Tükürük Bezi Tümörünün Tek Tedavisi Cerrahi

Tükürük Bezi Tümörünün Tek Tedavisi Cerrahi

Prof. Dr. Ataman Güneri, tükürük bezi tümörlerindeki tek tedavinin cerrahi olduğunu belirterek, “Büyüme hızı çok yavaş olsa da ‘iyi huylu’ deyip de tedaviyi geciktirmemeli. Hem sonradan yapılan ameliyatın riskini artırması açısından hem de iyi huylu tümörün zaman içerisinde kötü huyluluğa dönüşme riski olması açısından zaman geçirmeden tedavinin planlı bir şekilde yapılması gerekiyor” dedi.

Ege Sante Tıp Merkezi’nden Kulak Burun Boğaz ve Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ataman Güneri, tükürük bezi tümörleri hakkında bilgi verdi. İyi huylu ya da kötü huylu tükürük bezi tümörlerinin tek tedavisinin cerrahi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Güneri, “Büyüme hızı çok yavaş olsa da ‘iyi huylu’ deyip de tedaviyi geciktirmemeli. Hem sonradan yapılan ameliyatın riskini artırması açısından hem de iyi huylu tümörün zaman içerisinde kötü huyluluğa dönüşme riski olması açısından zaman geçirmeden tedavinin planlı bir şekilde yapılması gerekiyor. Tümörün yerleştiği yer ve boyutu yüz sinirinin etkilenme riskini etkilemektedir. İşlem, tümör ne kadar küçükken yapılırsa risk o kadar azalacaktır. Tümörün büyümeye terk edilmesi, hastalarda operasyon sırası ve sonrasında yüz sinirinin etkilenme riskini artıracaktır” diye konuştu.



"Yetişkinlerde günde 1 litreyi geçen bir salgı"

Tükürük salgısının önemini anlatan Prof. Dr. Ataman Güneri, şu bilgileri verdi:

“Tükürük, diş ve ağız sağlığı için çok önemli bir salgıdır. İçinde bulundurduğu enzimler ve antikorlar aracılığıyla üst solunum ve üst sindirim yollarının hijyenine katkıda bulunur. Ayrıca nişasta sindiriminin temel taşlarından biridir. Tükürük salgısı, üst solunum ve sindirim yolları açısından önemli bir salgıdır. Tükürük salgısını, vücuttaki tükürük bezleri oluşturur. Tükürük bezleri; kulak önü, çene altı ve dil altındaki tükürük bezlerinin yanında üst solunum ve sindirim yolunun değişik yerlerinde, sayısı bin 500’e ulaşan küçük tükürük bezleri dediğimiz hücresel salgı gruplarından da salgılanır. Tükürük salgısı, yetişkinlerde günde 0,75 litreyi geçen bir salgıdır. Burundan ve genizden giden üst solunum yolu salgısı ile birleştiğinde yutak bölgesinde günde yaklaşık 1 litrelik salgı çıkar. Bu, fizyolojik bir salgıdır. Dışarıdan gelecek bir takım mikrobik ya da toksik maddelerin tutulmasında tükürük salgısının önemli bir görevi vardır.”

"Büyük bölümü iyi huylu"

Tükürük bezlerinin bulundukları alanda değişik hastalıklara maruz kalabildiğini kaydeden Prof. Dr. Ataman Güneri, sistemik hastalıklara bağlı tükürük salgılama bozuklukları olabildiği gibi kişilerin tükürük bezlerinin enfeksiyonları, tükürük bezi taşları, tükürük bezi tümörleri gibi rahatsızlıklarla da sağlık merkezlerine başvurabildiğini söyledi.

Prof. Dr. Güneri, tükürük bezi tümörlerinin genelde büyük tükürük bezi denilen kulak önü, çene altı ve dil altı tükürük bezlerinden kaynaklandığını ifade ederek, “Hücresel bazdaki bezlerin tümörlerini çok nadir görüyoruz. Tükürük bezi tümörleri, kistik ya da solid tümör özelliğinde olabilir. Önemli ölçüde kulak önü tükürük bezinde görülmektedir. Büyük bölümü iyi huylu tümörlerdir. İyi huylu tümörler, bulundukları alanda çevre dokulara yayılım yapmaksızın bez içerisinde ya da bez dışına uzanan büyümeleri ile kendini dışta kitle olarak belli eden yapılardır. Eğer tükürük bezinde herhangi bir hücresel, kötü huyluluk ön plana çıkarsa bu defa çevre dokulara yapışma, hareketsizlik, ağrı, bulundukları beze göre komşu sinirlerde tutunma, yüz felçleri gibi şikayetler oluşabilir” dedi.



“Cerrahi dışında bir tedavi söz konusu değil”

İyi huylu ya da kötü huylu tüm tükürük bezleri tümörlerinin yegane tedavisinin cerrahi olduğunun altını çizen Prof. Dr. Güneri, sonraki dönemde çıkacak olan patolojik tanıya göre bu cerrahiye radyoterapi ya da kemoterapinin uygulanabildiğini belirtti.

Prof. Dr. Ataman Güneri şöyle devam etti:

“Tümörün şişliği boyunda, kulak önünde, çene altında belli bir boyuta geldikten sonra kişi ya da çevresi bunu fark etmektedir. Tümör iyi ya da kötü huylu olsun, tedavi edilmediği takdirde zaman içerisinde kişiye göre değişen hızlarda büyümeye yatkındır. Her doku, belli oranda bir hastalık boyutu kazandığında tedavide olan risk artacaktır. Tümörün tedavisi günümüzde cerrahidir. Cerrahi dışında bir tedavi söz konusu değildir. İyi huylu tükürük bezi tümörleri acil ameliyat gerektiren hastalık değildir ama tümör büyüdükçe, hastanın karşılaşabileceği komplikasyon riskleri de maalesef çoğalmaktadır. Tümör kötü huylu değilse şişlik dışında pek fazla bir şikayet olmuyor. Eğer kistik kitle ise ve enfeksiyon ortaya çıkıyorsa, apseleşmenin getirdiği bölgesel olarak ateş tabloları tabloya ilave olabiliyor.”

“Kötü huyluya dönme riskine de sahip olabiliyor”

Tükürük bezi tümörlerinin vücudun hücre tipi açısından en çeşitli tümör üreten bölgesi olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ataman Güneri, “Tükürük bezinde vücudun en fazla sayıda değişik tümörü görülüyor. Bunda değişik hücresel ve dokusal özellikler var. Tükürük bezi tümörleri, zaman içerisinde tip değiştirerek kötü huyluya dönme riskine de sahip olabiliyor” dedi.

Prof. Dr. Güneri, yüz felci olan kişilerdeki tümörün kötü huyluluğa işaret ettiğini, bu şikayetle gelen kişilerde bölgenin ameliyattan sonra da hasarlı olarak kalacağını söyledi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile