dolayısıyla bu dünya ve Avrupa standartlarında bir çalışma."

Avrupa ve Türkiye sinemaları arasındaki farklara da işaret eden Deniz Göktürk Kobanbay, "Aslında çok kötü durumda değiliz. Buna hiç inanmıyorum. Uygulama ve teknik anlamında gerçekten (Avrupa'dan) hiçbir farkımız yok. Fakat uygulama biçimimizle ilgili çok ciddi problemlerimiz var. Yoksa dünya standartlarında teknik ve sanat ekiplerimiz var. Ve çok iyi." değerlendirmesini yaptı.

- "Sürekli çözüm odaklı olmak zorundasınız"

Kostüm tasarımcısı Gülümser Gürtunca ise eğitim olarak dekor ve kostüm tasarımı dersleri aldıklarını kaydederek, "Bir noktadan sonra eğitiminizde bir karar vermeniz gerekiyor ve bu kararla yürümek gerekiyor. Benim şansım 'kostüm yapacağım' diyerek yola devam etmek, açıkçası sektörde sivrilmemi sağladı. Çünkü bu konuda branşlaşmış insan çok az." dedi.

Gürtunca, kostüm tasarımcılarının sinema ve dizi sektöründeki çalışma şekillerine değinerek, şunları anlattı:

"Bizler senaryoyu okuduktan sonra genelde karakterlerin bir alt metinleri olur. Senaryoda yazılı olmayan o karakterin annesi, babası, nerede büyüdüğü, okuduğu gibi bu detaylar senarist ve yönetmenle birlikte bize aktarılır. Ondan sonra da bu karakterin nasıl giyinebileceğiyle ilgili biz de birtakım görsel tablolar oluştururuz. O tablolardan sonra da genelde görüntü yönetmeni ve yönetmenle birlikte ışık ve renk konuşulur. Filmin genel atmosferi, nasıl bir ışık olacağı, nasıl bir filtre kullanılacağı doğrultusunda bir renk skalaları yaparız kostüme dair. O skalalardan sonra da kumaş örnekleri toparlanır. Eğer zaman varsa tabii bu Türkiye'de çok mümkün olmuyor, eğer olabiliyorsa kumaşları test çekimine sokup ondan sonra kumaşların alımı, dikimine gidiliyor. Tabii ki deneme çekimi en sağlam sistem oluyor."

Kostüm tasarımı alanında Avrupa ve ABD sinema sektörünün önde olduğunu söyleyen Gürtunca, "Malzeme işi onlarda özellikle fantastik bir iş yapılıyorsa dünyayla çalışıyorlar. Oradaki her farklı grup dünyanın 4 bir yanından gelmiş malzemeleri bir araya getirerek, dünyanın 4 bir yanındaki atölyelerde dikiliyor. O açıdan müthiş bir malzeme zenginliği var. O yüzden bizim açımızdan dönem ve fantastik işlerde en zorlandığımız şey malzeme ve farklı kumaş bulmak." şeklinde konuştu.

Gürtunca, kostüm ve dekor tasarımı alanında kişilerin yaratıcı olması gerektiğine vurgu yaparak, "Bu meslekte yok diye bir şey yoktur. Sürekli çözüm odaklı olmak zorundasınız. Yaratıcı bir karaktere sahip olmak zorundasınız. Kostüm tasarımcılığı ayrıca bir ekip işi. Benim 5 kişilik bir ekibim var. Onların da ortaya kattığı, esinlendikleri bir sürü şey oluyor. Çözüm üretim sürecinde projeye ne kadar odaklandığınız da önemli. Ona ne kadar zaman ayırdığınızla ortaya çıkar çözümler." ifadelerini kullandı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile