Yürütülen soruşturma kapsamında, Can Holding ve ilişkili 121 şirkete ait banka hesaplarında 2020-2021 yılları arasında toplam 88 milyar TL'lik kaynağı belirsiz finansal hareket tespit edildi. Rapora göre, ticari işlemler ile suç gelirleri birbirine karıştırılarak yasal sistem içerisine entegre edildi.
Mahkeme kararında, Remzi Sanver'in örgütün amaçları doğrultusunda lider ya da yöneticilerle fikir birliği içinde hareket ettiği belirtildi.

Kenan Tekdağ'ın Rolü ve Medya Satın Alımı
Mehmet Kenan Tekdağ'ın, örgütün medya yapılanmasından sorumlu olduğu, Can Ailesi ile irtibatlı ve iltisaklı olduğu tespit edildi. Tekdağ'ın geçmişte Park Holding bünyesinde üst düzey görevlerde bulunduğu; Show TV ve Habertürk TV gibi medya kuruluşlarının Can Yayın Holding'e devrinin ardından da Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevine devam ettiği kaydedildi.
Kararda, Tekdağ'ın, şüpheliler Kenan Can, Murat Can ve Mehmet Şakir Can hakkında kamuoyunda olumsuz bilgiler bulunması nedeniyle, PR çalışmalarıyla bu algıyı değiştirme girişiminde bulunduğu ve bu amaçla 'Ciner Medya Grubu' olarak bilinen yayın grubunun satın alınmasına yöneldikleri ifade edildi.

Medya Üzerinden Meşrulaşma Stratejisi
Ciner Medya Grubu'nun el değiştirmesi, savcılık tarafından finansal güç elde etme, siyasal etki sağlama ve kamuoyu kontrolü kurmaya yönelik stratejik bir hamle olarak değerlendirildi.
Kararda, Can Holding'in medya sektörüne girerek hem kamuoyundaki etkinliğini artırmayı hem de mevcut ekonomik gücünü meşrulaştırmayı hedeflediği vurgulandı. Bu süreçte Kenan Tekdağ ile Can Grubu'nun çıkar birliği içinde hareket ettiği belirtildi.
Tespitlere göre Tekdağ, doğrudan finansman sağlamak yerine, para akışını yönlendiren, ilişkileri organize eden ve Can Ailesi'nin görünürlüğünü minimize eden bir aracı rolü üstlendi. Bu konumuyla hem medya grubunun alım sürecinde hem de sonraki işletme yapısında kilit aktör olduğu ifade edildi.



















