'dileriz Silahlar Susar, Çünkü Silah Her Şeyin Kimyasını Bozuyor'

'dileriz Silahlar Susar, Çünkü Silah Her Şeyin Kimyasını Bozuyor'

Akil Adamlar İç Anadolu Grubu Temsilcisi Ahmet Taşgetiren, silahın her şeyin kimyasını bozduğunu belirterek, bu bağlamda Türkiye’nin bu sancıyı, kan sürecini aşması gerektiğini söyledi.

Taşgetiren, “Dileriz sonunda silah susar, devreden çıkar. Sadece devletin meşru silahlı gücü kalır. Silah ülkenin, siyasetin hukukun, toplumsal ilişkilerin kimyasını bozuyor. Silahın devreden çıktığı, herkesin düşüncesini özgürce açıklayabildiği, demokratik çerçevenin genişlediği ve hepsinin meşru toplum zemininde siyaset zemininde kotarıldığı bir Türkiye ortamı dileriz ki gerçekleşir.” dedi.

Akil Adamlar İç Anadolu Grubu, çözüm süreci ile ilgili sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve kanaat önderleri ile fikir alışverişinde bulunmak üzere geldiği Eskişehir’de gazetecilerle bir araya geldi.
Türkiye’nin hassas bir süreçten geçtiğinin altını çizen grup temsilcisi Taşgetiren, bu sürecin Türkiye için hayati olduğunu vurguladı. “30 yıldır devam eden bir kan süreci var. Ülkenin doğusundan batısına verilen rakamlar ürkütücü. Bunlar da genellikle genç ölümler.” diyen Taşgetiren, her genç ölümün ulaştığı eve ateş düştüğünü kaydederek, şöyle konuştu: “Onun uzantılarını dikkate aldığınızda ortaya acılar kümesi çıkıyor. Bu durmalı. Bu Türkiye’yi aşağıya çeken bir süreçtir. 400 milyar dolarlık bir ekonomik kayıptan söz ediliyor. Onu ihmal etseniz 40 bin can. Ayrıca duygusal anlamda birbirimizden kopma eğilimleri ortaya çıkıyordu. Bunun önlenmesi lazım. Türkiye’de birlik ve bütünlüğünün kaybetmemesi lazım.”

“Bu coğrafyada Türkiye son derece önemli bir ülke. Bir kutup yıldızı niteliğinde ülke. Bütün coğrafya yeniden yapılanıyor. Herkesin gözü bir anlamda Türkiye’ye bakıyor.” ifadelerini kullanan Taşgetiren, şöyle devam etti: “Türkiye bu sancıyı aşmalı. Bu kan sürecini aşmalı. Böyle bir süreçte iyi şeyler olur. Dileriz sonunda silah susar, devreden çıkar. Sadece devletin meşru silahlı gücü kalır. Onun dışında silah ülkenin kimyasını bozuyor. Siyasetin kimyasını bozuyor. Hukukun kimyasını bozuyor. Toplumsal ilişkilerin kimyasını bozuyor. Silahın devreden çıktığı, herkesin düşüncesini özgürce açıklayabildiği, demokratik çerçevenin genişlediği ve hepsinin meşru toplum zemininde, siyaset zemininde kotarıldığı bir Türkiye ortamı dileriz ki gerçekleşir. Böyle bir şeye katmış olacaksa bundan mutluluk duyacağız. Onun için çabalarımız var.”

"BİR ARADA YAŞAYAMAYAN TOPLUMA MİLLET, ULUS DENMEZ"
Grup üyelerinden Doğu Ergil de Türkiye’nin şu an en çok birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğunu dile getirdi. “Savaş diyoruz. Bu kelimeyi sevmiyoruz, yakışmıyor. Bizim gibi birliğinden, bütünlüğünden sürekli söz eden bir topluma yakışmıyor.” ifadelerini kullanan Ergil, “Buna çakışmazlık, uyuşmazlık diyelim. Çünkü çıkar çatışmaları olabilir. Her türlü konuda uzlaşmazlıklar olabilir. Neden doğar uzlaşmazlık ve çatışma? Bir arada yaşamayı becerememekten. Bir arada yaşayamayan topluma da millet denmez veya ulus denmez. Önce bir toplumsal zafiyet var ortalıkta giderilmesi gereken.” diye konuştu.

"BİR TOPLUMSAL ZAFİYET VAR, BUNU GİDERMEK HEPİMİZİN BOYNUNUN BORCU"
Türkiye’de siyasetçilerin en çok kullandığı iki kelimenin birlik ve beraberlik olduğuna dikkat çeken Ergil, sözlerini şöyle tamamladı: “Birliğin olduğu yerde zaten beraberlik vardır. Demek ki, eksik olan bir şey bu. Sürekli birlik ve beraberlik sözü kullanılıyor. Toplum olarak bu zafiyeti gidermek hepimizin boynunun borcudur. Giderilmemiş olmasını sorgulamalıyız. Barış, bir arada yaşama halinin olmaması bir yönetim zafiyeti mi? Yani farklılıkları çatıştırmadan, farklı grupların bir arada yaşatabilme becerisi. Tekniği buna uygun yasaları ortaya koyamamış olmak. Demek ki, bir toplumsal zafiyetimiz var, bir de yönetim zafiyetimiz var. Türkiye artık bu zafiyetlerle yaşamayı bırakmalı.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile