Burhan Kuzu: Kenan Evren’e Verilecek En Güzel Cevap Sivil Bir Anayasadır

Kuzu, “Kenan Evren ve arkadaşlarına verilecek en güzel cevap sivil bir anayasa yapmaktır.” dedi.

Boğaziçi Avukatlar Derneği tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Uluslararası Hukuk Kongresi sonrasında Burhan Kuzu, gazetecilerin soruları cevaplandırdı. İÜ tarafından 1983 yılında Kenan Evren’e verilen fahri profesörlük konusu sorulan Kuzu, o yıllarda kendisinin üniversitede asistan olduğunu belirtti. Kuzu, o dönemde oy haklarının olmadığını ve fakültenin yetkili kurumlarının bu unvanı verdiğini belirtti. Kuzu, konuyu profesörlük unvanı değil de hukuk doktorası diye hatırladığını ifade etti. Kuzu, “Fahri profesörlük diye bir unvanın dünyada örneği yoktur. Fahri doktoradır o. Sonuçta aynı kapıya çıkar. Bu elbette ki yanlıştır. Bugün geri alınması elbette ki mümkündür ama mahkemeye dava açılmış şeklinde yansıdı. Mahkeme onu alamaz. Mahkemeyle alakalı bir konu değil. Onu ancak fakültenin kendi ya da üniversite yönetim kurulu geri alabilir. İdari olarak geri alabilir bunun için herhangi bir engel yok.” dedi.

Burhan Kuzu, bunun yanı sıra yapılacak işin yeni bir anayasa olması gerektiğine dikkat çekerek, “Kenan Evren ve arkadaşlarına verilecek en güzel cevap sivil bir anayasa yapmaktır. Onun önüne koymaktır. O en büyük cevap olsa gerek. Toplum bakımından bu daha anlamlı olur.” diye konuştu.

Anayasa çalışmalarının kısalığı konusunda ki soruları cevaplayan Kuzu, süre konusunda kısalık uzunluk olmadığını söyledi. Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın bir temennide bulunduğunu hatırlatan Kuzu, “Bu ne kuraldır, ne kanundur. Bu 6 ay olur, 9 ay olur, 1 yıl olur. Bu belli bir süre içinde olmalıdır. O nu anlatmaya çalışıyoruz. Bunun ucu açık, bir gün bitiririz hele bir çıkalım dersek bu olmaz. O açıdan bizim muhalefete çağrımız belli bir süre içinde bitirelim. Mesele hedefe kilitlenmek ve onun bitmesi için çalışmaktır. Belli bir sürede bitmelidir. Çünkü 2 sene sonra mahalli seçimler süreci başlıyor. Eğer bu metin referanduma giderse mahalli seçim döneminde böylesine hayırlı bir iş şerre döner diye korkuyoruz. Acelenin tek sebebi budur başka bir gerekçemiz yok.”