9 Ocak 1996 günü Türkiye'yi sarsan bir suikast meydana geldi. Sabancı Center'ın 25. katına kadar çıkan DHKP/C militanları Mustafa Duyar ve İsmail Akkol, Özdemir Sabancı ile birlikte ToyotaSA Genel Müdürü Haluk Görgün ve Sakıp Sabancı'nın sekreteri Nilgün Hasefe'yi öldürdü. Olaydan 11 ay sonra 1996 Aralık ayında tetikçi Mustafa Duyar, Türkiye'nin Şam Büyükelçiligi'ne telefon açarak teslim oldu. Türkiye'ye getirilen Duyar, 15 Şubat 1999 günü Afyon cezaevinde öldürüldü.
O günden bu yana gerek Özdemir Sabancı cinayetindeki karanlık noktalar, gerekse Mustafa Duyar'ın tam da 'konuşmak istiyorum' diyerek savcılara dilekçeler gönderdiği bir ortamda cezaevinde infaz edilmesinin perde arkası tam aydınlanamadı. O gün Sakıp Sabancı da 25. Kattaki odasında olduğu halde, tetikçiler neden Özdemir Sabancı'yı vurdular? Mustafa Duyar'ın cezaevinde infazı emrini veren güçler kimlerdi? O süreçte bazı hesaplara trilyon düzeyinde paralar yattı mı? Bu soruların hepsi, bu akşam saat 23.00'te TRT Haber'de yayınlanacak "Faili Meçhul" programında cevap aranacak.
İsmet Berkan, Mehmet Altan, Serpil Yılmaz'ın da bilgi ve anlatımlarıyla katıldığı programda yer alan bazı çarpıcı bilgiler şöyle: İstanbul emniyeti olaydan sonra 30 kadar Sabancı çalışanını gözaltına aldı ve Sabancı Center'da çalışan herkesin polis arşivlerinde taramasını yaptı. Poliste kaydı çıkan tek şahıs; çaycı kartıyla suikastçileri yönetim katı olan 25. kata çıkaran Fehriye Erdal'dı. Fehriye Erdal suikastten bir yıl önce, öğrencisi olduğu İstanbul Üniversitesi'nde bir pankart asma eyleminden dolayı gözaltına alınmıştı. Olaydan bir süre önce Dursun ismindeki yönetim katı çaycısının ayrılması üzerine İç Hizmetler Birimi üniversite öğrencisi olan Fehriye Erdal'a yönetim katında geçici olarak çaycı görevi veriyor ve Fehriye Erdal, Dursun'un kartını kullanmaya başlıyor.
SABANCI'NIN KATİLİ KONUŞMAMASI İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ
Sabancı suikasti tetikçisi Mustafa Duyar'ın ölüm emrini veren kişi, Sabancı suikasti tetikçisi Mustafa Duyar'ın 15 Şubat 1999 günü Afyon cezaevinde Karagümrük çetesi olarak bilinen Nuri Ergin gurubundan Ahmet Yargüder tarafından öldürülmesi olayı da programda ele alınıyor. Buna göre, Yargüder cezaevi 2. müdürünün odasına çağrılır ve kendisine telefonun var denilir. Telefonu kaldıran Yargüder ile telefondaki şahıs arasında şu konuşma geçer: "Alo ben Yeşil. Sana bir iş vereceğim, o işi halledeceksin. Orada Mustafa Duyar var. Onu öldüreceksin." Olaydan sonra Özdemir Sabancı'nın odasına propaganda amaçlı olarak bırakılan DHKP-C bayrağının üzerinde bir tek parmak izi çıktı. Bu parmak izi o sırada İstanbul Emniyet'inde görev yapan üst düzeydeki bir emniyet müdürüne aitti.
ODANIN KALABALIK OLMASI SAKIP SABANCI'YI KURTARDI
Suikast esnasında Fehriye Erdal ilk önce Sakıp Sabancı'nın odasını doğru olarak gösterdi. Fakat sonra karar değistirip Özdemir Sabancı'nın odasını gösterdi. Çünkü Sakıp Sabancı'nın odasında kardeşi Erol Sabancı ve Sabancı Holding Genel Koordinatörü Hasan Güleşçi ile birlikte 6-7 kişi vardı. Oysa Özdemir Sabancı'nın odasında iki kişi vardı. Fehriye Erdal, Sakıp Sabancı'nın odasında çok fazla kişi olması sebebiyle son anda suikastçileri Özdemir Sabancı'nın odasına yönlendirdi ve hızla Sabancı Center'ı terk etti.
Programa göre, suikastçiler o gün saat 10.00'da Sabancı Center'ın önüne geldiklerinde silahlar bezle bacaklarına sarılıydı. Yedek şarjör ve mermiler ise ellerindeki bond çantalardaydı.Buna rağmen X-Ray cihazından nasıl geçtikleri hala muamma. Olayı soruşturan dönemin İstanbul DGM savcısı İrfan Özliyen, bir kaç Sabancı Center güvenlik görevlisini de soruşturma kapsamına aldıklarını ancak; silahların, mermilerin ve yedek şarjörlerin cihazlardan nasıl geçirilebildiğini kendisinin de hala bilmediğini ifade ediyor.