Cri Du Chat Sendromu Anadolu Üniversitesi'nde Konuşuldu

Cri Du Chat Sendromu Anadolu Üniversitesi'nde Konuşuldu

Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü’nün düzenlediği Cri Du Chat Sendromu (Kedi Miyavlaması Sendromu) konferansı, Öğrenci Merkezi Salon 2009’da düzenlendi.

Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Halil Diken ve Cri Du Chat Sendromu Derneği Başkanı Mehmet Erdoğan’ın da yer aldığı konferansta; akademisyenler öğrenciler ve sendromlu çocukların aileleri katıldı.

Konferansta Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü’nden Araş. Gör. Dr. Melih Çattık, “Cri Du Chat Sendromlu Çocukların Dil, İletişim ve Sosyal Beceri Özellikleri”, Arş. Gör. Uğur Onur Günden, “Cri Du Chat Sendromlu Çocuklarda Doğal Öğretim”, Araş. Gör. Esin Pektaş Karabekir ve Araş. Gör. Şerife Şahin, “Cri Du Chat Sendromlu Çocuklarda Davranış Yönetimi”, Doç. Dr. Ramazan Akdoğan “Cri Du Chat Sendromlu Çocuk Ailelerinin Yaşadıkları Psikolojik Süreçler” başlıklı konuşmalarını gerçekleştirdiler.

“Bu alanda Türkiye’nin ilk ve tek enstitüsüyüz”

Açılış konuşmasını gerçekleştiren Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Halil Diken: “Erken müdahaleye odaklanan, Türkiye’deki üniversiteler düzeyinde engelliler üzerine araştırma yapan, Türkiye’de ilk ve tek olan enstitümüzün bu sene 25’nci yılıdır. Eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerinin yanında; toplumsal farkındalık oluşturmak için pek çok sivil toplum kuruluşu ile birlikte yıl içinde bunun gibi etkinlikler düzenliyoruz. Bugün gerçekleştirdiğimiz de bu etkinliklerden birisidir. Aslında bu etkinlik, yıl içinde Cri Du Chat sendromu bağlamında düzenlenen ikinci etkinliktir. Birincisinde tıbbi ve biyolojik alt yapı üzerine durulmuştu, burada da eğitim üzerine durulacak. Cri Du Chat sendromu olan bireyler, gelişimsel yetersizliği olan gruplardan biri. Dolayısıyla siz öğrenciler için bilgilendirici bir durum olacak. Öncelikle dernek başkanına ve diğer sunum yapacak değerli arkadaşlarıma, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Umarım faydalı ve verimli bir çalışma olur” dedi.

“Farkındalık çalışmaları ile Cri Du Chat sendromunu hatırlatmaya çalışıyoruz"

Cri Du Chat Sendromu Derneği Başkanı Mehmet Erdoğan ise konuşmasında; derneği bu yıl kurduklarını dile getirdi. Mehmet Erdoğan konuşmasının devamında şunları söyledi:

“Dernek öncesinde de burada bir konferansımız olmuştu. Anadolu Üniversitesi ile üçüncü farkındalık çalışmamızı yapıyoruz. Şuanda Cri Du Chat sendromlu Türkiye’de 64 çocuğu takip ediyoruz. Bu çocukların bilimsel verilerinin bir çatı altında toplanması, değerlendirilmesi aşamasında bilimsel kurulumuzun yapmış olduğu bir çalışma var ve yakında ilan edilecek. Biz de bu arada farkındalık çalışmaları yaparak siz öğrenci kardeşlerimize bu unutulmuş, geçmişte imkânlarının kısıtlı olmasından dolayı teşhis konulamayan bu sendromu, siz geleceğin öğretmenlerine ve tıp doktorlarına hatırlatmaya çalışıyoruz.”

“Konferans ile eğitim ayağına dikkat çekmek istedik”

Konuşmasında Cri Du Chat sendromlu çocuklar hakkında bilgi veren Araş. Gör. Dr. Melih Çattık ise konuyla ilgili şunları söyledi: “Cri Du Chat sendromlu çocuklar üzerine geçen nisan ayında bir etkinlik daha düzenledik. Bu etkinlikte daha çok işin genetik ve kalıtımsal kısmına odaklandık ve Osmangazi Üniversitesinin öğretim elemanları gelip sunum yaptılar. Bir de bu işin eğitim ayağı var. Biz de dedik ki, eğitim ayağına değinelim. Öyle olunca Engelliler Araştırma Enstitüsü öğretim elemanlarının desteği ve Cri Du Chat Sendromu Derneğinin iş birliği ile bir etkinlik düzenledik. Bu etkinlikte daha çok bu çocukların bilişsel ve sosyal özellikleri, bu çocuklara davranış yönetimi nasıl sağlanır ya da bu çocuklara sahip ailelerin geçirdikleri psikolojik desteklerle ilgili bir sunum planladık.”

"Bütün çocuklar aynı düzeyde gecikmeye sahip olmuyor"

Araş. Gör. Dr. Melih Çattık “Cri Du Chat Sendromlu Çocukların Dil, İletişim ve Sosyal Beceri Özellikleri” başlıklı sunumunda ise dikkat çektiği konular hakkında şunları söyledi: “Cri Du Chat sendromlu çocukların fiziksel yetersizlik ve anomalilerin yanı sıra dil ve konuşma bozuklukları da yaygın bir şekilde görülmektedir. Bu çocuklar iletişim becerilerinde, alıcı ve ifade edici dil becerilerinde, sesletim becerilerinde ve sözcük dağarcığı kapasitelerinde bozukluklara sahip olabiliyorlar. Bu bozuklara baktığımızda genellikle bebeklik döneminde sıkıntılar oluşuyor. Çocukluk dönemine geçtiğimizde de iletişim becerilerinde bir gecikme ile kendini gösterebiliyor. Bu gecikme durumu yani bir çocuk Cri Du Chatlı diye bütün çocuklar aynı düzeyde gecikmeye sahip olmuyor. Hepsi sahip oldukları zihinsel yetersizlik düzeyine paralel olarak farklı düzeylerde etkileniyorlar. Bu çocuklar neden farklı farklı özelliklere sahipler, bu duruma bakıldığında genetik farklılıklar ve çevresel faktörler neden olabiliyor.”

"Her çocuk uygun fırsatlar ve deneyimlere sahip olmalı"

Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü öğretim elemanı Araş. Gör. Uğur Onur Günden, “Cri Du Chat Sendromlu Çocuklarda Doğal Öğretim” başlıklı konuşmasında doğal üretim sürecinin çok uzun bir süreç olduğunu söyledi.

Günden, şöyle konuştu: “Bizim çocuklarımızın yetersizliği var; ama şunu da biliyoruz ki her çocuk; uygun fırsatlar, uygun deneyimler sergilendiğinde bunu öğreniyor ve bunu günlük hayatına yansıtabiliyor. Dolayısıyla bugün doğal üretim sürecini gün içerisine nasıl yayabiliriz, gün içerisinde nitelikli davranışlarını nasıl sergileyebiliriz, strateji tekniklerini nasıl kullanabiliriz, bunlar üzerine bir konuşma gerçekleştireceğim. Çocuklarımız, gün içerisinde bizimle geçirdiği vakitlerin çoğunda öğrenmeye açıklar. Öğrenme dediğimiz şey sadece okul ve öğretmen bağlamındaki süreçler içerisinde olan bir durum değil. Ebeveynler, veliler gibi birincil bakıcılar aslında öğretmen niteliklerine sahipler. Çocuğumuz vaktinin haftalık 10-15 saatini ebeveynle geçirmekte. Dolayısıyla doğal üretimdeki amaç; gün içerisindeki rutin, geçiş ve etkinlik dediğimiz üç farklı durumun öğretme faaliyeti olarak kullanılması ve buradaki öğretme faaliyetlerinde çocuklar için uygun ve anlamlı doğal girdilerin sağlanması olarak tanımlanabilir.”

“Davranış problemleri eğitimcilerin en zorlandığı şey"

Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü Öğretim Elemanlarından Araş. Gör. Esin Pektaş Karabekir ve Araş. Gör. Şerife Şahin’in “Cri Du Chat Sendromlu Çocuklarda Davranış Yönetimi” adlı sunumlarında, Araş. Gör. Şerife Şahin şunlardan bahsetti: “Biz davranışları, uygun olan ve uygun olmayan diye ikiye ayırıyoruz. Uygun olan davranışlar görmekten hoşlandığımız, istediğimiz ve toplumsal olarak bizi memnun ettiğini düşündüğümüz davranışlardır. Bazen uygun olarak düşündüğümüz davranış uygun olmayabilir. Bu anlamda etkili ve eğitimli bir göze ihtiyacımız olabiliyor. Uygun olmayan davranışlar, biz buna özel eğitim literatüründe problem davranışlar diyoruz. Kültürel normlarımıza uygun olmayan davranışları uygun olmayan davranış olarak kabul ederiz. Bireyin kendisine ve çevresine zarar verici davranışlara da uygun olmayan davranışlar deriz. Bizim için önemli olan kısmı budur. Uygun olmayan davranışlar bireyleri nasıl etkiler? Aslında bireyin davranışları, bir kartopu gibi herkesi etkiliyor. Bireyin gelişimini olumsuz yönde etkiliyor. Kendisine ve çevresine zarar verme durumu, çeşitli enfeksiyonlar, duyu kayıpları gibi şiddetli olabiliyor.”

Esin Pektaş Karabekir ise, “Bireyin kendisine ve başkasına zarar vermesi aslında zamanla onun dışlanmasına da neden olacak. Dışlanma dediğimiz şey; sosyal akranlarından dışlanma, sosyal toplumda kabullenmeme. Bu da doğal olarak çocuğun faydalanması gereken uyaranlara maruz kalacağından en temelde çocuğun gelişimini olumsuz etkileyecek.” diye konuştu.

"Sağlıklı ebeveynler çocuklar gelişimi için önemli"

Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Ramazan Akdoğan’ın “Cri Du Chat Sendromlu Çocuk Ailelerinin Yaşadıkları Psikolojik Süreçler” hakkında sunumunda ise, şunları belirtti : “Çocukların eğitilmesi, yaşama katılmaya çalışması son derece anlamlı bir şey; ama bunun olabilmesi için sağlıklı ebeveynlere ihtiyaç var. Ebeveynlerin yaşamış oldukları sorunların hiçbir şekilde görmezden gelinmemesi gerekiyor. Bu bir farkındalık çalışması, böyle bir sorunun var olduğu ile ilgili aslında. Hem öğrencilerimizi hem velilerimizi hem de toplumu biraz haberdar kılmaya çalışıyoruz. Özel gereksinimli ebeveynlerle çalıştım. Ebeveynlerin psikolojik sağlıkları bazen doğrudan bazen de dolaylı olarak çocuklarında gelişimini etki ediyor. Ebeveynlerin psikolojik sağlık sorunlarını da son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Ama ebeveynler olarak iyi olduğunuzda çocuklarınıza olan katkınızda dolaylı olarak artacak.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile