Kılıçdaroğlu, "Bütün dünyada bomba etkisi yaratan bir haber nasıl olur da bizim ülkemizde görmemezlikten gelinir. Biz ne dedik? 'İddia ciddidir' diyoruz. 'Bu ciddi iddianın üzerine Sayın Başbakan'ın kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapması gerekir.'" ifadesini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa'daki programı kapsamında İnegöl ilçesine bağlı Kurşunlu beldesinde belediyeyi ziyaret etti. Ardından, belediye önünde kurulan platformda vatandaşlara hitap eden Kılıçdaroğlu, CHP'nin, 'vurgunun, talancının partisi, kısa sürede köşeyi dönenlerin partisi olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, sosyal devleti yeniden etkin kılacaklarını dile getirdi.
Wikileaks belgeleriyle ilgili görüşlerini yineleyen Kılaçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'dan kamuoyunu tatmin edecek açıklama yapmasını beklediklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Bir büyükelçi kendi ülkesine kripto gönderiyor ve diyor ki 'buradaki ülkenin başbakanının İsviçre bankalarında 8 ayrı hesabı var.' Bu dünyanın her tarafında önemli bir iddiadır. Ne olacak, bu önemli iddia ortaya atılınca gazetelerde manşet olacak. Manşet yapmazlarsa o gazetecilerin tarafsızlığı tartışılacak. Bütün dünyada bomba etkisi yaratan bir haber nasıl olur da bizim ülkemizde görmemezlikten gelinir. Biz ne dedik? 'İddia ciddidir' diyoruz. 'Bu ciddi iddianın üzerine Sayın Başbakan'ın kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapması gerekir.' söylediğimiz budur."
Başbakan'ın, ABD yerine kendilerine tepki göstermesine anlam veremediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Vay efendim, siz nasıl böyle söylersiniz? Dünyanın her ülkesinde de sorumlu muhalefet bunu böyle söyler. Çık bu iddialara karşı kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yap. Bitti, bu kadar. Hani suyun üzerine çıkacak ya, zeytinyağı gibi. Başladı bağırmaya çağırmaya. Sayın Başbakan, bağırmaya çağırmaya gerek yok, otur adam gibi cevap ver. Senden istediğimiz bu. Cevabını verirsin, bizi tatmin eder etmez, o ayrıca tartışılır ama sen oturacaksın cevabını vereceksin. Eğer Türkiye'de bunu birisi yapsaydı tazminat davaları açılırdı. Suç duyuruları yapılırdı, her şey yapılırdı. Şimdi senin gücün yetiyorsa, yüreğin varsa, Türkiye'de yaptığını dünyada da yapmak istiyorsan çok basit; ABD yerinde duruyor, çıkarsın dava açarsın, hesabını sorarsın. Elinden tutan mı var? Amerika'ya kızamıyor, kime kızması lazım, muhalefete kızması lazım."
"SİYASETÇİ HALKA HESAP VERMEK ZORUNDA"
Başbakan Erdoğan'ın, millete açıklama yapmadığını savunan CHP lideri, şunları kaydetti: "Biz sana açıklama yap diyeceğiz. Sen bulmuşsun medyayı, camlara bakarak millete efeleneceksin. Senin efelenmen bizlere sökmez Sayın Başbakan. Başbakan Erdoğan diyor ki geçmişte benim 1 milyar dolarım olduğunu söyleyenler şimdi Ergenekon'dan yatıyor. Biz sanıyorduk ki Ergenekon'da darbe teşebbüsünde bulunanlar yatıyor. Meğer Sayın Başbakan'ın aleyhine konuşanlar da orada yatıyormuş. Bu da bir başka itiraf. Bu itirafın altında yatan şu: Bu davanın gerçekten de savcısı Sayın Başbakan."
TRT'nin AK Parti iktidarı döneminde tarafsızlığını yitirdiğini öne süren Kılıçdaroğlu, buna gerekçe olarak da kendi açıklamalarını yayınlamamasını gösterdi. Kılıçdaroğlu, "TRT Başbakan Erdoğan'ın CHP'ye yönelik eleştirilerini yayınlıyor. Ancak bu eleştirilere benim verdiğim cevapları yayınlamıyor. TRT halkın vergilerini kullanıyor. Bu yüzden tarafsız olmalı. Başbakan Erdoğan tarafsızlıktan bahsediyor. Ancak TRT'deki durumu görmüyor. TRT tarafsız değil. Onun için bunların tarafsızlık söylemlerine, hukukun üstünlüğü söylemlerine, demokrasi söylemlerine sakın inanmayın." diye konuştu.
KONGRE BASINDA BU KADAR YER ALMAMALI
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ziyaretin ardından gazetecilerin 18 Aralık'ta yapılacak olağanüstü kongreye ilişkin sorularını da cevapladı. Bugün basında yer alan 'eski Genel Başkan Deniz Baykal ile eski Genel Sekreter Önder Sav'ın kurultayda ortak hareket edeceği' yönündeki soruya karşılık Kılıçdaroğlu, şu cevabı verdi:
"Kurultaya gidiyoruz. Ayın 18'inde göreceğiz. Kurultayın, basında büyük ölçüde yer almasını doğru bulmuyorum. Biz bir siyasi partiyiz. Olağanüstü bir kurultaya gidiyoruz. Gündemimizi de o çerçevede yapacağız."