Türk Eğitim-sen 2 No'lu Şube Başkanı Gürol Yer Açıklaması
Türk Eğitim-Sen 2 No'lu Şube Başkanı Gürol Yer, üniversitelerin, bilim ve kültür dünyası açısından en önem verilmesi gereken kurumlar olduğunu söyledi.
Gazetecilere açıklamalarda bulunan Yer, bilim insanlarının gelecek kaygısı taşımadan, herhangi bir dışlanmaya uğramayacağının bilinci içinde çalışma ve fikirlerini açıklama özgürlüğüne sahip olmak zorunda olduğunu vurguladı. Yer, “Çağın ötesine geçmiş, her konuda öncü, geleceğe yön veren devlet idealine ancak güçlü üniversiteler ve kendisini bilime adamış akademisyenler ile mümkün olur. Üniversitelerde nitelikli eğitim verilmesi, üniversitelerin bilgi ve teknoloji üreten kurumlar olması, yenilikleri takip etmesi, kısacası dinamik kurumlar olması ise son derece önemlidir. Üniversitelere değer ve kalite katan ise fiziki ortamdan daha çok barındırdığı idari ve akademik personelin nitelikleridir. Tüm üniversite çalışanlarını eğitimin uygulayıcısı olduğunu düşündüğümüzde, onlara ne yazık ki gereken değerin verilmediğini üzülerek görmekteyiz” dedi.
“AKADEMİSYENLERİMİZ AĞIR EKONOMİK ŞARTLAR ALTINDA EZİLİYOR”
Akademisyenlerin, geçim kaygısı içerisinde bir dersten diğerine koşturmaktan proje hazırlamaya, bilimsel araştırma yapmaya, patent geliştirmeye zaman bulamadığını dile Başkan Yer, şöyle devam etti:
“Eşit işe eşit ücret sağladığı iddia edilen 666 sayılı KHK düzenlemesinde unutulan eğitim öğretim camiası, ülkenin en düşük maaş alan kesimlerinden biri haline getirilmiştir. Artırılmayan ek ödeme oranları nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulan akademisyenlerimiz, ek gösterge, ek ders ve özel hizmet tazminatı yönüyle de pervasız bir ihmalin kurbanı olmuştur. Ağır ekonomik şartlar altında ezilen akademisyenlerimiz, toplu sözleşme masasında da yok sayılmış, ekonomik kayıplarının telafisine yönelik en küçük bir iyileştirme yapılmamıştır. Ücretlerin düşüklüğü nedeniyle genç beyinlerimiz ya daha yüksek getirili mesleklere yönelmekte ya da yurt dışı üniversitelere beyin göçü yaşanmaktadır. Bu ülkenin kalkınması, dünyada hatırı sayılır bir yere gelmesi, bilgi toplumu olma yolunda aşama kaydedebilmesi için bilim insanlarının rahat çalışma imkânlarına kavuşması; bilimsel araştırma yapması için önüne inşa edilen engellerin kaldırılmasıyla mümkün olacaktır.”