Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mısır'da darbe karşıtlarına müdahale olaylarını yakından takip ediyor.

Başbakan Erdoğan, Mısır güvenlik güçlerinin Kahire'deki Rabiatul Adeviyye ve Nahda meydanlarında günlerdir darbe karşıtı gösteri yapan Mısırlılara sert müdahalesi hakkında erken saatlerde bilgilendirildi.

Başta Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile telefonla görüşen Başbakan Erdoğan, uluslararası temaslara başladı.

Şu anda Türkiye, Mısır'daki olaylarla ilgili yoğun bir diplomasi trafiği sürdürüyor.

AA EKİBİNE GÖZALTI
Bu arada Mısır'daki olaylar sırasında Mısır güvenlik güçlerinin darbe karşıtlarına müdahalesini görüntüleyen Anadolu Ajansı ekibi gözaltına alındı.

Anadolu Ajansı Ortadoğu Bölge Müdürlüğünde görevli kameraman Ahmed Said ile fotomuhabiri Muhammed Hossam, olayları çektiği sırada askerler tarafından gözaltına alındı.

AA ekibinin çektiği fotoğraf ve görüntülere el koyan güvenlik güçleri, bir süre sonra Said ile Hossam'ı serbest bıraktı.

Rabiatul Adeviyye Meydanı'ndan yapılan canlı yayınların kesildiği ve jammer'lar yardımıyla göstericilerin iletişim kanallarını kullanmalarının engellendiği de iddia ediliyor.

Bakan Davutoğlu: Mursi İçin Gizli Diplomasi Sürdürüyoruz

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 'İlk kez açıklıyorum (Mursi'yle görüşmek için) şu an bile gizli diplomasiyi sürdürüyoruz' dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, katıldığı bir televizyon programında Mısır'da yaşananlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Mısır için yapılan girişimlere değinen Davutoğlu, 'İlk kez açıklıyorum (Mursi'yle görüşmek için) şu an bile gizli diplomasiyi sürdürüyoruz' diye konuştu.

Davutoğlu, 3 Temmuz'da gerçekleşen darbeden hemen önce MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın Mursi'yle görüştüğünü kaydetti.

Dışişleri Bakanı 'Mursi hala içerideyken Mübarek'in tahliyesi, süreci tersine çevirir' dedi.

Başbakan Erdoğan'ın İsrail ile ilgili açıklamalarını da değerlendiren Davutoğlu, şunları söyledi:

“Dün gece 02.00'ye kadar bu konu ile ilgilendim. Gece o vakitte Başbakan'ın bütün konuşmasının dökümünü çıkarttım. Daha sonra sabah Amerika tarafına üç mesaj ilettik. Türkiye ile Amerika dost ve müttefik iki ülkedir, basın üzerinden konuşmazlar. Problem varsa birbirleriyle paylaşırlar. Başbakan'ın konuşmasının basına yansımış şekli ile tepki verilmesi bizim kabul edeceğimiz bir ilişki tarzı değil. Bu konuşmada ABD'nin adı bir kere dahi geçmiyor. Tepki verecekse İsrail versin. Biz ABD adı geçmezken ABD'nin bizi kınamasını kabul etmeyiz. Bu kadar Mısır'da katliam yaşandı, bu şiddetli bir kınama ne kadar düşünüldü.”

Davutoğlu, Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında bir zihniyeti tarif ettiğini anlatarak, “O zihniyeti anlatırken iki sene önceki bir toplantıdan örnek veriyor. Bunu bir zihniyet olarak tanımlarsanız. Bir zihniyeti açıklıyor. Bu kadar konuşabilecek bir mesele için bizimle danışmada bir açıklama yapılmasını yadırgadık. Reaksiyon gösterecek olan biziz. Kimsenin dost dediğimiz bir ülkenin Türkiye Başbakanını kınama hakkı yok” ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, kendilerine gösterilen görüntülerde, sokaklarda, evlerde, koridorlarda cansız yatan insanlar gördüğünü ve hiçbirinin kurşun yarası olmadığını söyledi.

Söz konusu görüntülerin gerçek olması halinde, durumun açık bir kimyasal silah saldırısı olduğunu ifade eden Davutoğlu kimsenin saldırıyı inkar etmediğini belirterek, 'Şu an kimse kimyasal saldırı yok demiyor zaten. Suriye rejimi dahi bunu kınıyor ve biz yapmadık diyor' diye konuştu.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban-Ki mun'dan konuyla ilgili iki talepte bulunduklarını bildiren Davutoğlu, ilk taleplerinin New York saatiyle 15:00'te toplanacak BMGK'nın acilen toplanması olduğunu, ikincisinin de BM'nin bölgede bulunan kimyasal silahları araştırma ekibinin deliller ortadan kalkmadan olayla ilgilenmesi olduğunu kaydetti.

Davutoğlu, söz konusu talepler üzerine, Ban'ın, kimyasal silah araştırması yapan ekibin yalnızca 3 yerde çalışma yapmak üzere görevlendirildiğini, diğer bölgeler için Suriye rejiminden izin almak gerektiği yanıtını verdiğini dile getirdi.

-Saldırının araştırılması-

Bunun üzerine bazı ülkelere söz konusu yetkinin acilen genişletilmesi noktasında mektup gönderdiklerini ifade eden Davutoğlu, İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif'le de meseleyi görüştüklerini söyledi.

Davutoğlu, Suriye konusunda İran'dan farklı görüşlere sahip olmalarının bu konuda herhangi bir etki yaratmayacağına vurgu yaparak Zarif'e ortak hareket etmeleri gerektiğini söylediğini belirtti.

Zarif'in kendisine 'Suriye rejiminin de olayı kınadığı ve saldırıyı kendilerinin yapmadığını' söylemesi üzerine de şöyle konuştu:

'Madem kendileri yapmadığını iddia ediyor izin versinler araştıralım. Eğer başka bir grup yaptıysa Türkiye olarak o grubun en şiddetli şekilde cezalandırılması için ne gerekiyorsa öncülük edeceğiz. Ama rejim yaptıysa da sayın Zarif'e sizden de aynı tavrı bekliyoruz dedim. Zarif de BM ile iş birliği yapması konusunda Suriye rejimiyle de temas kuracaklarını söyledi.

'

-'Darbeden hemen önce Mit müsteşarımız Mursi'yle görüştü'-

Davutoğlu, Suriye'de yaşanan kötü tablonun Mısır'da da yaşanması durumunda bölgede çok ciddi boyutlarda istikrarsızlık oluşacağını belirterek uluslararası toplumun, 2 sene önce Suriye konusunda kendilerinin gösterdiği çabalara destek vermesi halinde bugün bu manzaranın yaşanmayacağını anlattı.

Mısır'da da gidişatın oldukça kötü olduğuna işaret eden Davutoğlu şöyle konuştu:

'Eğer uluslararası toplum Suriye konusunda 2 sene önce bizim yaptığımız çabalara en başta katkı verip birlikte baskı uygulasaydı ve Suriye rejimini bu katliamlardan önce durdurabilseydik yada katliamlar başladıktan sonra ortak bir net tavır alınabilseydi bugün orada masum insanlar ölmeyecekti. Şimdi Mısır'da da gidişat o kadar kötü ki. Ölenler bizim kardeşimiz. Uluslararası toplumun harekete geçmek için günlerdir can siperane sürekli olarak tüm dünyanın dışişleri bakanlarını harekete geçirmeye çalışıyoruz Niçin? Bugün Mısır'da eğer bu küçük görünen sayısal olarak Suriye'dekine göre daha az görünen rakamlara müdahale edilmezse benzer bir sürecin Mısır'da da yaşanması, Suriye'dekinin misli ve misliyle çok daha fazla ölüme sebebiyet verir. Herkesin üzerine düşeni yapması lazım. Biz Suriye'de de Mısır'da da insanlığımız ve devlet geleneğimizin gereğini yaptık.'

Davutoğlu, Türkiye'nin Mısır'da yaşanan 25 Ocak devriminden sonra geçiş sürecine en çok katkı veren ülke olduğunun hatta olayların yaşandığı tarih 30 Temmuz öncesinde MİT müsteşarının Mursi ve diğer yetkililer görüşmek üzere Mısır'a gittiğini belirterek şunları kaydetti:

'Başbakanımız 30 temmuz öncesi, yani gösterilerden birkaç hafta önce önce özel bir görevlendirmeyle bir arkadaşımızı Mısır'a gönderdi ve Sayın Mursi ve diğer yetkililer de görüşmeler yapıldı.Yani darbeden hemen önce Mit Müsteşarımız Mursi'yle ve diğer güvenlik yetkilileriyle görüştü. Aslında ben de gitmeyi düşündüm çok ciddi bir kriz görüntüsü oluşturmamak için vazgeçtim.'

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile