Türkiye’de Son 10 Yıldır Kavram Kargaşası Yaşanıyor

Türkiye’de Son 10 Yıldır Kavram Kargaşası Yaşanıyor

Kardiyolojide kullanılan yeni tedavilerle ilgili bilgiler veren Türk Kardiyoloji Derneği Gelecek Dönem Başkanı, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Şahin, her hastaya farklı, kişisel tedavinin daha uygun olduğunu vurguladı.

Kapak değişimleri, aort kapağına ameliyatsız değişim yapılması, mitral kapağını ameliyatsız mandallama denilen klips takılması işlemlerinin, kalp damarı ameliyatları için artık ameliyatın yerini tutabilecek ölçüde olduğunu belirten Türk Kardiyoloji Derneği Gelecek Dönem Başkanı, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Şahin,

“Çok iyi stentler kullanarak ameliyatsız çözümler bulunması ve bugün artık ana koroner damarlara da artık stentle çözüm bulunuyor. İki ve üç damar tıkalı olan hastalarında eskiden bypass uygulanırken şimdi ameliyat yerine ameliyatsız çözüm stentle tedavi şansı bulunabiliyor” dedi.

“YÖNTEME, EKİP KARAR VERMELİ”

Ancak bu işlemlerin herkes için uygun işlemler olarak algılanmaması gerektiğini de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Mahmut Şahin, “Hekim, hastanın testlerini yapıp, anjiyosunu çekip ondan sonra kılavuzlar doğrultusunda, son bilimsel gelişmeler doğrultusunda ve kendi merkezinin imkanlarına bakarak, kalp ekibiyle buna karar vermeli. Bu tür hasta durumlarını belirleyip hastaya göre tedavi seçeneğini ortaya koymak lazımdır. Sadece stent, sadece bypass veya sadece balon gibi bir yaklaşım, her hasta için doğru değil. Her hastanın doğrusu farklı olabilir” ifadelerini kullandı.

Günümüzde daha çok hastaya, daha düşük riskli tedaviler yapıldığını, bypass yerine balon ve stentin daha çok uygulandığına dikkat çeken Prof. Dr. Mahmut Şahin, şunları kaydetti:

”Artık ameliyat şansı olmayan veya ameliyatı yüksek riskli olan hastalara aort kapağı değişimi kasık damarından girilerek yapılıyor. Ameliyat şansını kaybetmiş ya da yine ameliyatı çok riskli, mitral yetersizliği hastalarına mandallama dediğimiz mitral klip yöntemiyle çözüm bulunabiliyor. Bunlar son yıllarda kardiyolojinin giderek yoğun kullanılan trendleridir.”

“HER UZMAN KENDİ ALANINDA VE BİLİMSEL AÇIKLAMALAR YAPMALI”

Hastaların, medyadaki bazı ‘magazin haberi’ şeklinde verilen beslenme önerileri, zayıflama önerileri, kolesterol tartışmalarını çok dikkate almamalarını, bu konuda daha çok bilimsel açıklamalara kulak vermelerini öneren Prof. Dr. Mahmut Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Beslenme konusunda en iyi açıklamayı yapacak olanlar diyet uzmanlarıdır. Ben kardiyoloğum ve kendimi kalp konusunda yeterli ve yetkili görürüm, kalkıp da beslenmeden egzersize, hava durumundan seyahat tıbbına kadar her konuda açıklama yapmak uygun değil. Herkes uzmanlık alanına göre açıklama yaparsa daha doğru olur. Bazı medyatik hekim arkadaşlar var, maalesef her konuda fikirleri var, her konuda söz söylüyorlar, kendilerine kaynak olarak bazı literatürden örnekler veriyorlar, bunlar çok doğru değil. Literatürde bir şeyin çıkması, her zaman doğruyu göstermiyor. Yani, bilimde doğrular çok farklı olabiliyor. Onun için yetkili ve yeterli kişilerin ya da kurumların açıklamalarını dikkate almak gerekir.”

“BİLİM DÜNYASININ İKİYE BÖLÜNDÜĞÜ YOK”

Türkiye’nin son 10 yıldır bu konuda ciddi bir kavram kargaşası yaşadığını, hastaların kafasının karıştığını, kolesterol ilaçlarını bırakan hastaların olduğunu belirten Prof. Dr. Mahmut Şahin, “Şeker konusunda ciddi derecede kafa karışıklığı oluşmuş durumda. Bilim dünyası ikiye bölündü gibi haberler de çıkıyor. Bilim dünyasının ikiye bölündüğü yok aslında. Bilim dünyasının bir tarafında bilimsel zeminde kalan onbinlerce insan var. Diğer tarafında ise 3-5 tane aykırı düşünceye sahip insan var. Bu bölünmüşlüğü göstermez” dedi.

“FİKİRLERİN ÇOĞU BİLİMSEL DEĞİL”

Bu konuda bu kişilerle tartışmak istemediklerini de vurgulayan Prof. Dr. Mahmut Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:

”Çünkü konuşmaların yeri kongreler, bilimsel oturumlarda bu tür şeylerin bilimsel düşüncelerin, kanıta dayalı olarak tartışılması gerekir. Farklı düşüncesi olan arkadaşlar gelsinler, kongrelerde tezlerini savunsunlar, çalışmalarını ortaya koysunlar. Yoksa, basında veya televizyonda çıkıp, hazır ekranın karşısındayken her türlü şahsi düşüncesini kamuoyuna aktarmak çok kolay. Aykırı bir şeyler söylediğinizde bu daha da ilgi çekici oluyor. Haber değeri de belki daha çok oluyor ama aykırı fikirlerin çoğu bilimsel değil. Bilimsel olmayan açıklamaları da kamuoyuna, hastalarımıza aktaramayız. Doğru zeminde kalmamız lazım.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile