Ayrık otlarının temizliğine başlandığını da belirten Pazarcı, düşüncelerini şu biçimde dile getirdi.
Ayrık otu temizlemek için hiç uğraştınız mı bilmem. Öyle sıkıntı verirler, insanı öylesine uğraştırırlar ki anlatılması zordur...
Çok sinsi gelişirler, çevreyi bir anda sararlar. Başka bitkilere kesinlikle hayat hakkı tanımazlar. Etrafını çevirir, sıkar ve boğarlar.
Asıl güçlü bağlantıları yerin altındadır. Kazdıkça yenisi çıkar, deşeledikçe daha karmaşık bağlantılarla karlılaşırsınız.
Geç kalırsanız işiniz zordur.
Müsamaha ederseniz, biraz boş verirseniz büyük sıkıntı çekersiniz. Çok zor temizlersiniz.
Temizleseniz dahi, çevreye verdikleri zarar büyük olur.
Tıpkı yasa dışı örgütlere benzerler.
Çevrelerini sıkıştırır, sindirirler. Asıl hedefleri de zaman içinde yok etmektir.
* * *
Dün Türkiye'de yaşananlar, ayrık otu temizliğine benziyor!
Öyle ya da böyle gösterilere katılan, samimi duygularla sokağa çıkan halk kitlelerinin çoğu çekildi. Geride ayrık otları kaldı.
Şimdi onların temizliği yapılıyor!
Çünkü...
Resmi ve özel araçları tahrip ettiler, devirip yaktılar. Kamu mallarını talan ettiler. Esnafın dükkanlarına girip yağmaladılar.
Kamu düzenini bozdular. Halkın hareket alanını kısıtladılar. Milletin can ve mal güvenliğini tehdit eder hale geldiler. Artık yolları kesiyor, insanları sıkıştırıyor, zaman zaman saldırgan tavırlar sergiliyorlar.
Geceleri barikatlar kurularak yollar trafiğe kapatılıyor. Sokak ve caddelerde lastikler yakılıyor. Dört bir yana korku havası yayılmaya çalışılıyor. Büyük şehirlerde halk geceleri sokağa çıkmaktan korkar halde.
Bazı bölgelerde öylesine bir barbarlık sergileniyor ki...
Çocuk parkları bile yağmalandı.
Minicik yavruların hakları dahi gasp edildi.
"Hak arayışı" diye başlatılan olaylar tam bir vandallığa dönüştü.
Ortaya çıkan görüntü kirliliği de cabası!
* * *
Dün sabah Taksim'de yaşananları bir süre canlı olarak izledim...
Orada halk yoktu. Ellerinde taşıdığı bayraklarla yasa dışı örgütler vardı.
Kurdukları barikatların ardından polise taşlar, molotof kokteylleri ve havai fişeklerle saldırdılar. Kendilerine müdahale eden bir polis aracını yaktılar.
Görüntüler o kadar çarpıcıydı ki, eylemleri başından beri destekleyen basın organları bile hakkı teslim etmek zorunda kaldılar:
"Marjinaller direniyor!" Şimdi "Polis de müdahale etmeseydi" diyenler çıkabilir.
Yok öyle şey! Türkiye, canı isteyenin barikat kurup yol kestiği bir Afganistan değil. Herhangi bir batılı ülke bu tür olaylar karşısında ne yapıyorsa, Türkiye de onu yapmak zorunda. Medeni bütün ülkelerde geniş halk kitlelerinin çıkarları, marjinal örgütlerinin insafına terk edilmez.
Çevreye zarar veren ayrık otlarını temizlemek, polisin en temel görevi!
* * *
Dün, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hükümet'e bir çağrı yaptı:
-Demokrasilerde halkı dinleyeceksin.
Çok doğru. Demokrasiler, marjinal bazı gruplara değil, halk çoğunluğuna dayanır. Demokrasilerde azgın azınlıklar halkın çoğunluğunu esir alamaz.
Ama bizde tersi oluyor!
Sokaklarda yasa dışı eylemler sergileyerek geniş halk kitlelerini sindirmeye ve baskı altına almaya çalışanlar, kalkıp demokrasi dersi vermeye çalışıyor. "Ayrık otları" da demokrasi nutku atıyor!
Oysa, demokrasi sandıkla olur. O sandık da yakında milletin önüne gelecek. Herkesin saçı işte o zaman önüne dökülecek!
Ayrık otu temizliği mi başladı?
Gezi Parkı protestolarında samimi duygularla sokağa çıkanların evlerine çekildiğini bugünkü yazısında dile getiren Takvim yazarı Emin Pazarcı, geride ayrık otlarının kaldığını vurguladı.