TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Çırağan Sarayı'nda toplandı. Toplantının basına açık bölümünde konuşan Ümit Boyner, ağırlıklı olarak terörle mücadele sürecini değerlendirdi. Terör saldırılarının yeniden tırmanmasının ülkeyi güç durumda bıraktığının altını çizen Boyner, konuyla ilgili şunları ifade etti:
"Terörle mücadele kararlılıkla sürdürülmelidir. Ancak bu mücadele tüm vatandaşların temel hak ve özgürlüklerinin korunacağı, tehlikeli fay hatlarının harekete geçmemesi için azami dikkatin gösterildiği bir ortamda yapılmalıdır. Bunları talep ediyoruz zira Türkiye'nin giderek zihinlerde etnik temelde bölündüğü, böyle bir ruh halinin sinsice toplumun kılcal damarlarına nüfuz etmeye başladığı kaygısını yüreğimizde taşıyoruz. Türkiye'nin nasıl olup da PKK'nın kontrol ettiği bir eylem planına uymak zorunda kaldığının, İmralı'nın ya da Kandil dağında oturan ve varlık sebeplerini savaşı sürdürmekte bunların ne olup da terörün ritmini tayin edebildiğinin bize anlatılması gerektiğine inanıyoruz. Gencecik çocukların neden öldüklerinin muhasebesinin şeffaf bir şekilde yapılmasını talep ediyoruz. Ölenler bizim canlarımızdır."
Bu konuda siyaset sınıfının kendi işini yaparken sivil toplum örgütlerinin de harekete geçmesi gerektiğini atlana Boyner, şöyle konuştu:
"Biz de boş durmamalıyız. Bu zamanda sivil toplumun tüm barışçı unsurlarının bir araya gelmesi artık elzemdir. Toplumsal birliğimizi sağlayacak adımları biz sivil inisiyatifi harekete geçirerek, her kesimden sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte şiddeti kesinkes reddeden bir platformda ortak çözümler aramaya başlamalıyız. Şiddete karşı, terörün mantığına karşı yek vücut direnmeliyiz. Bu direnci duru, net söylemlerimizle, barışçıl duruşlarla pekiştirmeliyiz Kısacası hayatlarımızı, geleceğimizi, dirliğimizi şiddetseverlerin eline rehin vermemeliyiz."