İSMET KARAKAŞ - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin askeri kanadındaki planlayıcıları ve icracılarından oluşan sözde yurtta sulh konseyinin üyesi eski tuğgeneral Mehmet Partigöç, darbe bildirilerindeki imzasına ve sırt çantasında bulunan, "Canım eşim, seni gerçekten her şeyden çok sevdim. Ama bu başkaldırıyı yapmasaydım da beni hayatımın sonuna kadar hapse atacaklardı, beni affet." notuna rağmen örgüt talimatları doğrultusunda gerçekleri inkar etti.
Darbe girişiminin ardından bağımsız mahkemeler önünde hesap sorulmaya başlanan terör örgütü üyeleri, inkar politikalarına devam ediyor.
Haklarında elde edilen somut delillere rağmen FETÖ'nün talimatı ve yönlendirmesiyle gerçekleri inkar eden ve yalanlarını sürdürenlerden biri de olay tarihinde Genelkurmay Personel Plan Yönetim Daire Başkanı olan eski tuğgeneral Mehmet Partigöç.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ve sanıkları arasında sözde yurtta sulh konseyi üyelerinin de bulunduğu Genelkurmay çatı davasında yargılanan Partigöç, hakkındaki tüm delillere rağmen soruşturma aşamasında ve mahkemedeki savunmasında "FETÖ üyeliği" ve "darbe" suçlamasını kabul etmedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianameye göre Partigöç, 15 Temmuz'da "karargah sorumlusu" gibi hareket etti ve darbe başarılı olsaydı daha önce Türk Silahlı Kuvvetlerinin emir komuta zincirinde yer almayan "Genelkurmay 2. Başkan Yardımcısı" görevini icra edecekti.
Olay günü ilki saat 21.43'te bağlı birliklere gönderilen "Atama", "Katılışlar" ve "Sıkıyönetim direktifleri" başlıklı bildirilerin altında imzası bulunan iki isimden biri olan Partigöç, mahkemedeki 29 Mayıs 2017 tarihli savunmasında, altında imzasının bildirileri görmediğini ve mesajların çekilmesiyle ilgisinin bulunmadığını iddia etti.
Konuyla ilgili tanık olarak beyanda bulunan Mahmut Satun ise Partigöç'ün yalan söylediğini ortaya çıkardı. Satun, 15 Temmuz akşamı Partigöç'ün kendisine darbe bildirilerinin çekildiği sistem olan MEDAS'ı kullanmayı bilip bilmediğini sorduğunu, bilmediğini beyan etmesi üzerine Partigöç'ün yanından ayrıldığını kaydetti.
- Evinde "1 dolar" bulundu
Partigöç, soruşturma aşamasındaki beyanında, FETÖ yapılanmasına dahil olmadığı ve örgütü sadece medyadan duyduğu kadarıyla bildiği iddiasında bulundu. Darbe girişiminden sonra Partigöç'ün evinde yapılan aramada FETÖ üyeliğinin kanıtlarından kabul edilen 1 dolarlık banknotlar bulundu.
Söz konusu paranın örgütsel bir anlamı olmadığını öne süren Partigöç, savunmasında sırt çantasından çıkan 1 doların eşinin yurt dışı gezisinden kaldığını ileri sürdü ve ilkokul birinci sınıfa giden kızının annesinden aldığı parayı çantasına koyduğunu iddia etti.
- Darbenin kanıtı olan notları inkar etti
FETÖ sanığı Partigöç, Genelkurmay Başkanlığında bulunan sırt çantasından çıkan ve altında imzası olan notları da inkar etti.
Darbe girişiminin kanıtı niteliğindeki 2 küçük kağıda yazılmış notlarda şu ifadeler yer alıyor:
Birinci not: "1. Sevgili eşime ve kızlarıma, hayatım, ülkem ve milletim için mücadele ile geçti. 2. Geldiğimiz aşamada ülkemizin kötü gidişine dur demek de bize düştü. 3. Hakkınızı helal edin."
İkinci not: "Canım eşim, seni gerçekten her şeyden çok sevdim. Ama bu başkaldırıyı yapmasaydım da beni hayatımın sonuna kadar hapse atacaklardı, beni affet."
- Adil Öksüz önderliğinde "darbe toplantısı"
Partigöç, FETÖ'nün firari üst düzey yöneticilerinden Adil Öksüz önderliğinde Ankara Çayyolu'nda düzenlenen darbe toplantılarına da aktif şekilde katıldı.
Toplantılara katılanlardan eski albay Hakan Bıyık, darbe girişiminden sonra itirafçı oldu ve toplantılara iştirak edenlerin isimlerini savcılık makamlarıyla paylaştı. Bıyık'ın verdiği isimler arasında Bilal Akyüz, Barış Avıalan, Gökhan Şahin Sönmezateş, Ömer Faruk Harmancık ve Turgay Sökmen ile Partigöç de yer aldı.
Partigöç, darbe toplantılarına katıldığını da örgüt talimatları doğrultusunda inkar etti.
- Çok sayıda darbe sanığı ile iletişim
Darbe girişiminden sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, eski tuğgeneral Partigöç'ün 15 Temmuz akşamından itibaren Genelkurmay karargahında darbe faaliyetlerini sürdürdüğü ifade edildi.
Olay günü Partigöç'ün, eski Polatlı Topçu ve Füze Okul Komutanı tuğgeneral Murat Aygün'ü arayarak "Harekata geçin" talimatını verdiği, Akıncı Üssü'ndeki darbe faaliyetlerini sürdüren sözde konseyin üyelerinden Mustafa Barış Avıalan ve çok sayıda darbe sanığı ile iletişim kurduğu belirlendi.
- Talu, Partigöç'ün FETÖ'cü olduğunu biliyordu
Partigöç ile aynı davada yargılanan ve sözde yurtta sulh konseyinin üyelerinden eski Genelkurmay Personel Başkanı korgeneral İlhan Talu, 26 Mayıs 2017'deki savunmasında Partigöç'ün FETÖ'cü olduğunu bildiğini söylemişti.
Talu, darbeye ilişkin sözde bildirilerde Partigöç'ün imzasını görmesi üzerine FETÖ'nün darbe girişimini öğrendiğini dile getirerek, "Partigöç'ün FETÖ üyesi olduğunu bildiğimden kalkışmanın FETÖ tarafından yapıldığını anladım." ifadesini kullanmıştı.
GRAFİKLİ - Darbe Bildirisindeki İmzasına Rağmen FETÖ'nün İnkar Politikasını Sürdürdü
FETÖ'nün darbe girişiminin askeri kanadındaki planlayıcıları ve icracılarından oluşan sözde yurtta sulh konseyinin üyesi eski tuğgeneral Mehmet Partigöç, darbe bildirilerindeki imzasına rağmen örgüt talimatları doğrultusunda inkarı seçti Partigöç'ün yalanlar üzerine kurduğu savunmaları, sırt çantasında bulunan, 'Canım eşim, seni gerçekten her şeyden çok sevdim. Ama bu başkaldırıyı yapmasaydım da beni hayatımın sonuna kadar hapse atacaklardı, beni affet' notuyla çürütüldü