Temelleri, Wilbur ve Orwille Wright kardeşlerin ilk motorlu uçağı havalandırmayı başarmalarından 8 yıl sonrasına dayanan Türk Hava Kuvvetleri, Atatürk'ün "İstikbal göklerdedir. Göklerini koruyamayan uluslar, yarınlarından asla emin olamazlar" sözünden hareketle "bölgesinin en güçlü hava ve uzay gücü" olmayı hedefliyor.
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Türk Hava Kuvvetleri, dünyanın en eski askeri havacılık teşkilatları arasında yer alıyor.
Ordunun havacılıkla ilgili ilk çalışmaları 1909'da başladı. Bir sene içinde yapılan geliştirme çalışmalarının ardından 1910'da Paris'teki "Uluslararası Havacılık Konferansı"na ilk kez heyet gönderildi. Yılın sonuna doğru Türk ordusunda havacılığın gelişmesi için kesin karar verilerek, havacı personel yetiştirilmek üzere birkaç subayın Avrupa'ya eğitime gönderilmesi planlandı. Ancak ülkenin o tarihlerde içinde bulunduğu mali zorluklar nedeniyle gerekli ödenek bulunamadı ve bu emrin gereği yerine getirilemedi. Bir sonraki sene milli savunma bakımından, havacılığın gelecekteki önemini gören Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa, Süvari Yüzbaşı Fesa ile İstihkam Teğmen Yusuf Kenan beyleri, uçuş eğitimi için Fransa'daki Bleriot Fabrikasının uçuş okuluna gönderdi.
Türk ordusunun ilk resmi havacılık kuruluşu "Havacılık Komisyonu" adıyla 1911'de faaliyete geçerken 1903'te Wilbur ve Orwille Wright kardeşlerin ilk motorlu uçağı havalandırmayı başarmalarından 8 yıl sonra Türk Hava Kuvvetlerinin temelleri atıldı. ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Avusturya ve Rusya da hemen hemen aynı yıllarda askeri havacılık teşkilatlarını kurdu.
Fransa'daki eğitimini başarıyla tamamlayan Yüzbaşı Fesa Bey ile Yusuf Kenan Bey'in yurda dönmesi ile Türk ordusu ilk pilotlarına kavuştu. Aynı yıl 8 subay daha Fransa'ya uçuş eğitimi için gönderilirken 3 Temmuz 1912'de İstanbul Hava Okulunun açılmasıyla Türk ordusu, kendi pilotlarını yetiştirmeye başladı.
Havacılık konusunda yapılan çalışmaların ardından Türk Hava Kuvvetleri, 1. Dünya Savaşı döneminde Çanakkale'den Hicaz'a, Kafkasya'dan Filistin'e kadar çok geniş bir alanda ve Türk askerinin çarpıştığı hemen hemen her cephede savaşa katıldı.
İlerleyen yıllarda Türkiye'nin ilk savaş ve sivil uçaklarını üretecek Vecihi Hürkuş, Kafkas Cephesi'nde bir Rus uçağını düşürerek, "savaş uçağı düşüren ilk pilot" olarak tarihe geçti.
Birinci Dünya Savaşı'nın ardından imzalanan Mondros Mütarekesi Türk Hava Kuvvetlerinin yeni bir dönemi yaşamasına neden oldu. İtilaf devletlerinin yurdu işgalinin ardından yaşanan süreçte Osmanlı hükümeti, Hava Kuvvetleri Genel Müfettişliğini lağvederek personeli dağıttı. Bu da Türk askeri havacılığının teşkilatsız, personelsiz, araç ve gereçsiz kalmasına bir bakıma Türk havacılığının da sona ermesine neden oldu.
- Havacılar mavi giymeye başlıyor
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 23 Nisan 1920'de açılmasıyla ülke tarihinin yanı sıra Türk havacılığında da yeni bir dönem başladı. 13 Haziran 1920'de Milli Savunma Bakanlığının emriyle Harbiye Dairesine bağlı olarak Hava Kuvvetleri (Kuva-yı Havaiye) Şubesi kuruldu. Yeni Türk devletinin ilk hava teşkilatının faaliyete geçirilmesinden sonra, eldeki kırık dökük uçakların onarılmasına, malzeme temin edilmesine çalışıldı. Bu tarihlerden itibaren de Türk havacıları yokluklar içinde ancak inançla görevlerini yerine getirdi.
Bu arada, Hava Kuvvetleri Şubesinin adı önce Hava Kuvvetleri Genel Müdürlüğü daha sonra ise Hava Kuvvetleri Müfettişliği adını aldı. Atatürk'ün havacılığa verdiği önem kapsamında gücü sürekli artırılan Türk Hava Kuvvetlerinde 1924'te uçuş eğitimi için diğer ülkelere personel gönderilmeye başlandı. Bu sırada ülkede de pilotların yetiştirilmesi için yapılan çalışmalar hız kazandı. 1925'te Eskişehir'deki Hava Okulu yeniden kurularak ilk mezunlarını verdi. Havacılıkta sağlanan gelişmelerle 1932 yılında Tayyare Alayları kurulurken yeni bir kanun ile havacı personel de artık ayrı bir muharip sınıf olarak kabul edilmeye başlandı. Türk havacıları 1933'ten itibaren havacılığın sembolü olan mavi renkli üniformayı giymeye başlarken, 1937'de Hava Harp Akademisi açıldı, bundan 2 sene sonra ise hava tugayları oluşturuldu. 1943'te ise tugayların yerini artık tümenler almaya başladı.
- Hava Kuvvetleri Komutanlığı kuruluyor
Lojistik yönden Milli Savunma Bakanlığına, harekat ve eğitim yönünden Genelkurmay Başkanlığına bağlı faaliyet gösteren hava birliklerinin tek komuta altında toplanmasına karar verildi. Bu amaçla 31 Ocak 1944'te Hava Kuvvetleri Komutanlığı kuruldu. 4 Şubat 1944'te kolordu seviyesinde fiilen faaliyete geçirilen Hava Kuvvetleri Komutanlığının ilk komutanlığına ise Korgeneral Zeki Doğan atandı.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterindeki uçak tipleri bakımından da 1950'de önemli bir gelişme yaşandı. Komutanlığa jet uçaklarının alınmasına karar verilerek 15 Ekim 1950'de 8 personel ABD'ye jet eğitimine gönderildi. Bu subaylar sonraki sene eğitimlerini başarıyla tamamlayıp yurda döndü. Aynı yıl Hava Kuvvetleri Komutanlığında üs ve filo kuruluşuna geçilmeye başlandı. Balıkesir'de kurulan 9. Jet Üs Komutanlığı, Türk Hava Kuvvetlerinin ilk jet üssü, 191, 192 ve 193. filolar da ilk jet filoları oldu.
Türkiye'nin 1952'de NATO'ya girmesiyle de pervaneli uçaklar hizmet dışına çıkarıldı, yerlerine jetlerin getirilmesi çalışmaları ise hızlandırıldı. Hava Kuvvetleri Komutanlığının imkan ve kabiliyetleri 1980'de envantere yeni jenerasyon uçaklarının girmesiyle yeni boyutlar kazandı. Türk pilotları bu tarihten itibaren yurt dışında birçok harekata katıldı.
- İlk akrotim ''Milli''
Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesindeki uçakların güçleri ve niteliklerinin artması, yetiştirilen pilotların üstün yeteneklerini de sergilemelerine fırsat sağladı. Türk Hava Kuvvetleri bünyesinde günümüzdeki modern ve ileri teknolojideki havacılık anlayışına uygun nitelikteki ilk akrotim "Milli" 1952'de kuruldu. Bunu sırasıyla "Uçan Kuğular", "Akrep", "Yarasalar", "Kartal" akrotimleri izledi.
Hava Kuvvetleri Komutanlığının "göz bebeği" konumunda olan Türk Yıldızları ise 1993'te kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil etmek, Türk Silahlı Kuvvetlerini tanıtmak, Türk Hava Kuvvetlerinin disiplin ve etkinliğinin anlatılmasına katkıda bulunmak, Türk halkının silahlı kuvvetlerine olan güven duygusunu pekiştirmek ve gençlerin havacılığa olan sevgisini artırmak amacıyla oluşturulan akrotim, dünyada 8 süpersonik uçakla gösteri yapan tek akrotim olma özelliğini taşıyor.
Türk Hava Kuvvetlerinin kuruluşun 100. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında ise gökyüzü yeni bir gösteri ekibiyle tanıştı. Türk Hava Kuvvetlerinin sahip olduğu modern ve yüksek performanslı F-16 uçağının kabiliyetlerini, kullanımı için gereken yüksek seviyedeki bilgi ve beceriyi izleyiciye bir gösteri şeklinde sunmak amacıyla Solotürk kuruldu. Solotürk, dünyanın F-16 uçakları ile gösteri yapan sayılı gösteri timleri arasında yer alıyor.
Türk Hava Kuvvetleri 107 Yaşında
Temelleri, Wilbur ve Orwille Wright kardeşlerin ilk motorlu uçağı havalandırmayı başarmalarından 8 yıl sonrasına dayanan Türk Hava Kuvvetleri kuruluşunun 107. yılını kutluyor