İşte Cengiz Alçayır'ın o yazısı;
Fotoğraf!
.jpg)
Hizmet ayağı gibi sunup, allayıp pullayıp sosyal medya üzerinden sana gösterdikleri, görünürde, “Gün batımı”dır ama aslında adı o değildir yukarıda gördüğün fotoğrafın!
*
Ne, peki? Dersen, anlatacağım…
Biraz eskiye gideceğiz, şunun şurasında 6 yıl öncesine. Fotoğrafın biraz daha büyüyüp detaylarının görüldüğü döneme yani.
*
2014 yılı başları…
100 milyon TL. borçla devraldığı bir ilçe belediyesini, nasıl ayağa kaldıracağını anlattığında, ahali de ister istemez heyecanlanmış, işin sonu nereye varacak merakıyla, bekler olmuştu!
Sonuç;
Beş yılın ardından 500 milyon TL. sınırına dayanan bir borç tablosu, darbeci Kenan Evren'in nicelikte pahalı, nitelikte ucuz tablosunu andırmaktaydı. Nitekim, reklama, şova harcadığı para, babasının parası olmayınca, o beş yıllık dönemde aile şirketi uçuşa geçmiş, tek kör kuruşu bile muhafaza edilmesi gereken kamu parasının ise adeta ırzına geçilmişti.
*
Sicili oldukça kabarıktı ama makyaj ustası olduğu için kusurlarını bir şekilde örtmeyi başarabiliyordu. Muhalefetteyken, “Halkın 1 metrekaresini bile sattırmam, başka kaynaklar bulun” diyen adam gidiyor, yerine, koltuğa oturduğunun 3'üncü ayında 92 bin metrekarelik kamu arsasını kelepir fiyata satan adam geliyordu. “Kim satmıyor ki herkes satıyor” diyebilirsin de, “Hiç sattırmam” diyen adam Beylikdüzü Belediyesi'ni adeta “Emlak Ofisi”ne çeviriyor, arsa satışları haraç-mezat peşpeşe devam ediyor, halkın geleceği, mirası, tutanın elinde kalıyordu.
*
Ve…2019
*
Beş yıl boyunca en çok arsa satan, en çok borçlanan, belediye bütçesiyle sıfırdan başlayıp bitirdiği 1 tane bile, (yanlış okumadın) 1 tane bile projesi olmayan bir ilçe belediye başkanı 16 milyonluk İstanbul'a aday gösterildiğinde ise “Beylikdüzü'nde ne yaptıysam, İstanbul'da da aynısını yapacağım” diyecek ve o söylemiyle ite kaka İBB koltuğuna oturacaktı
*
Hakkını yemeyeyim, seçim döneminde vadettiği “Beylikdüzü Modeli”ni çarçabuk uygulamaya geçirdi.
Zira;
Beylikdüzü Belediye Başkanı seçildiğinde de 79 adet olan kiralık araç sayısına tepki gösterecek, “Bu kadar araç israf, tasarruf şart” diyecek ancak ilk ihalede araç sayısını 111'e çıkaracaktı.
Bu yüzden;
Ahali, “Yenikapı İsraf Şovu”nda hop oturup hop kalkarken, benim gibi mevzuya hakim Beylikdüzü cenahı, daha önceden gösterime giren bir tiyatronun ikinci perdesini izler gibi uzaktan uzağa olacakların sınırını tahmin etmeye çalışıyordu. Hoş, kendisinden önceki dönemde çalışan bin 100 personel için de “Bunların 400'ü fazla, ben bu belediyeyi 600 kişiyle bal gibi yönetirim” diyecek aradan geçen birkaç ay sonrasında ise personel sayısı 2 bin 500 sınırına dayanacaktı!
Fazla detaya boğup, ne kafanı şişireyim ne de zamanını çalmış olayım. Ancak yukarıda gördüğün ve “Gün batımı” diye sundukları ve gözlerini uzağa diktirdikleri fotoğraftaki alan var ya, oraya pekte odaklanma!
Şayet çoluk-çocuğun ve ailenin geleceği senin için bir anlam ifade ediyorsa, bilesin ki o fotoğraftaki karanlık alandır asıl gerçek olan.. İstanbul'un üstüne karabasan gibi çöken bir kabus yani…
*
Bahse girerim;
“Beylikdüzü'nde ne yaptıysam aynısını İstanbul'da da yapacağım” diyen CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu sözünü tutacak ve aynısını İstanbul'a da yapacak. Bu kenti, “Bitik Kent” haline dönüştürecek!
Çünkü Beylikdüzü halkına bu fotoğraflardan gösterdiğinde de işaret ettiği yere bakmıştık, “Gün batımına…”
Sonrasında ne oldu dersen, “Her şey güzel olacak” diye bir film başladı, filmin ortalarında ise “G…Girsin Kayak Takımları” sahnesi filan…
