'Türk Sinemasında Yerel Kodlar Sempozyumu' Sona Erdi

7. Uluslararası Malatya Film Festivali Direktörü Köçer: 'Sektörel açıdan dünyada artık sözü edilen, ismi geçen, çeşitli uluslararası festivallerde ödül alan yapımlara imza atan bir ulusal sinema olmasına rağmen, sinemamızın kendine özgü bir bir dil geliştirememesi söz konusu' 'Türkiye'de ortaya çıktığından, Osmanlı toprağına ilk geldiği günden bugüne kadar sinemamızın hep bir aidiyet ve kimlik sorunu olageldi. Biz de dünyada bugünkü yükselişine rağmen Türk sinemasının özgün, biçimsel bir kıvam yakalayamamasını bu eksikliğe bağlıyoruz'

Malatya Büyükşehir Belediyesince düzenlenen 'Türk Sinemasında Yerel Kodlar Sempozyumu' sona erdi.

7. Uluslararası Malatya Film Festivali kapsamında düzenlenen sempozyuma ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Festival Direktörü Suat Köçer, iki gün süren sempozyumun oldukça verimli geçtiğini belirtti.

Köçer, 5 oturumda 25 konuşmacıyı ağırlayan sempozyumda, Türk sinemasının tarihini, yerlilik ve yerellik kavramı etrafında ele aldıklarını aktararak, 'Sektörel açıdan dünyada artık sözü edilen, ismi geçen, çeşitli uluslararası festivallerde ödül alan yapımlara imza atan bir ulusal sinema olmasına rağmen, sinemamızın kendine özgü bir bir dil geliştirememesi söz konusu.' dedi.

Bu anlamda en önemli kavramın 'yerlilik' olduğunu kaydeden Köçer, 'Çünkü, Türkiye'de ortaya çıktığından, Osmanlı toprağına ilk geldiği günden bugüne kadar sinemamızın hep bir aidiyet ve kimlik sorunu olageldi. Biz de dünyada bugünkü yükselişine rağmen Türk sinemasının özgün, biçimsel bir kıvam yakalayamamasını bu eksikliğe bağlıyoruz. Sempozyumda, Türk sinemasının dünyada kendisine özgü bir yer edinememe meselesini yerlilik ve yerellik üzerinden tartışmayı, bir yandan geçmişi sorgulayıp, muhasebe etmeyi amaçladık, diğer taraftan da bugünü anlama ve Türk sinemasının sorunlarını konuşma imkanı bulacaktık. Ayrıca Türk sinemasının geleceği için çeşitli önermeler, tavsiyeler ve uyarılar ortaya koymayı planladık bu sempozyumda.' değerlendirmesinde bulundu.

Suat Köçer, ilk oturumda konuya en başından başladıklarını dile getirerek, şunları aktardı:

'Yerlilik ve yerellik kavramlarının ne olduğu, aynı kavramlar mı yoksa birbirinden farklı kavramlar mı olduğunu tartıştık. Türk sinemasının 1950'lere kadar olan dönemle birlikte ulusal tarih tezini tartıştık. Çünkü sinema, ülkenin toplumsal hareketleri, politik-siyasi hareketliliği ile paralel geliştiği için, o dönemin politik, siyasi ortamını görmemiz gerekiyordu. Dolayısıyla bu tezi irdeledik. Hemen ardından da 1952'de 'Kanun Namına' filminde 'Sinemacılar Dönemini' başlatan ve yerlilik anlamında ilk özgün filmlere imza atan Ömer Lütfi Akad'ın sinemasındaki yerlilik düşüncesini tartıştık. Türk sinemasında yerlilik ve yerellik meselesini Prof. Dr. Kurtuluş Kayalı ele aldı. Ulusal tarih tezinden ulusal sinemaya geçişi ise Barış Saydam anlattı. Mesut Bostan da Lütfi Akad sinemasındaki yerlilik düşüncesini paylaştı.'

- 'Yeşilçam'da yerlilik arayışları tartışıldı'

Sempozyumun ikinci oturumda Yeşilçam'da yerlilik arayışlarının tartışıldığının altını çizen Köçer, 'Yerlilik bağlamında Kemal Tahir'in Türk sinemasına bıraktığı izi ben anlattım. Çünkü Türkiye'de yerlilik noktasında adına ne yaparsanız yapın mutlaka yolunuzun düşeceği bir duraktır Kemal Tahir. Türkiye'de sadece sinemada değil, yerlilik adına ilk ciddi soruları soran, bütün bir düşünce sistemi, politik tavır ve fikirsel fraksiyonlar bağlamında bunu kendine mesele edinen kişidir Kemal Tahir. Yönetmen Mesut Uçakan, sinemadaki manevi arayışları ve milli sinemayı anlattı. Hüseyin Etil, Yılmaz Güney sinemasına bir bakış attı ve 'Umut', 'Sürü' ve 'Arkadaş' filmlerini değerlendirdi. Yönetmen Nazif Tunç ise Halit Refiğ ve ulusal sinema kavgasını ele aldı.' diye konuştu.

Köçer, ilk gün Türkiye'nin yerlilik konusunda hangi süreçlerden geçtiğini, hangi yönetmenlerin bu konuda ürünler verdiğini ve bu sürecin nasıl işlediğini tartıştıklarını vurgulayarak, ikinci gün oturumlarına ilişkin şu bilgileri verdi:

'Üçüncü oturumda, teori ile pratik arasında yerlilik ve yerelliği tartıştık. Öğr. Grv. Dr. Yusuf Ziya Gökçek, Türkiye'de sinema araştırmaları ve yerlilik meselesini anlattı. Bu konuda ne tür bir envantere sahip olduğumuzu araştırdı bizler için derledi. Öğr. Grv. Meltem İşler Sevindi ise Türk sinemasında yerellik bağlamında Ayşe Şasa örneğini ele aldı. Çünkü Ayşe Şasa hem yerlilik kaygılarını taşıyan, hem de aşkın manevi boyutunu kendisine mesele edilen önemli bir senaristti. Yönetmen Derviş Zaim de sinemada biçim ve geleneksel sanatın yansımalarını değerlendirdi. Derviş Zaim geleneksel sanatları sinemaya taşıma noktasında bir iddiaya sahip. 'Cenneti Beklerken', 'Nokta', 'Filler ve Çimen', son olarak da 'Rüya' filminde, geleneksel sanatlarla sinema arasında bir bağ kurarak yerlilik arayışını denedi.'

- 'Türk sineması için 1990 sonrası çok önemli'

Türk sineması için 1990 sonrasının çok önemli olduğunun altını çizen Köçer, 'Çünkü Eşkıya filmiyle birlikte, 1990'ların ortalarında yeni Türkiye sineması başladı. Yeni Türkiye sinemasının, yerlilik anlamında eskilerden ne denli etkilendiğini ve kendisine nasıl bir tecrübe oluşturduğunun cevaplarını aradık. Hilal Turan, 'Taşraya İçeriden Bakmak: Ahmet Uluçay Sineması' konulu sunumuyla, Ahmet Uluçay'ın sinemasına göz attı. Arkasından Reis Çelik, halk edebiyatı ve destan geleneğinin sinemadaki karşılığını ele aldı.' ifadelerini kullandı.

Festival direktörü Köçer, sempozyuma konuk olan yönetmen, senarist Atalay Taşdiken'in ise Türk sinemasında yerellik kavramını değerlendirerek, eleştirel bir bakış getirdiğini ifade etti.

Kapanış oturumunda da İran sinemasının ele alındığına dikkati çeken Köçer, şöyle devam etti:

'İran sineması kendi yerel kodlarını sinemasına taşıması konusunda dünyanın çok iyi örneklerinden biri. İran sineması bu tecrübeyi nasıl edindi ve nasıl bu kıvama geldi? Türk sineması İran'dan bakınca nasıl görünüyor? Mecit Şeyh Ensari ile bunu konuştuk. İran sineması üzerine çalışmaları olan Rıza Oylum da İran sinemasında taşra ve taşranın temsili konusunu, Türk ve İran sinemasından örneklerle karşılıklı analiz ederek, iki ülke sinemasının yerliliğe bakışını bazı filmler üzerinden değerlendirdi.'

Köçer, Türk sinemasının kronik sorunlarından biri olan yerellik kavramına kapsamlı ve zengin bir içerikle eğilen sempozyumun festival kapsamında olduğunu ancak festivalden önce gerçekleştirildiğini sözlerine ekleyerek, bu anlamda cesur bir sempozyum olduğunu aktardı.

Yapılan sunumların kitap haline getirileceğini de vurgulayan Köçer, 'Türk Sinemasında Yerel Kodlar' başlığıyla yayımlanacak kitabın yabancı dillere de çevrilerek 7. Malatya Uluslararası Film Festivali'nde katılımcılarına armağan edileceğini söyledi.

Festival, 9-16 Kasım arasında sinemaseverlerle buluşacak.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile