Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'ndeki İhale Soruşturması

Bir otelde düzenlenen basın toplantısına; AK Parti İl Başkanı Süleyman Reyhan, AK Parti Eskişehir Milletvekili Salih Koca, AK Parti Büyükşehir Belediyesi meclis üyeleri Ahmet Süzer, Zihni Çalışkan, Akif Çizmelioğlu, Tuncer Köküer ve Pınar Turhanoğlu katıldı.


Toplantıda konuşan Milletvekili Koca, seçilmiş olan birilerinin görevden alınmasının veya seçilmiş birine iftira atılmasının peşinde olmadıklarını kaydetti.

Adaletin tecellisi konusunda herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini ifade eden Koca, “Biz burada hakkın, hukukun, adaletin yanında olmaya çalışıyoruz ve bunları yaparken de bize kazancı veya kayıpları ne olur hesap etmiyoruz, bunu da bilmiyoruz. Biz adaletin, hakkın, hukukun peşindeyiz. Ayrıca adaletin tecellisi konusunda basın mensupları ve siyasiler başta olmak üzere herkesin elinden gelen her şeyi yapması gerekiyor” dedi.

Koca, 2009 yılı Büyükşehir Belediyesi Denetim Komisyonu çalışmaları sonucunda İmar A.Ş.’nin almış olduğu ihalelerde belediyeye çok yüksek fiyatlarla beton sattığına ilişkin tespitler yaptıklarını ve bu konuyu 22 Nisan 2010 tarihinde kamuoyu ile paylaştıklarını ve 26 Mayıs 2010 tarihinde ise suç duyurusunda bulunduklarını hatırlattı.

“BİRİM FİYATLARI VE KIRIM ORANLARI DİKKATE ALINDIĞINDA KAMU ZARARI 60 MİLYON TL CİVARINDA”
Bugün Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Büyükşehir Belediye Başkanı ve yetkilileri hakkında Eskişehir Cumhuriyet Savcılığı'nca "İhaleye fesat karıştırma", "Zimmet", "Edimin ifasına fesat karıştırma" suçlarından dolayı toplam 8 ihalede 11 davanın açılmış durumda olduğunu anlatan Koca, “Her bir dosyadan ve her suçtan dolayı ayrı ayrı cezalandırılmaları istenmektedir. Özellikle, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma ve zimmet suçları için kovuşturma izni alınmayacağı açıktır. İddianameye göre 28 milyon TL’nin altında kamu zararı olmadığı belirtilmekte ise de bu rakam, piyasa maliyet birim fiyatları ve kırım oranları dikkate alındığında bu zararın 60 milyon TL civarında olacağı aşikardır. Savcının iddianamelerinde, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde ihalesi yapılan ‘Eskişehir Kentsel Gelişim Projesi’nin beş etabı, ‘Masal Dünyası’ yapım işi, ‘Porsuk Çayı ve muhtelif kanallarda düzenlemeler yapılması’ yapım işi ceza yargılamasına konu olan dosyalardır. Yargılamada sanıklar arasında Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı, genel sekreterler, genel sekreter yardımcıları, daire başkanlarının şüpheliler arasında yer aldığı dosyalarda, savcılık aşamasında on ayrı birbiriyle uyumlu bilirkişinin raporunun aldırıldığı da açıktır” diye konuştu.

Koca, yasalara göre ihaleye fesat karıştırma suçu hususunda her bir dava dosyası için 5 ila 12 yıl hapis cezası, edimin ifasına fesat karıştırma suçu için 3 ila 7 yıl arasında hapis cezasının öngörüldüğünü hatırlatarak, iddianamede sahte faturalar için soruşturmaların devam ettiğini ve İmar A.Ş. için zimmet suçuna dönük soruşturmaların da devam ettiğini bildirdi.

“BU HUSUSUN KAMUOYU TARAFINDAN İYİ ANLAŞILMASI LAZIM”
Olayların kamuoyu tarafından doğru anlaşılması ve anlatılması gerektiğini aktaran Koca, “Ne ile karşı karşıya olduğumuzun daha net anlaşılabilmesi adına iddianamede de belirtildiği üzere, hiyerarşik yapı içerisinde hileli yöntemler kullanılarak şüphelilerin yolsuzluk ağı içerisinde rol üstlendikleri, hileli yöntem olarak 13 madde halinde yöntem sayıldığı, aralarında ‘hiyerarşi’ veya ‘ağabey’in varlığını çağrıştıran bir başka işaret olduğu, işledikleri suçlardan haksız kazanç elde ettikleri, suç işleme konusunda sürekliliğin bulunduğu, kamuya ve özel sektöre de nüfuz edildiği, kamu zararının oluştuğu açıktır. Bu hususun kamuoyu tarafından iyi anlaşılması ve anlatılması, suçu ve şüpheliyi öğrenen her vatandaş gibi bizlerin de millet adına sorumluluğu ve görevidir” ifadelerini kullandı.

“İDDİALAR KOMPLOYMUŞ GİBİ MEDYAYA TAŞINIRSA, BU İSLER TÜRK SİYASETİNİ ÇOK TEHLİKELİ BİR NOKTAYA TAŞIR”
Koca, yargılamanın siyasi gibi gösterilmesinin bırakılıp kamuoyunun sorumlu kişilerden hesap sorması gerektiğini söyleyerek, şöyle konuştu:
“İddianamelerin ortaya çıkmasıyla kamuoyunda bilgi kirliliği ve sanıkların kamuoyunu maddi gerçekler dışına yönlendirme çabası gözükmektedir. Yapmadık diyemiyorlar. Biz belediyeyi zarara uğratmadık diyemiyorlar da 'neden soruşturuluyoruz, neden yargılanıyoruz' diyorlar. Yargı bize erişemez diyen zihniyetin devamını burada da görüyoruz. Maddi vakıalar, özellikle yüksek bedelle beton satılması hususu hiçbir şekilde gündeme getirilmemeye çalışılmakta, kamuoyunun ilgisini bundan uzak tutma telaşı gözükmektedir. Sanki iddialar bir komploymuş gibi halkın önünde medyaya taşınırsa, bu isler Türk siyasetini çok tehlikeli bir noktaya taşır. Usulsüzlüklerin teşvik edilmesi bu islerin önünün açılması anlamına gelir. Bu nedenle bu yargılama siyasidir söyleminin bırakılıp kamuoyuna vergilerimizin nereye gittiğinin hesabı verilmelidir. Kamuoyu adına tüm bu iddialardan sonra bu görevi nasıl yürüteceğinin sorgulanması gerektiğini düşünüyoruz.”